[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] hocam, ben 3 jenerasyon okuttum. Yamalı sınıflarda okuttum.
Bahsettiğiniz, anlamda öğrenciler gibileri ile genelde hiç başarılı olamadım. En baştan, şahsen itiraf edeyim. Kimseyi uzaktan akılla kandıramam.
Sanırım kavgacı-küfürcü- ilgisiz bir 2. sınıf kız öğrencimin babası öldükten sonra, kira borçlarını ödediğimi, tek kalan anası hastalandığında, hastaneye götürürken, ardından süt-muz vs.. götürdüğümü unutmuyorum. Ama okul dışı satranç çalışması yapmaya başladığımda satranç bilmediğini, bahane ederek çalışmaya katmamıştım. Sonradan kendisi yalvar yakar gelmek istedi.
Aradan 2 yıl geçti. Bu hayatta yalnız kalmışlar, 55'lik anasıyla, İstanbul'un kenar mahallesinde yaşar. (Annesi çöpten topladıklarını satardı.Bir gün sokakta onları gördüm. Gene çöp topluyorlardı. Kız beni gördü kaçtı. Annesinin elinden aldım çöp torbasını, içindeki 3 renkli
lazer hp yazıcı parçaları da biraz ağırdı. Hava zaten soğuk, vakit te akşamdı.Onlar utandılar, ama utanılacak bir şey olsa, ben o an olmazdım ne orada, ne burada. ) Bu öğrenci, geçen hafta da beni aradı. (Bazen ayda 2 kez arar, ama çağrısını kapatırım, ben geri dönüş yaparım, az buçuk masraf olmasın diye.)
Şimdi 6.sınıfta. Kendi sınıfının, sınıf birincisi. (Öyle söylüyor telefonda, ama öğretmen, öğrencisinin ne zaman yalan söylediğini, ne zaman doğru söylediğini iyi bilir, şahsen bu küfürbaz, bu kavgacı kız içinde geçerli.)
Unutmadan, 2. Sınıfın ilk veli toplantısında erkeklerde katılacak, dediğim toplantı da görmüştüm çocuğun babasını, (yatalak hastaymış, bilmiyordum, İlk kez ve son kez görmüştüm.) 2 hafta sonra vefat haberini duyunca, bir tuhaf oluyor insan;
Ne diyim işte, durum karışık.
Çok laf söyleyip kimseyi kandırmayayım,
Ama ders dışı etkinlikte lazım, bilmem bunu nasıl anlatmalıyım.
iyi hoş da serdar öğretmenim, anne babanın vermediği değeri biz onca öğrenciye vermeye çalışıyoruz, haliyle biz de insanız. altından kalkamayacağımız yükün altında eziliyoruz. ben kendimi o kadar güçlü hissetmiyorum, hele bu çalıştığım köyde hiç hissetmiyorum. ailelerin bir eşya -hem de işe yaramaz olanından- muamelesi yaptıkları bu çocuklara iade-i itibarı hep öğretmenler versin isteniyor. böyle davrandığımızda çocukların da hallerinde düzelme olacağını örneği ile çok güzel belirtmişsiniz ve hatta tarihte bunun gibi hayata yön veren öğretmenleri de öğrencileri de okuduk, bu doğru. Ama ben, ah diyorum, keşke bu kadar sorumsuz, bilinçsiz aileler olmasa idi, çocuklarımız bu kadar başı boş olmasa idi, diyorum ve yorgunluktan lal olmuş yüreğimi, yorgun yüreğimi susturuyorum.