ÖĞRETMEN
Aylardan Mart günlerden perşembedir. Bir öğleden sonra çalan telefon ertesi gün yapılacak olan toplantının haberini verir. Öğretmen hazırlanmalı ve o toplantıda mazeretsiz olarak bulunak zorundadır. Cuma sabahı ayazda şehre inen minibüsle öğleden sonraki toplantıya gidilmelidir..
Gider de zaten öğretmen. Toplantı salonunda kimsenin olmayışı tuhaftır biraz ve öğretmen başka bir arkadaşını arayarak durumu sorar. Toplantı ertelenmiş ve pazartesi sabah ona alınmıştır. Öğretmenin canı sıkılır bu duruma ve haberdar edilmeyişine. Gider sorar toplantıyı haber veriyorsunuz da ertelendiğini neden söylemiyorsunuz diye. E hocam biz telefon zinciriyle arattık tüm okulları cevabıyla sarsılır. Zincirde halka olamamak ne kötüdür..
Gün pazartesi olur toplantı üç saat sürer ve köyün arabası kaçar.. Sonra bir fırtına çıkar ki akıllara sezadır. Öğretmen görev yerine gidemez. Gün salı olur, hoca yollar kapalı ama biz gene de çıkacağız diyen muhtarın peşine takılır öğretmen ve tam dört saat tipiyle mücadele edildiği halde köye çıkılamaz. Öğretmen bambaşka boyutlardadır. Gün Çarşamba olur. Öğretmen köye çıkmadan Milli Eğitim’e gidip durumu anlatır. Tutanak tut, yapamadığın eğitimi telafi et, telafinin de tutanağını tut bize getir cevabı alır öğretmen. İlgisizliğe aldırmadan öğretmen tekrar köy minibüsüyle dener şansını ama gene olmaz. Özel İdareye bağlı tüm greyderler arızalı olduğu için yollar açılamamıştır. Bu sefer çok uğraşmadan merkeze geri dönülür. Hocam der minibüs şoförü ben seni ararım yollar açılınca.. Nitekim arar da Cuma gün öğleden sonra.. Öğretmen yorgundur.. Uzamış sakallarıyla çok da andırmamaktadır zaten öğretmen manzarasını.. Sen git abi der ben gelirim..
Ne öğretmenlik yapası vardır ne de köyde olası.. Ve gün Pazar olunca artık mecburen gelir görev yerine.. tipiden dolayı okulun kapısı tamamen kar altında kalmış lojman duvarları buza kesmiştir.. Öğretmen ağlamaklıdır.. 27 Ekim’den 11 Mart’a kadar beyaza bakan gözler cidden yorulmuştur.
137 gün dile kolaydır…
Ve günlerin Salı olduğu o zamanda dört saatlik tipi mücadelesi akla zarardır..
Ve tutanak bir sayfa kağıttır..
Ömürden giden damla damla gözyaşıdır…
Öğretmen nerede kalmıştır?Karnını nasıl doyurmuştur?
Parası var mıdır?
Bu ülkede öğretmen kimin umurunda dır?
Bazen isyana girmemek için zor tutuyorum kendimi.
Bence öğretmenler özellikle müdür yetkili öğretmenler insan değildir.NŞA da hiç bir insan bunların çektiklerini çekemez.
Allah yar ve yardımcımız olsun.Amin.