Birleştirilmiş Sınıf Öğretmenleri Günlüğü 2

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 30 Nis 2013 22:24:49
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Keyifler yerinde komşum. Seni sormalı, üşengeçlik haricinde. Cevap yazmaya da halin yoktur gerçi :D



Her hal ve koşulda sana laf yetiştiririm komşum, merak etme ;)

Çevrimdışı s.kahya

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 8.773
  • 33.613
  • Müdür Yardımcısı
  • 8.773
  • 33.613
  • Müdür Yardımcısı
# 30 Nis 2013 22:26:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Buruk...
Yarın mitinge gidemiyoruz özel bazı sebeplerden ötürü, canım sıkıldı akşam akşam işte ondan.. Hiç kaçırmamıştım senelerdir :(
Onun dışında iyiyim.
Anladım hocam...Sağlık olsun..Bir daha ki seneye inşallah..

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 30 Nis 2013 22:26:54
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bir öceki sayfanın ilk mesajı ruh halimi az buçuk anlatır komşu :)

Gördüm onu evet. Ama eskiden de böyleydi bu durum hatta şimdilerde daha bilinçli insanlar ve çocuklar bence. Sana delisi denk gelmiş..
Hayat acı be komşum. biz neler gördük, kimse aman demedi. Boşver ne kadar erken o kadar iyi..
bir iki ağlar sonra alışır, güçlenir çocuk.

Çevrimdışı halime46

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 243
  • 276
  • 243
  • 276
# 30 Nis 2013 22:27:37
AFFETMEK!
Bir lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur: 'Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?' Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul ederler. 'O zaman' der öğretmen. 'Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da söz verin'. Öğrenciler bunu da yaparlar.
'Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!' Öğrenciler, bu işten pek bir şey anlamamışlardır.

Ama ertesi sabah hepsinin sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen: 'Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun.' Bazı öğrenciler torbalarına üçer beşer tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur.

Öğretmen, kendisine 'Peki şimdi ne olacak?' der gibi bakan öğrencilerine ikinci açıklamasını yapar: 'Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde, hep yanınızda olacaklar.'

Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan öğrenciler şikayete başlarlar: 'Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor.' 'Hocam, patatesler kokmaya başladı. Vallahi, insanlar tuhaf bakıyorlar bana artık. Hem sıkıldık, hem yorulduk?'

Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir:

'Görüyorsunuz ki, AFFETMEYEREK KENDİMİZİ CEZALANDIRIYORUZ. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz, halbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir.'  (Alıntıdır.)

Çevrimdışı kulut

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 3.145
  • 4.568
  • Müdür Yetkili
  • 3.145
  • 4.568
  • Müdür Yetkili
# 30 Nis 2013 22:27:55
ayran isteyen var mı?
bol köpüklü

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 30 Nis 2013 22:29:04
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ayran isteyen var mı?
bol köpüklü

Ekşidi artık ayran da :)
Ahmet Telli'nin bir şiiri vardır.
Su çürüdü der...
O geldi bak şimdi aklıma..

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.926
  • 513.099
  • 32.926
  • 513.099
# 30 Nis 2013 22:30:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Gördüm onu evet. Ama eskiden de böyleydi bu durum hatta şimdilerde daha bilinçli insanlar ve çocuklar bence. Sana delisi denk gelmiş..
Hayat acı be komşum. biz neler gördük, kimse aman demedi. Boşver ne kadar erken o kadar iyi..
bir iki ağlar sonra alışır, güçlenir çocuk.

Ben alışkın değilim böyle şeylere. Aslında alışamıyorum. zamane çocukları acımasız olmakta daha bilinçli evet.

Hayat ayakta durana şakacıktan gülümser. Ayakta durması kendi yararınadır, devrilirse amanınnn. :)

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.926
  • 513.099
  • 32.926
  • 513.099
# 30 Nis 2013 22:31:02
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ayran isteyen var mı?
bol köpüklü

Bu olur mu? :D

_________

Az önce feyste gördüm... :D

Keşke yaratıcılığımızı bilimde de kullanabilsek...

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 30 Nis 2013 22:33:32
:)
Haklısın canını sıkmakta, kim olsa üzülür.
Sosyal hizmetlerde gönüllü anne olmak üzereyim, gidip görüştüm. Hadi hayırlısı bakalım, senin o öğrencin gibiler kıracak bizler de onaracağız işte ...

O fotoğrafı ben de görünce epey bi gülmüştüm :D
İşler Güçler oyuncusu ödül alırken bu ayran mevzusuna değinmiş.
Birazdan kutlama için ayran içmeye gideceğiz ama ben sek sevdiğim için yoğurt yiyeceğim demiş :D

Çevrimdışı aşk-ı şehir

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.764
  • 5.041
  • Müdür Yetkili
  • 2.764
  • 5.041
  • Müdür Yetkili
# 30 Nis 2013 22:35:20
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ayran isteyen var mı?
bol köpüklü

Ben sek sevdiğimden yoğurt yerim.İçine su girmeyecek (Alıntı) :)

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ben alışkın değilim böyle şeylere. Aslında alışamıyorum. zamane çocukları acımasız olmakta daha bilinçli evet.

Hayat ayakta durana şakacıktan gülümser. Ayakta durması kandi yararınadır, devrilirse amanınnn. :)

Kader o yavrumuz için de yolunu çizmiştir.Keşke anne-babasından öğrenebilseydi gerçeği.Ya da hiç öğrenmese daha mı iyiydi.Bundan sonrası için yolu açık olur umarım.

Çevrimdışı halime46

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 243
  • 276
  • 243
  • 276
# 30 Nis 2013 22:41:58
Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Sakın emeğini, bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma .”

Çevrimdışı kulut

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 3.145
  • 4.568
  • Müdür Yetkili
  • 3.145
  • 4.568
  • Müdür Yetkili
# 30 Nis 2013 22:42:06
içine hayallerimi koyduğum cüzdanım çalındı. :'(

Çevrimdışı aşk-ı şehir

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.764
  • 5.041
  • Müdür Yetkili
  • 2.764
  • 5.041
  • Müdür Yetkili
# 30 Nis 2013 22:43:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bu olur mu? :D

_________

Az önce feyste gördüm... :D

Keşke yaratıcılığımızı bilimde de kullanabilsek...


Ek1

Biri tostla diğeri dostla içilir :)

Çevrimdışı halime46

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 243
  • 276
  • 243
  • 276
# 30 Nis 2013 22:44:55
ÇİÇEĞİN PEŞİNDE!
Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı…

Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu.

İş ilişkiye gelince oldukça içli, hattâ aşırı hassas bir kadınım. Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdum duymazlığı,
evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı.

Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum. Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye?' diye sordu.

 'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim,  'sadece yoruldum.'

Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!

Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne yapabilirim?'

Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu.

'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.'

'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl olacak. Bunu benim için yapar mısın?'



Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını yarın vereceğim' dedi. Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.

Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı.
 
'Sevgilim' diye başlıyordu, 'O çiçeği senin için koparmazdım'

Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.

'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.'

'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.'

'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'

'Sâdık arkadaşının her ayki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var'

'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var.'

'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin - gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'

'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım birtanem.'

Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu.

Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.

'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.'

Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.

Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim.


BU GERÇEK AŞKTI.

İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, HUZUR ve DURGUNLUK içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.

Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil... Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz... Ama hep oralarda bir yerdedir.

Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır.

 Hayat tam da böyle bir şeydir.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.926
  • 513.099
  • 32.926
  • 513.099
# 30 Nis 2013 22:46:15
Haftanın konuğu etkinliğini zalim hocam yapıyordu dimi?  Yeniden başlamışlar anlaşılan...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK