Diyarbakır'da Naim öğretmen internet olmadığı için derslerden geri kalan öğrencileri için kollarını sıvadı. Öğrencilerine ağaç gölgesinde yüz yüze eğitim verdi. Otomobilinin kaputunu ise yazı tahtasına çevirdi.
Sabah'tan Ali Atuntaş'ın haberi: Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Kıraçtepe Köyü İlkokulu'nda sınıf öğretmenliği yapan Naim Erdem, 2 yıldır internet alt yapısı olmayan köyleri dolaşarak öğrencilerine yüz yüze eğitim veriyor.
Canlı derslere internet altyapısı olmayan 5 köydeki öğrencilerinin katılamadığını belirten Erdem "4'üncü sınıftaki öğrencilerim 5'inci sınıfa yani ortaokula geçecek. Dersler hızla ilerlerken köylerdeki çocuklarım derslere giremiyordu. Ben de köy okulunda okudum ve o zorlukların içinden geldim. Bu yıl çocukların öğrenimleri için çok kıymetli bir dönem. Nasıl ki bir tohumun tarlaya zamanında ekilmesi gerekiyorsa, öğrencilerimin o bilgileri de bu zamanda almaları gerekiyor. O yüzden 'Okul dört duvar arası değil, eğitim her yerde verilir' diyerek hafta içi köylerdeki öğrencilerime giderek onlara ders vermeye başladım. 2 yıldır öğrencilerimle pandemi kurallarına uyarak yüz yüze ders yapıyorum" dedi. Öğrencilerine hızlandırılmış eğitim programı uygulayan Erdem "Babam çiftçiydi. Bir süre köy okulunda bir süre de yatılı okulda kaldım. Derslere başladığımız ilk zamanlarda yazı tahtamız yoktu. Otomobilimin kaputunu yazı tahtası olarak kullandım. Ağaç gölgelerinde açık hava sınıfları kurdum. Bazen de köylülerin ekmek yaptıkları tandırları sınıf olarak kullandık. Fiziki şartların hiçbir önemi yok, yeter ki çocuklarım eğitimlerinden geri kalmasın. Benim için her yer okul, her yer sınıf" diye konuştu.
KÖYLÜLER BAĞRINA BASTI
Naim öğretmen ile köylüler arasında da zamanla güçlü bir bağ oluştu. Naim öğretmenin fedakarlığına her fırsatta teşekkür eden köylüler, ona süt, yumurta ve soğan gibi yiyecekler ikram ettiler.
Köylülerin bu davranışları karşısında çok duygulandığını belirten öğretmen Erdem şunları söyledi: "İşlememiz gereken tüm konuları işledik ve şimdi pekiştirme olarak tekrar o konuların üzerinden geçiyoruz. 2 yılda köylülerle de sıkı bir gönül bağımız oldu. Öğrencilerimden biri kola şişeleri içerisinde süt ile yeşil soğan getirdi. 'Öğretmenim annem sizin bizim için o kadar yol geldiğinizi söyledi. O yüzden bu sütleri size götürmemi istedi' dedi. O anda çok duygulandım. Bir öğrencimin ailesi de 3 yumurta göndermiş. Birçok köylü de beni yemeğe davet etmişti ama pandemi nedeniyle kabul etmemiştim. Ne mutlu ki böyle yüreği güzel insanlarımızı var. Ne mutlu ki ben de böyle yüce gönüllü bir milletin evladıyım."