Aslında bende biliyorum konuşacak bir şeyimizin kalmadığını
Ve paylaşacak bir şeyimizin ortada olmadığını.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
Bunları yazıyorum sana.
Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
Sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum.
Cümlelerim kısa, kelimelerim buruk, gülüşlerim yalan
Ve kalbim kırık ama yazıyorum gücüm yettiğince sana.
Bir ihtimal gelişine sığındığımı fark ettiysem de, engel olamadım
Gurursuz ama mutlu ve sabırlı hasretine.
Anlık hayaller anlık mutluluklara umut oluyor biliyor musun?
Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum.
Çalmayan telefonuma elim gidiyor,
Sana hala bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum.
Bende olan seni hiç kırmadım, kırmamaya çalıştım.
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı.
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok,
Hatırlamaktan usanmayacağım anılarım dışında.
Isınabilmek için onlara sarılıyorum.
Anlamsız ve cevapsız sorular geliyor hemen, ben görmemeye çalışıyorum.
Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı aslında.
Belki de bazı şeyleri görmeyi istemek gerekiyordu.
Gözlerini aç desem, kapatacaksın ama kapatma gözlerini,
Gözlerinin içinden gelen o sıcaklıktan bari mahrum etme beni,
O yeşillikte kaybolmak istiyorum,
O sonsuz ve umut dolu yeşillikte.
Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş.
Düşüncelerim gururlu, hayallerim, sevdam ve aşkım ise gurur tanımıyor.
Gelseydin, gururumu ezip sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
Kavgaların ortasında bir güneş gibi doğacak ısıtacaktım kalbini.
Sevinçten ağlayacaktım, hiç bırakmamacasına sarılacaktım boynuna,
İçimdekileri dökecektim omzumda ağlarken sen,
Hasretimi giderecektim kollarının arasında.
Ama gelmedin, gelmezsin, gelmeyeceksin biliyorum hiçte niyetin yok zaten.
Kendimi kandırdığımı anladığımda, gözlerimden yaşlar dökülüyordu.
Evet, ağlıyordum ama neye yalnızlığıma mı yoksa sensiz geçen dakikalara mı?
Sen milyonlarca insan içinde, yüzlerce arkadaş,
Onlarca dost arasında yalnız kalmak nedir bilir misin?
Ben bunları biliyorum işte hem biliyorum hem de yaşıyorum.
Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken
Şimdi ise ayrılığın ardından çalınan her şarkı bana umutsuzluğu ve sevgimi anlatıyor bana Sevdiğim ne kadar çok şarkı varmış bunu senin gidişinle öğrendim.
Her şarkıda sen, her şarkıda ben ve her şarkıda ayrılığımız var sanki.
Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor, yenik düşüyorum bu aşk oyununa.
Gittin belki de hiç gelmemiştin, ben sadece geri döndün sandım ama yanıldım.
Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran,
Ama en çok da imkânsızın oldum.
Her gelişimde bir kez daha kayboldum.
Ağladığın, bağırdığın ya da sustuğun isyanın oldum.
Son kez söylediğin bir şarkının nakaratı oldum.
Dilinin ucuna gelip de söyleyemediğin kelimeler,
İster istemez yaşadığın yanlışlıklar oldum.
Yüreğinde ki aşk olmak isterken, yüreğine sığınan ve tozlanacak bir anı oldum.
Söylesene bana ben gerçekte senin neyin oldummm!!!!
Sesin hep uzaktan çağırıyordu beni,
Bilseydim bana ait olamayan bu seslenişi sahiplenir miydim?
Şimdi elimde sadece bir mevsim yaşanan
Ama bir ömür boyu içimde olacak dev bir aşk kaldı…
Kalbime söylemedim henüz gittiğini,
Öğrenirse onunda acı çekmesinden korkuyorum.
Seni hala benimle biliyor ve hala seviyor seni ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum.,
Gittin, sevdamın yalnızlığına alışabilirim belki;
Ama senin uzak yolların sonunda olmaz acıtıyor içimi.
Suskunluğun en büyük silahındı ve sen onunla vurdun beni.
Ben alışkınım kendi yaralarımı kendim sarmaya.
Asıl canımı yakan ve kalbimi acıtan unutulmak!!!!
Söylesene bana unutulmak kime yakışır.
Birgül