Sınıf öğretmenliği güzel olduğu kadar en yorucu branştır da aynı zamanda...
Sadece öğretmenlik yapsaydık herhalde ömür boyu bu meslekte kalırdım lakin asl işimiz dışında gereksiz o kadar çok şey yapıyoruz ki bunları site içinde farklı konu başlıklarında da dile getirmiştim,o nedenle burda bir kez daha tekrarlamanın lüzumu yok bence,bilen biliyor yani...
Şimdi branş değiştirme şansımız olsa ve şartsız şurtsuz bir defaya mahsus imkan verslerdi ben tereddütsüz rehber öğretmen olurdum...
Bi odaları var (ben müdür yardımcısıyım ve odam yok,oda meraklısı değilim yanlış anlaşılmasın) önlerinde bilgisayarları (benim sadece bana ait bi bilgisayarım da yok) karışanları edenleri yok...
Sorumlulukları neredeyse hiç yok,hemen hemen herşeyden muaflar,nöbet yok,sınavda görev yok,derse girmek yok,boş derse girmek hiç yok...
Bütün gün bilgisayarla haşır neşirler,ara sıra ellerinde bir kupa bardak ile dolanıyorlar,2 haftada bir rehberlik etkinliği adı altında da kağıtlar veriyorlar öğretmenlere...
Rehberlik dersi (herhangi bir sınıfın) boş geçse o boş geçen derse bile girmezler,bakın asıl branşları olan bir dersten bahsediyorum
Öğrenci işleri dışında (o da belli başlı işler) başka hiçbir görev veremiyorsunuz,yaptıramıyorsunuz,yapmıyorlar...
Her yıl valilik bir de uyarı gönderiyorokullara ,rehber öğretmenlere yönetmelikleri dışında bir iş yaptırmayın sakın haaaaa diye
Mesaileri esnek,9-3 arası,bakmayın 9-3 dediğime,çoğu zaman 10:00- 14:30 yapıyorlar yani en az 1,5 saat eksik... üstüne bir de öğlen yemek molası (çok yoruldular hakları tabii)
Adey,ridef,tefbis,mebbis,eokul,okul aile birliği,para pul işleri,komisyonların neredeyse %95 inden muaf olma durumu...
İşin en güzel taraflarından biri de biz idareciler gibi düzenleniyor ekdersleri (en manasız kısmı da burası geliyor bana,hadi kendimi geçtim 30 saat derse giren bir sınıfçı en fazla 15 saat alırken bu arkadaşlar nasıl olur da 18 saat alırlar)
daha sayayım mı?
Ben dürüst davranıcam,eğer ki bu imkanları bir sınıf öğretmenine verseler (ben yarısına bile kabulüm) hiç düşünmeden sınıf öğretmenliği derdim yine...
Ancak bu şartlarda bana sorulan bu ve benzeri sorulara cevabım net: Rehber öğretmen olmak isterim...
Zamanında İzmir dokuz eylül pdr yi kazanmıştım (daha doğrusu puanım o bölüm için yetiyor da artıyordu) ancak para olmadığı için okuyamadım,yani babam okutamayacağını söyledi,o nedenle sınıf öğretmenliğini seçtim kendi şehrimde kalmak ve okumak zorundaydım (bizim burda da pdr bölümü ne yazık ki yok)
şuanki imkanlar o yıllarda elimde olsaydı asla düşünmezdim pdr yazardım...
PDRci arkadaşlar alınmasınlar ama bugüne kadar onlarcasıyla çalıştım,bir o kadarını da yakından tanıma imkanım oldu ve ne yazık ki ''çalışan'' bir PDRciye rastlamadım...
Ben rehber öğretmen olsaydım çalıştığım okulda yapmayacağım etkinlik kalmazdı,öğretmenlerin yükünü,idarecinin yükünü azaltmak bile en büyük yardımdır..
odaya kapanan ,çay çorba içen,işinin dışında mesleğinin haricindeki işlere zaman ayıran ancak asıl işini yapmayan tüm öğretmenlere isyanımdır bu (bu akşam konumuzun başrolünde pdrciler vardı yani bugün okuldaki bu arkadaşa sinirliydim,bir toplantıya gitmemek için emin olun yapmadığı şey kalmadı,o nedenle pdrcilere patladım,işini hakkıyla yapan arkadaşlara sonsuz saygım vardır (keşke o arkadaşlardan biriyle çalışma imkanım olsa)
Sürç-i lisan ettyisem affola...