Bir Milyon Öğretmen Bir Milyon Fikir

Sadece 1 tane mi fikir gönderiyoruz birden fazla olur mu

Sadece 1 tane mi fikir gönderiyoruz birden fazla olur mu

Hocam ben tek bir dosyada 10 farklı görüş beyan ettim. Görüşler yazıldıktan sonra anahtar kelime bölümü mevcut sitede. Orası çok önemli. Gönderilen binlerce fikrin gruplanması ve öne çıkması anahtar kelimeye bağlı. Örneğin ben yazdığım görüşlere dayanarak (okula başlama yaşı- liyakat- seminerler- 5+3) gibi etiketlemeler yaptım.

Eğitimhanenin 26 Eylüldeki haberinde önerilerin takibinin yapılabileceği yazılıydı.
Ben gönderdiğim öneriyi göremedim. [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] Açıklamada: "sonrasında fikirlerinin ne aşamada olduğunu platform üzerinden takip edebileceklerdir" yazıyor.
Nereden takip edeceğiz?

Sadece 1 tane mi fikir gönderiyoruz birden fazla olur mu

Birden fazla yazılabiliyor

Bir öğretmen arkadaşım, MEB’in ‘Bir Milyon Öğretmen Bir Milyon Fikir’ çalışmasına katkı olarak şunları göndermiş. İznini aldım. Aşağıda paylaşıyorum:

Proje: ’’Eğitim öğretim hayatı boyunca derslerde  bir makine gibi  programlanan insanoğlu,  algısal şartlanmışlıkların içine çekilerek doğal zekasının gardiyanlığını yapmaktadır.  Bu bakımdan  Allah vergisi olan bu doğal zekanın keşfi ancak izinli ve sınırlı alanlarda gerçekleştirilebiliyor. İzinli ve sınırlı bu alanlar okullar oluyor.  Böyle olunca doğal zeka potansiyelinde olanı asla ama asla çıkarma imkanına ve fırsatına kavuşamıyor. Çünkü çocuklarımızın eğitim alanlarında zihni ve bedensel hareketleri;  kimi zaman masa, sıra, duvarlar gibi fiziki engeller kimi zaman korku ve endişe gibi duyguların sardığı algısal şartlanmışlıklar ile sınırlandırılıyor. Doğal zeka, özellikle  bu cendere içinde kendisine açılamıyor. Doğal zekanın kendisine değil de öne sürülene ya da dayatılana  bağlanışı onu yapay bir kılıf içine alıyor. Doğal zeka, bu yapay kılıf içinde eriyerek bütün cevherlerini yitiriyor ve o kılıfın şeklini alarak standart duruma getiriliyor. Eğitim alanlarımız çocuklarımızı daha ileri olana değil de  -mış gibi bir hedefe özendiriyor. Bu bakımdan  benim projemde;  -Mış gibi değil de yaşama dokunan kazanımlar olacak. Bu kazanımlar doğal ders alanlarına, yöntemlerine ve değerlendirmelerine zemin hazırlayacak. Bu zeminde insanın kendisine olan  yolculuğu, mengene gibi sıkıştırıldığı bir yapay yolda değil;  uçsuz bucaksız bir evrenin sakini,  sonsuz bir  hayal dünyasının kaşifi/mucidi olarak yürüyecektir. Ve bu insan;  gerçeklerin ışığında hayallerinin peşinden  koşan birey olarak  doğala, doğaya, dünyaya, evrene gözlerini açacaktır.  İnsan,  bu  yapay uykudan kaldırılacaktır. Kendisine açılacak, kendisini açacaktır. Ve eğitim;  kamplaştırmadan, sınıflandırmadan uzak  doğal akışında doğasını bulabilecek bir sonsuzluğa erişecektir. Böylece eğitim ; canlı ve doğal zekası diri bir çocuğu yapay potalarda eriterek tüketen, bitiren, öldüren değil,  bu çocuğa aslına ve doğasına uyumlu bir yolculukta   yarenlik yapan olacaktır. Ve en önemlisi ana sınıfında gözleri canlı ve parlak olan, doğal zekasına inanan, güvenen ve hayal gücü ile onu besleyerek  şahlandırmaya hazır olan  bir çocuğun, 1.sınıf ve daha ileri sınıflarda  bu özelliklerini öldürmeyecektir. Tüm bu anlattıklarım bağlamında yapay zeka çağına hazırlık olarak  doğal zekanın sonsuz  hayallerine kulaç atacağı doğal eğitim havuzları inşa edilecektir. Bu havuzlar asla süs havuzu olmayacaktır.  Bu havuzdan bütün dersler doğal akışında müfredatsız bir şekilde  yaşama akacaktır. Ve çocuklarımız  sudan çıkmış balık gibi olmayacaktır. Eğitim bütünlüğü sağlanacaktır. Endüstri 4.0 çağında modern TEVHİD-İ TEDRİSATTIR.
Öneri: Merkezi ve merkezi olmayan sınavlar, beraberinde öğrenenlerimizi  bir yığın test kitaplarının içine hapsediyor. Öğrenenlerimizi,  bu test kitapları şekillendiriyor, öğrenenlerimizin  insani ayarları ile bu test kitapları oynuyor.  Ve acıdır ki öğrenenlerimizin hayalleri, ilgileri ve yetenekleri  test kitaplarının köşelerinde küçük birer resim ve söz  olarak kalıyor.  Testlerin arasında kıstırılmış öğrenenlerimiz,  zihnen ve bedenen yaşama kapılarını kapatıyorlar. Yaşamın güzelliklerini, iyiliklerini; sanatsal, kültürel ve sportif  taraflarını  kaçırıyorlar. Halbuki şunu çok iyi biliyoruz:   'İnsan, yaşayarak  gelişir ve insani bazı değerlerini keşfeder. Sınav temelli sistemler, uzmanlaşan yapay zekaların dünyasında eskimiştir.' İşte bu yüzden  öğrenenlerimizin  mahrumiyetinin;   sıradanlaşan, standartlaşan, tekdüze bir hal alan, sınavlarla cebelleşen sistemimizden ileri geldiğini düşünüyorum. Ve okullarımızın, yaşamdan uzak yapılar olduğuna kanaat getiriyorum.  Bu yapı ancak yaşam ünitesine bağlanarak nefes alıp verebilir. Yoksa yapay zekalar çağında,  çağ dışı görünecektir. Bu bağlamda ilk aşamada,   kademeli olarak insandaki  doğal zekayı yapaylaştıran  sınavların kaldırılmasını önerebilirim. Böylece çocuklarımıza ilgi, yetenek ve hayallerine göre başka başka dünyalar açmış olacağız. Onları bir kıskaçtan, velileri de yayınevleri, özel dersler  ve etüt merkezleri gibi cenderelerin altından kurtarmış olacağız.  Eğitim;  doğal rayında daha güzel, özel, verimli  ve  yapay zeka çağında yerli yerine oturmuş olacaktır. Ders saati süreleri kısaltılabilir, buna bağlı olarak  doğal eğitim süreleri uzayacaktır. Haftalık ders saati sayıları azaltılabilir,  buna bağlı olarak doğal ders saatleri artacaktır. Yaz tatili süresi kısaltılabilir,  tatiller yıla 1, 2 ya da 3 haftalık süreler şeklinde  yayılabilir, buna bağlı olarak okul-yaşam akışındaki uyum  bozulmayacak, uzun süreli  zamansal  kesinti bir  çelişki olmayacak  ve  okul-yaşam bütünlüğü sağlanacaktır. Yaşlara göre sınıflandırmalar yapılmayabilir,  buna bağlı olarak öğrenenler  yaşın verdiği 'yeterli!' sınırlandırmasından kurtarılacak  ve eğitim yolculuğunda zaman kazanacaktır. Not verme işlemi olmayabilir, buna bağlı olarak başarısız değerlendirilen  çocuk 'yapamam' şartlanmışlığından ve çaresizliğinden kurtarılacak,  başarılı değerlendirilen çocuk  ileri hayallerini bir  'aferin!'e kurban vermeyecektir. Destekleme kursları kaldırılabilir, buna bağlı olarak çocuklarımız  kendi dünyalarına  yolculuk yapmak için  doğal yaşam zamanları  bulabilecektir.  Bütün bunlar kademeli bir şekilde  iç-dış paydaşlar ve doğal eğitim alanları  hazırlanarak yapılmalıdır.’’ Sizleri de bu çalışmaya katkı sunmaya davet ediyorum. Saygılarımla... Yusuf SEVİNGEN (ALINTIDIR)

EĞİTİM KALİTESİ
Birinci Kademe İçin:
*Sınıf öğrenci sayılarına 25 öğrenci sınırı getirilmesi.
*Sabahın körü ve akşamın karanlığına maruz kalmamak ve çocuklarımızı tüm gün okula hapsetmemek için ders sürelerinin 30 dakika’ ya ;  günlük ders sayısının 5 ders indirilmesi.
Trafik ve servis sorununu hafifletmek için öğle arasının kaldırılarak 9-14 saatleri arasında eğitim yapılması.
*Temel bilgiler, okuma yazma becerileri, dört işlem ve sosyal aktiviteler dışında müfredatın ayıklanması.
*İkili eğitimden normal eğitime geçilmesi.
*Mesleki çalışmalar döneminde mahalli veya bireysel uzaktan eğitim şeklinde öğretmenlerin kendini geliştireceği hizmetiçi eğitimlerin verilmesi.
 *İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde belirli gün ve haftalar, Milli Bayramlar kutlama ve tören ekibi kurulup yıl içerisindeki özel günlerin bu ekip tarafından organize edilmesi.
*Öğretmenleri için eğitim öğretimi aksatacak iş yükünün öğretmenlerden alınması.
ÖZLÜK HAKLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ
*Branş öğretmenleri gibi sınıf öğretmenlerinin de maaş karşılığı girdiği ders saatinin 15 saat yapılması.
*Tüm öğretmenlere yıpranma verilmesi.
*Yüksek lisans ve doktora için öncelik ve kolaylık sağlanması.
*Özellikle sınıf öğretmenlerinin uzun yıllar yer değiştirme  sıkıntısı yaşamasına neden olan mevcut yer değiştirme yönetmeliğinin düzenlenmesi( Örnek: Öğretmenin mevcut çalıştığı kurum veya ilde belirli çalışma süresini doldurduğunda o öğretmene yer değiştirmede öncelik verilmesi gibi.)
İDARECİLİK GÖREVİ
*İdarecilik ikinci görev olmaktan çıkarılıp bu görevler için kadro açılması.
*İdarecilik görevlendirmelerinden sözlü sınavdan vazgeçilip sadece yazılı sınav ile atama yapılması.
*İdarecilikte de il içi ve iller arası yer değiştirme imkanının olması.
*Özellikle okul idarecilerinin görev ve iş tanımları yeniden yapılması; sınırlarının belirlenmesi.
*Her okula mali işleri yürütecek bir memur görevlendirilmesi; küçük okullar için birden çok okulla ilgilenecek bir memur görevlendirilmesi.

Yıl sonunda her sınıf düzeyinde kapsamlı bir değerlendirme yapıp sınıf tekrarı hayata geçirilmeli.

OFE dersinin adını değiştirmek yerine okullarda bu derslerin gerçek anlamda işlenebileceği ortam ve altyapı oluşturulmalı

"İlkokulları sadece eğitim yuvası" olarak kurgulamaya çalışıp bu yavruları 5.sınıfta "DPY" gibi bir sınava tabi tutmaktan vazgeçilmeli.

yukarıdaki mesajlarda fikirlerini yazan arkadaşlarımın en çok beğendiğim önerilerini ben de proje sayfasına yazdım.

* Robotik kodlama dersi ilkokul 1. Sınıftan başlanarak zorunlu ders olsun
* Yaz tatili süresi kısaltılsın
* Okuldan atılma, disiplin cezaları yerinde ve sert uygulansın
* Öğle arası olmasın
* Yıpranma payı getirilsin
* Diğer üniversite mezunu meslekler ile öğretmenlerin maaş ve emekli maaşı adaletsizliği giderilsin
* Özel okullara verilen teşvik kaldırılsın, bu miktarlar devlet okullarına gönderilsin
* Seminer dönemi kalksın yada bu zamanlarda öğretmenlerin ilgi,yeteneklerine isteklerine göre kurslar,seminerler verilsin.
* Sınıf öğretmenlerinin maaş karşılığı girdiği ders saati 15 saat yapılsın.
* Yüksek lisans ve doktora için öncelik ve kolaylık sağlansın.
* Özellikle sınıf öğretmenlerinin uzun yıllar yer değiştirme  sıkıntısı yaşamasına neden olan mevcut yer değiştirme yönetmeliğinin düzenlensin, kolaylık ve öncelik tanınsın.

ne kadar çok tekrarlarsak ilgililerin daha çok dikkatini çekeriz diye düşünüyorum.

benim düşüncelerim;

- 4+4+4 sisteminden vazgeçilerek ilkokula 5. sınıf tekrar getirilip, anasınıfının zorunlu olması sağlansın. 1+5+3 sistemi daha doğru olacaktır.

- ilkokulda branş (müzik, beden eğitimi, görsel sanatlar, ingilizce) ders sayıları artırılsın. Derslere branş öğretmenleri girsin. ( Bu ders sürelerinde sınıf öğretmenlerinin okulda bulunma zorunluluğu kaldırılsın ve ekders ödenmesin.)

- tüm sınıflarda sınıf tekrarı tekrar getirilsin.

- meslek ve yetenek okullarına ilkokuldan sonra yönlendirme yapılsın. lise düzeyinde geç kalındığını düşünüyorum.

- öğretmene okulda ve dışarıda veli, öğrenci ve yakınları tarafından yapılan şiddet ve tacize, idareciler tarafından yapılan mobbinge kanunlarla sert cezalar verilsin.

- ders kitapları ttkb onayından geçen en az 10 farklı yayınevinden internet üzerinden o yıl okutacağı sınıfı belli olan öğretmenler tarafından oylanarak seçilsin.en çok oy alan o yıl okutulacak ders kitabı seçilsin.ders kitaplarının yanında her ders için etkinlik kitabı da dağıtılsın (çoktan şeçmeli, klasik, boşluk doldurma, eşleştirme, boyama, kesme-yapıştırma vb. sorular ve etkinlikler yer alsın.).
Bu şekilde kaynak kitabı alınmasının önüne geçilebilir.

- 4+4+4 sisteminden vazgeçilerek ilkokula 5. sınıf tekrar getirilip, anasınıfının zorunlu olması sağlansın. 1+5+3 sistemi daha doğru olacaktır.
- tüm sınıflarda sınıf tekrarı tekrar getirilsin.

bence bu talepler olmazsa olmaz...

bende çocukların ilkokul hatta anaokulundan itibaren Beden eğitimi derslerine olmalı ve branş öğretmenleri girmeli Spor ve gençlik merkezi koordinatörlüğünde spor alanlarından faydalanılmalı belediyelerde destek vermeli sporcu yetiştirmeli diye düşünüyorum.ve kendi basketbolcu ,futbolcu ,voleybolcumuzu.. yetiştirmeliyiz. TüRK TAKIMLARINDA  yabancı oyuncu görünce dayanamıyorum.bizim gençlerimiz sokakta işsiz güçsüz  gezerken onlara milyarlar verilmesine çook üzülüyorum.Sporcuda yetiştiremiyoruz biz de genç mi yok sanki.

Normal eğitimden vazgeçilmelidir. Eğitim sabahçı öğlenci olmalıdır. Hem çocuk kendine , derslerine, ödevlerine, oyuna vs..vakit ayırmalı....Hem de aile bilecek çocuk şimdi okulda veya okuldan gelecek . Ona göre hastaneye, çarşıya, pazara, ziyarete vs...gidebilecek vakti ayarlar...Hem çalışan hem de küçük bebeği olan bayan öğretmeni düşünmeli, ne zaman yemek yapacak....veya her ikisi öğretmen olan eşleri düşünmeli, sırf çocuk için ikili eğitim yapan okul arayan veya okullar normal eğitime geçiyor diye tayin isteyemeyen öğretmenler var..... Kesinlikle..... İKİLİ EĞİTİM.....

Ben artik umudumu iyice yitirdim. Bu senede boyle avutacaklar bizi. Insallah yanilirim

Arkadaşlar,fikrimi yazdım gönderdim.başvuru numarası verilmedi."Alındı inceleniyor" yazıyor uzun süredir.başvuru numaranız var mıydı ?nasıl bir cevap geliyor incelendikten sonra?

Ben mesajımı attım altına da cep telefonumu yazdım geri dönüş yapsınlar diye.Gerekçelerini diğer devlet kurumlarıyla kıyaslayarak hiç çekinmeden yazdım.

başvuru numarası vermişler miydi öğretmenim?takip edebilmeniz için.

Öğretmen umut demek, öğretmen ışık demek.....

Siz bu kadar ümitsiz bu kadar ışıksız olursanız bizler ne yapalım....

Bu ülkeyi öğretmenler değiştirdi ve değiştirecek...

Yetiştirdiğimiz çocuklarla....

İdealisliği öğretmenlerden öğrenemeyeceksek kimden öğreneceğiz....

Işıklarımızı söndürmeyin... Bir kelimeniz bile bir hayat değiştiriyor kurtarıyor unuttunuz galiba....

Saygılar........