Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.
Cemil Meriç'in "Bu Ülke" isimli eserinden alıntılar :
Çağdaş Avrupa'nın demokrasi anlayışı bu, kısaca.
Şimdi de İslâmiyet'in devlet telakkisine bir gözatalım.
İnsanlar, doğuştan eşittirler: kullukta, fanilikte eşitlik.
Ama menfi bir eşitlik bu.
Sonra, iman sayesinde yeni bir eşitlik kazanırlar, kardeş olurlar.
Rabbin lütuflarmdan aynı ölçüde faydalanacaklardır: hukukî ve müsbet bir eşitlik.
Kulun bütün haysiyeti: mümin oluşunda.
Kul, mümin olunca hukukî bir hüviyet kazanır, dilenciyi halifeye eşit kılan bir hüviyet.
İslâm için hürriyet felsefî değil, hukukî bir mefhum.
Temeli: camianın bütün fertleri arasında tam bir hak eşitliği olduğu inancı.
Hükmeden Allah'tır, bu hâkimiyet devredilemez.
Allah, her ul-ül emr'i* otorite ile doğrudan doğruya teçhiz eder.
Emir (veya Sultan) seçimle gelse de, durum değişmez.
Allah'ın dışında cismanî bir otorite yoktur.
Vardır demek, Allah'a şerik koşmaktır.
Ul-ül-emr, Allah'ın aletidir sadece.
İslâmiyet'te her türlü istibdada, ahkâm-ı Kur'aniyye dışındaki her türlü keyfiliğe karşı direnmek için birçok yollar vardır.
Kitap sahibi kavimler, İslâm'ın üstünlüğünü kabul etmek ve ona cizye ödemek şartıyla hudutlu, fakat teminatı olan bir hakka lâyık görülürler.
Bu himaye, ümmetin bir civanmertliğidir.
Bir nevi misafirperverlik.
Himaye edilenlerin daha az vazifeleri olduğu için, hakları da daha azdır.
İbadetlerine devam edebilir, kendi kanunlarını uygulayabilirler.
Putperestlerin camiada yeri yoktur.
Ama Müslümanlar onları da zaman zaman korumuşlardır.
Her kâfir ve putperest İslâmiyet'i kabul eder etmez, misak'a dahil olur.
İslâm, cihanşümul bir dindir, bütün insanlara hitap eder.
Kast da tanımaz.
Gerçek Müslümanın nazarında sosyal sınıf diye bir şey olamaz.
Servet veya mevki ayırmaz insanları; Müslüman, Müslümana eşittir.
Günümüzde kaç kişi " İslâmiyet'in devlet telakkisi" hakkında bilgi sahibidir?