Bunları Biliyor Musunuz?

Yerlerde açan sarı sarı çiçekler var ya papatya gibi,onun adı karahindiba imiş onlar kuruyunca su ufledigimiz pamuk gibi çiçeklere dönüyormuş duyunca şaşırdım gerçekten oğlumda çok seviyor üflemeyi ve çok tatlı oluyor üflerken minigim benim

5 DEĞİL 9 DUYU

İnsanların 5 duyusu olduğu herkes tarafından bilinen bir doğrudur. Fakat yapılan araştırmalar insanların en az 9 duyusu olduğunu ortaya çıkarmıştır. Hatta çoğu araştırmacı bu sayının yaklaşık 21 olduğunu düşünmektedir.

5 DEĞİL 9 DUYU

İnsanların 5 duyusu olduğu herkes tarafından bilinen bir doğrudur. Fakat yapılan araştırmalar insanların en az 9 duyusu olduğunu ortaya çıkarmıştır. Hatta çoğu araştırmacı bu sayının yaklaşık 21 olduğunu düşünmektedir.

 
Hocam kafamı kaıştırdın valla.Bilmediğimiz o 4 duyu nelerdir acaba?

 
Hocam kafamı kaıştırdın valla.Bilmediğimiz o 4 duyu nelerdir acaba?

Araştırma sonuçlarına ulaşmak için araştırmadayım.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Araştırma sonuçlarına ulaşmak için araştırmadayım.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

  
Anlaşıldı biz de takiptekiyiz o zaman.

Ağlama! Peygamberimiz senin ağladığını görse emin ol çok üzülürdü. Çünkü o, çocukların ağlamasına dayanamazdı.Bir keresinde kızı Fatıma’ya bile sitem etmiş torunlarımı ağlatma diye. “Neden ağlatıyorsun, onları sevdiğimi bilmiyor musun." demiş.Hattaaa, her zaman uzun kıldırdığı sabah namazını bile, bir çocuğun ağlama sesini duyunca kısa kesmiş. Annesi bir an evvel namazını bitirip, onunla ilgilenebilsin diye…

Bir de ne demiş biliyor musunuz. “Kim ağlayan çocuğu sakinleştirinceye kadar gönlünü almaya çalışırsa, Allah da ona cennette memnun olacağı kadar ikramda bulunur." Ne güzel bir müjde bu!

.

"Biri şöyle demiştir: 'Ben birtakım insanlar biliyorum. Bir araya gelmezler. Fakat onlardan biri diğerine Bütün servetini ver dese tereddüt etmez verir. Şu anda ise bir kısım insanlar tanıyorum ki her gün bir araya gelirler, birbirlerinin hâlini sorarlar, hatta bazısı evdeki tavuğu bile sorar fakat hâlini sorduğu insan malından bir taneye muhtaç olursa onu dahi ondan esirger."
(İmam Gazali, İhyau Ulumi'd-Din)

Nazar boncuğunu takmak kesinlikle haramdır.
Bu Câhiliye döneminden devam eden anlamsız bir adettir.
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor:

"Allah, nazar boncuğunu takan kimsenin işini tamamlamasın." (Hâkim ve Ahmed rivayet etmiştir)

Süs eşyası olarak dahi olsa, böyle batıl bir adetin yayılmaması için evinizde bulundurmamanız gerekir.

Kutup ayıları saatte 40 kilometre hızla koşabilir ve 1,8 metre yükseğe sıçrayabilirler.
İnsan vücudunda bulunan damarların uzunluğu yaklaşık 100 bin kilometredir.
Okyanuslarda bulunan tuz miktarı, tüm kıtaları 150 metre derinlikte kaplayacak kadar fazladır.
Bir salyangoz 3-4 yıl boyunca uyuyabilir; bu süre içinde besine ihtiyaç duymaz.
2.000 kilometre uzunluğundaki Büyük Mercan Resifi, dünya üzerinde yaşayan en büyük canlıdır.
Venüs’ü diğer gezegenlerden ayıran en büyük farkı saat yönünde dönüyor olmasıdır.
Develerin 3 tane kaşı vardır.
Yarasalar bir mağaradan dışarı çıkarken hep sola döner.
Kutup ayıları solaktır.
 Baykuş mavi rengini görebilen tek kuştur.
 Kediler ultrason seslerini duyarlar.
 Bir pire, kendi büyüklüğünün 150 kat yüksekliğine zıplayabilir. Bu oranı tutturmak için insanın yaklaşık 30 metre zıplaması gereklidir.
 Atlar bir ay kadar ayakta kalabilirler.
 Kedilerin her bir kulağında 32 adale vardır.
 Karıncalar uyumaz.
 Yılanlar duyamaz.
 Kelebekler ayaklarıyla tat alırlar.
 Bir ıstakoz, ancak yedi senede, yarım kilo alabilir.
 Salyangozların 25 bin civarında dişi vardır.
 Mavi yunusların kalbi dakikada sadece dokuz kere çarpar.
 Timsahlar daha derine batabilmek için taş yutarlar.
 Kediler şeker tadını ayırt edemezler.
 Eiffel Kulesi'nin tepesine çıkana kadar 1792 basamak vardır.
 İnciler sirekde erir.
 Sadece dişi kanaryalar öter.
 Salatalığın % 96'sı sudur.
 Kutup ayıları solaktır.
 Tüm kıtaların ilk ve son harflari aynıdır.
 Penguen yüzebilen ama uçamayan tek kuştur.
 İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir.
 Gözümüzü açık tutarak, kesinlike hapşıramayız.
 Değerli taşların çoğu farklı elementlerden oluşur, sadece pırlanta karbondan oluşur.
 İnsan saçı 3 kilo ağırlık kaldırabilir.
 Çıplak gözle görülebilen en uzak gezegen Satürn'dür.
 2 yaşındaki bir atın sadece 6 adet kesici dişi olur.
 Atların vücudunda, insanların vücuduna göre 18 tane daha kemik vardır.
 Kediler hem kör hem de sağır doğarlar, ancak annelerinin yaydığı titreşim sayesinde memeye yönlenirler.
 Sıcak su, soğuk sudan daha ağırdır.
 Venüs'ün atmosferi ağırlıklı olarak karbondioksit bulunuyor, bu yüzden sera etkisi oluşup tüm sıcaklığı depolar.
 Kadınların erkeklere göre 1 saat daha fazla uykuya ihtiyaçları vardır.
 Bir köpekbalığı 100 milyon damla deniz suyu içindeki 1 damla kanı ayırt edebilir.
 Bir dişi kaplan 3 yılda bir yavrulayabilir.
 Kunduzlar asla balık yemezler.
 1 gram toprakta 10 milyar bakteri bulunur.
 Napoliyon kedilerden korkardı.
 Kuzey Norveç'te yaz mevsimi boyunca 14 hafta hem gündüzler hem de geceler güneşli geçer.
 Zürafalar yüzemez.
 İnsanın kalça kemiği betondan daha sağlamdır.
 Her bir şeker zerresinin 16 köşesi vardır.
 Martılar tuzlu su içebilir çünkü vücutlarında tuzu filtre eden bir bezeleri vardır.
 Kuyruğu uzun, kalın ve kıskaçları küçük olan akrepler daha zehirlidir. Bilinen 1500 farklı akrep türünden sadece 25 tanesi insanlar için tehlikelidir.
 Doğumgününü en az 9 milyon kişi ile paylaşıyorsun.
 Tuzlu su balıklarının, tatlı su balıklarına göre daha kalın kemikleri vardır.
 İnsan beyninin ağırlığı 1.3 kilogramdır.
 Yeni doğmuş bir timsah içinden çıktığı yumurtadan 3 kat daha büyüktür.
 Bir kağıt parçası 7 kereden daha fazla katlanmaz.
 Bütün memeli canlıların 5'te 3'ü kemirgendir.
 Bilenen en eski kuş fosili Almanya'da bir maden ocağında bulunan 150 milyon yıllık Archaeoptenyx  fosilidir.
 İnsanların el tırnakları arasında en yavaş uzayanı baş parmağın, en hızlı uzayını ise orta parmağın tırnağıdır.
 Karate kelimesinin anlamı "boş el"dir.
 Bal bozulmayan tek gıdadır.
 Bir insan farkında olmadan her gün ortama 930.000 toz zerreciği yutar.
 Apollo 11 Dünya'ya indiğinde sadece 20 saniye daha yetecek yakıtı kalmıştı.
 Arabayla Güneş' e yolculuk edebiliyor olsak, bu yolculuk molalar hariç, yaklaşık 150 yıl alır.
 Hörgücüne rağmen develerin omuriliği düzdür.
 İleri doğru bir adım atabilmek için, insan vücudundaki 54 farklı kasın harekete geçmesi gerekmektedir.
 Dolunay, yarım aydan dokuz kat daha parlaktır.
 Kan, sudan 6 kez daha koyudur.
 Arkeologlar tarafından İşviçre'de bulunan en eski ayak izi 5200 yaşındadır.
 Eski Mısırlıların kullandıkları yastıklar taştandı.
Bir adım atmak için 200 kasınızı kullanırsınız.
İnciler, sirkenin içerisinde bekletilirse, erir.
 İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmağınki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.
Dünyadaki hayvanların yüzde sekseni altı ayaklıdır.
Gün ışığından daha fazla yararlanmak için saat uygulamasını Benjamin Franklin başlatmıştır.
Sadece dişi kanaryalar öter.
Meşe ağacı 50 yaşına gelmeden palamut vermez.
Filler zıplayamayan tek memelidir.
Sığırların 4 midesi vardır.

Keçiboynuzu çekirdeği, doğada ağırlığı değişmeyen tek tohumdur. "Kırat" adı verilen keçiboynuzu tohumu, sabit ağırlığı nedeniyle yüzyıllar boyunca elmasları tartmak amaçlı kullanılmış.

“Hîç” lâfzı; bu, benlikten sıyrılmayı ifâde eden bir kelimedir. Çünkü ilâhî sırlardan bir nasîb alabilmek, nefsânî arzulardan sıyrılabilmekle başlar. Dolayısıyla mânevî tekâmülün başlangıç noktası, “hiçlik” hâline varabildikten sonradır. Tasavvufun gâyesi de; ilâhî kudret, azamet ve saltanat karşısında kulun kendi âcizlik ve hiçliğini idrâk etmesidir.

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi

“Hoş gör yâ Hû”; “Hiçbir mahlûkâtı incitme! Hiçbir mahlûkattan da incinme!” tâlimâtıdır.

Diğer bir mânâda; “Sebeplere takılıp kalma, asıl müsebbibin, yani Cenâb-ı Hakkʼın takdîrine dikkat kesil; murâd-ı ilâhîye râzı ol!” telkinidir.

Fakat bu hoş görme, Rabb’in affıyla hoş gördüğü şeyler hakkındadır. Yoksa Cenâb-ı Hakkʼın gazabını celbeden şeyleri hoş görmek değildir.

Bu da geçer yâ Hû” ifadesi, kula şöyle seslenir:

''Ey insan! Sana gelen gamlar ve sürurlar, senin gönül hânende bir misafirdir. Sakın onların dâimî olduğunu zannedip ümitsiz olma! Gelen fânî gamlara üzülme, çünkü onlar gidicidir. Fânî sürurlara da fazla kapılma; zira onların da bekāsı yoktur.”

“Edeb yâ Hû” ifadesi; edebe riâyete çağıran bir îkaz olduğu gibi, aynı zamanda “Yâ ilâhî! Edep lûtfeyle!” mânâsında bir niyazdır. Hazret-i Mevlânâʼnın buyurduğu gibi:

“Her kim edepten nasîbini almamışsa, o, insan değildir. Çünkü insanla hayvan arasındaki fark, edeptir. Gözünü aç da Allâh’ın kitâbı olan Kur’ân-ı Kerîm’e dikkatle bak! Göreceksin ki o, âyet âyet edepten ibârettir.”