[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim demek istediğim iyimserlik değildi,ya da Polyanacılık.Benim demek istediğim sanırım Alice'deki,tavşanın hali.Onun kadar hızlı değil ama bulunduğun yerde durma ,geç git...Yani bununla zaman geçiremem,önümdeki yolda yürümem gerek,ömrüm azalıyor.Olur bazen can sıkıntısı,kırgınlıklar,kavgalar.Durakta bekler gibi bekleme,geç git,yürü git, dediydim.Sırtımızda yara varsa başka birini de öyle biz yaralamışızdır,yüzde elli,elli diyenlerdenim ben de.Karşılıklı olur her şey.Ya tamir edersin ya da geçip gidersin.Çok şükür denilecek o kadar çok şey var ki hayatta,o yürekteki yaralar sadece bir kabuk.Sen istersen çekirdek gibi çitlersin,istersen öyle durur.Hayat çok çabuk geçti benim için,hiç anlamadım.Yani başka insanların ya da kendimin yaptıkları ile bekleyemem artık,yolu yarılayınca fark ediyorsunuz bunu.İçimin acıdığı,gözlerimin dolduğu oluyor bazen ama Allah bana bir ömür vermiş,bir daha da vermeyecek.İlle yürümem gerekir elim ayağım tutarken diyorum.
Çok sevdiğim bir atasözünü yeni öğrenmiştim.Kıra gidince tosbağa,suya girince kurbağa olma hali.Bunu yetişkinler gibi politik davranıp çıkarını kollama ya da omurgasızlık olarak görmüyorum ben ama,tıpkı bir çocuk gibi hayata uyum sağlama,bulunduğun yerde bekleme yapmama
ille yürüme olarak düşünüyorum.Durma yürü.Öğrenmediğin başka şeylerin peşinden koş,merak et,yeni bir şey keşfet gibi.