Çocuklarınızın Başarılı Olmasını İstiyorsanız Okula Bir Yıl Geç Gönderin

Araştırma: Bir yıl sonra okula başlayan çocuklara yönelik bir çalışma

Hepimiz hayatta başarılı olmak isteriz. Anne baba olduğumuzda ise çocuklarımızın da başarılı olmaları için elimizden gelen her şeyi yapmak isteriz. Yeni bir araştırma, anne babaların tek bir kararının, çocuklarının bütün akademik hayatları boyunca avantajlı ya da dezavantajlı olmasını belirlediğini gösteriyor.

Çok basit ve çocukları yılın son aylarında doğan her anne babanın aşina olduğu bir soru bu: Çocuğunuzu yaşı gelir gelmez okula yazdırır mısınız yoksa bir yıl bekler misiniz?

Konu çok karmaşık ve tartışmalı olmakla birlikte Stanford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, okula bir yıl geç gönderilen çocukların akranlarına göre belli avantajlara sahip olduğunu söylüyor.

Dikkatleri daha iyi, öz denetimleri daha yüksek
Pek çok anne baba, bu kararı, çocuklarının bir yıl beklemesinin onlara akademik açıdan bir fayda sağlayıp sağlamayacağına göre alıyor.

Bu yüzden Stanford’daki araştırmacılar konuya başka bir açıdan yaklaşmaya karar verdiler. Sınav sonuçları bir yana, sınıftaki en küçük ya da en büyük çocuklar arasında yer almanın zihin sağlığı, disiplin ve öz denetimi nasıl etkilediğini araştırdılar. (Ayrıca bunların hepsi niteliksel akademik başarı üzerinde de etkilidir.)

Araştırmacılar bu etkiyi ölçebilmek için Danimarka’daki ilkokul öğrencilerinin deneyimleri üzerine çalıştılar. Çocukları, okula gitme yaşları gelir gelmez okula gönderilenler ve bir yıl bekleyenler olarak iki gruba ayırdılar.

Sonuç mu? Anaokuluna bir sonraki yıl giden çocuklar okulda dikkatlerini daha fazla yoğunlaştırabiliyorlardı ve akranlarına göre “dikkat çekecek ölçüde yüksek öz denetime” sahiplerdi. Bu avantaj sonraki yıllarda da devam etti.

Araştırmacılardan Thomas Dee, “Çocukların anaokuluna bir yıl geç gitmesinin, 11 yaşındaki ortalama bir çocuktaki dikkat dağınıklığı ve hiperaktiviteyi yüzde 73 oranında azalttığını bulduk” diyor. “Bu, bu yaştaki ortalama bir çocuğun dikkat eksikliği-hiperaktivite ölçüsünde ‘anormal’ ya da normalin üstünde bir değere sahip olması ihtimalini de hemen hemen ortadan kaldırıyordu.”

‘Göreceli yaş etkisi’
Çocuklarınız yoksa ya da kendi ilkokul yaşlarınızı çok iyi hatırlamıyorsanız bile tüm bunlar sizde bir şeyler uyandırmış olmalı. Bu konu on yıl önce Malcolm Gladwell’in Outliers (Çizginin Dışındakiler) kitabında etraflıca ele alınmıştı.

Malcolm, Kanada Ulusal Hokey Ligi üzerinde çalışırken, Ocak ve Şubat aylarında doğan oyuncuların sayısında istatistiksel olarak bir anormallik fark etti. Bunun sebebini araştırınca, Kanada’da genç hokey liglerinin en son 1 Ocak doğumlu çocukları takımlara kaydettiğini öğrendi.

Bu, Ocak ve Şubat aylarında doğan çocukların kendi yaş gruplarında her zaman en büyük çocuklar olmaları anlamına geliyordu. Elbette bu şekilde fiziksel olarak daha fazla gelişmiş ve daha olgun oluyorlardı ama bunun başka bir avantajı daha vardı. Gelişmiş psikolojileri, daha fazla hokey oynamalarına ve antrenörlerini daha dikkatli dinlemelerine olanak tanıyordu. Bu da sonuç olarak buz üzerinde daha başarılı olmak demekti.

Göreceli yaş etkisi denen bu duruma okul hayatında da rastlanıyor. Daha önce yapılan araştırmalar, okula geç başlayan çocukların ve doğum günleri sınıf arkadaşlarına göre daha erken olanların üniversiteye gitme oranlarının daha fazla, doğrudan çalışmaya atılma oranlarının daha düşük olduğunu ortaya koymuştu.

Öyleyse, çocuklarınızı bir yıl bekletmeli misiniz?
Birleşik Devletler’de, anaokulu öğrencilerinin yüzde yirmisi ilkokula bir yıl geç başlıyor, yani anaokuluna beş yaşındayken değil, altı yaşındayken de devam ediyorlar.

Diğer koşullarda bir değişiklik olmaması durumunda bu onlara bir avantaj sağlıyormuş gibi duruyor. Diğer koşullar ise şu şekilde farklılaşabilir:

Birincisi, daha çok varlıklı aileler çocuklarını bir yıl geç gönderiyor. Ama bu, okula geç başlayan varlıklı çocukların özdenetimlerinin daha yüksek olmasının, kendi daha ayrıcalıklı çocukluklarının getirdiği bir özellik olabileceğini akla getiriyor.

İkinci olarak, çocukların bu “ekstra yılda” ne yapacakları meselesi var. Araştırmacılar Danimarka’da anasınıfı öncesinin ücretsiz ve yaygın olduğunu belirtiyorlar. Amerika’da ise çok az şehirde bulunan bir uygulama bu.

Yine de, çocuğunuzun doğum günü sınırdaysa, onları okula bir yıl geç göndermenin inkâr edilemez avantajları bulunuyor. Beş ve sekiz yaşları arasında çok ciddi bir gelişim farkı bulunuyor ve araştırma sonuçları, çocukların fazladan bir yılı “uzatılmış (ve zamanlaması uygun bir şekilde planlanmış) oyun ortamlarında geçirmesinin” büyük bir avantaj sağlayabileceğini gösteriyor.

Ayrıca, kim büyümek için fazladan bir yılı olsun istemez ki?

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

4+4+4 le birlikte çocukların okullu olma yaşı düştü Bu genel olarak olumsuz etkiledi hepimizi ama çocugumu okula geç göndereyim başarılı olsun mantığı artık bu saatten sonra haksızlık bence.

Küçük yaşta okula gelen çocuklar çok sıkıntı yaşıyor. Özellikle de ileriki yaş dönemlerinde bu daha fazla görülüyor. Soyut olan bir çok matematik konusunu kavramakta zorlanıyorlar.

2012 aralık doğumlu çocuğumu ertelettim, seneye gidecek

Benim 8 ve 9 yaşında başlayan öğrencilerim vardı. Hakikaten diğer çocuklardan daha rahat anlıyorlardı. Bir yaş çok şey fark ettiriyor.

Geç vermenin faydasını kendi oğlum da gördüm.Bir yıl geç gitti.Hiç pişman olmadım. Çok rahat geçti okul hayatımız.Belki istisna olabilir ama kendi öğrencilerimden de gözlemim de aynı şekildeydi.Özellikle küçük yaş grubuna başlandığı yıl 1.sınıf okutmuştum.Çok zorlandığımı hissediyorum.5 yaş grubundan hepsi 6 yaş grubunun bir kısmından daha önce okuma geçmesine rağmen Yonca öğretmenimizin dediği gibi matematik gibi soyut kavramlar da ileriki yıllarda çok zorlandılar.

2012 aralık doğumlu çocuğumu ertelettim, seneye gidecek

Çocuklarını erken yaşta vererek, çocuklarının  gelecekleri ile oynuyor veliler😠😠
En doğrusunu yapmışsınız sn hocam👏👏👏

Benim oğlumda 2014 Aralık doğumlu ve bende erteleyip bir yıl geç göndereceğim. Çünkü yukarıda bilim insanlarının yaptığı araştırmaları bizler ilkokulda zaten yeterince gözlemledik. Ve kesinlikle büyük bir etken olduğunu gördüm. Benim düşüncem "küçük gönderip sınıfın son vagonu olacağına geç gitsin sınıfın lokomotifi olsun."

2013 Aralık dogumlu kızım önümüzdeki sene 69 aylık olacak.ben de rapor alıp bir yıl gec göndereceğim.

Benim oğlumda 2014 Aralık doğumlu ve bende erteleyip bir yıl geç göndereceğim. Çünkü yukarıda bilim insanlarının yaptığı araştırmaları bizler ilkokulda zaten yeterince gözlemledik. Ve kesinlikle büyük bir etken olduğunu gördüm. Benim düşüncem "küçük gönderip sınıfın son vagonu olacağına geç gitsin sınıfın lokomotifi olsun."

Düşünceniz çok güzel hocam.en çok da son cumlenizi beğendim.Ama bizim toplumumuzda maalesef kıyasıya bir yarış oluyor.Özellikle de çocuğunu erken yaşta okula yazdırmak bunların en başında yapılan hatalardan.Çocuk mutlaka çocukluğunu yaşayacak ve okula hazır olduğunda 7 yaşında okula gitmelidir. Erken gönderirler sonra da çocuk okula alışamadı,isteksiz tabiki de bikar.Herşey zamanında güzel.

2013 kasım doğumlu bir çocuk annesi olarak çok hassas olduğum bir konu.

Çocuğu erken yaşta okula göndermek, çocuğu boyundan büyük görevler yüklemek demek bence. Bazen anne babalardan benim çocuğum okuma yazma biliyor,zeki okur gibi sözcükler duyuyoruz. İş okuma yazmayla bitmiyor, okul sadece okuma yazma değil. Okuma yazmayı öğrenir ama 40 dakika derse odaklanmakta zorlanır, akranlarının rahatlıkla yazdığı yazıyı zamanlı bitiremez, resim dersi için boyaması, kesmesi , yapıştırması zor gelir.Küçük motor kas gelişimi tamamlanmamıştır. Beden eğitimi dersinde mendil kapmaca belki de hep ilk elenen olur. Yani küçük yaş bir yerde karşısına çıkar.

Sınıflarımızda en küçük başlayan 66 aylık en büyük olan ortalama 84 aylık oluyor. Aradaki farkı görürsek oluşacak sorunları da az çok tahmin edebiliriz.

Şu da var çocuğun gelişiminin tamamlanmadığı düşünülüyorsa 8 yaş da beklenmeli bir sene daha okul öncesine ayrılmalıdır

Sanal ortamlarda veli gruplarına bakın,benim önce başladı,yok yok benimki daha önce okula gitti vs..Veliler arasında kıyasıya bir mücadele var. Olan çocuğa oluyor ancak velilerin neredeyse hiçbirinin umrunda değil bu durum.Velileri eğitmek lazım yoksa bunun önüne öğretmen olarak tek başına geçmek zor..

Yapılan araştırmalar ülkemize ne kadar uygundur? Ülkelerin eğitim seviyeleri, eğitime bakışları ya da veli profilleri aynı mıdır? Ülkemizde bu konuyla ilgili akademik bir çalışma yapılmış mıdır ya da yapılması düşünülmekte midir? Ülkemizde üst seviye görevlerde çalışan başarılı kişiler okula geç başlamış kişiler midir? Bu kişiler arasında normalden daha erken başlayan kişiler olmamış mıdır? "Çocuğumu geç göndereceğim" diyen bir öğretmen kendisi de mi okula geç başlamıştır. Branş öğretmenleri bazında bir anket veya küçük de olsa bir araştırma yapılmış mıdır? Onlar da mı bu savı desteklemektedir. Bireysel farklılıklar ne derece geçerlidir? Okuma - yazmayı kendi çabasıyla öğrenmiş ve okuduğunu anlayabilen 65 aylık bir çocuk 1. sınıfa ne zaman başlamalıdır? 65 aylık iken başlamış olsa bir yıl raporla kayıt erteleyerek okula başlayan bir çocukla aynı sınıfta olması soruna neden olur mu? Eğer sorun olacaksa bu sorun erken başlayandan mı yoksa geç başlayandan mı kaynaklanmaktadır? Dilekçe ile 1. sınıfa gelmiş bir öğrenciniz olduğunu görseniz ne tepki verirsiniz? Ön yargıyla yaklaşmak yerine ona bir şans verir misiniz? Yıllar önce beş ya da beş buçuk yaşında okula başladığı halde başarılı bir eğitim - öğretimden sonra meslek sahibi olanlar nasıl başarılı olmuşlardır? O zamanın müfredatına nispetle şimdi daha basit olan müfredata rağmen yine de çocuklarımızı bekletip de mi okula başlatmalıyız? "Daha başarılı olsun diye geç gönderme" düşüncesinin altında aslında "zamanında gönderirsem başaramaz" düşüncesi mi vardır? Çocuklarımıza artık yeterince güvenmiyor onlara yeterince şans vermiyor olabilir miyiz? "Yapamazsın" denilen bir çocuğun gerçekten yapamıyor oluşunu "ben demiştim" diyerek mi açıklayalım? Eskiden yirmi yaşından önce evlilikler normalken şimdi bu yaşın otuzlara kadar çıkmış olması sadece aday bulamamak ya da ekonomik nedenlerle açıklanabilir mi?
"Okula geç başlayanlar en önde, normal zamanında başlayanlar ortalarda ve erken başlayanlar da sıranın arkasındadırlar" diye bir genelleme yapılabilir mi? "Erken kalkan yol alır" diyen atalarımız yanlış mı düşünüyorlardı? Herkesin "bir sene daha beklesin" diye geç gönderdiği bir sınıfa normal yaşında ya da kanuni hakkını kullanarak dilekçe ile çocuğunu yazdırmak isteyen bir veli gerçekten çekinmeli midir? Büyük çocuklar küçükleri ezebilir mi? Bu olay bir mahalle baskısına dönüşebilir mi?


Kendi yaşadıklarım ve çevremde gördüklerim... Kusura bakmayın uzun oldu.

Benim 8 ve 9 yaşında başlayan öğrencilerim vardı. Hakikaten diğer çocuklardan daha rahat anlıyorlardı. Bir yaş çok şey fark ettiriyor.

bir yaş çok şey farkediyor,bırakın 1 yaşı,3 4 ay bile büyük fark yaratmakta.zamanla bu farkı kapatan öğrenci de var fakat çoğu kapatamıyor.kapatamayan sürekli geri kalıyor,kaba tabirle söylemiyorum : resmen hayatı kayıyor.

Benim oğlumda 2014 Aralık doğumlu ve bende erteleyip bir yıl geç göndereceğim. Çünkü yukarıda bilim insanlarının yaptığı araştırmaları bizler ilkokulda zaten yeterince gözlemledik. Ve kesinlikle büyük bir etken olduğunu gördüm. Benim düşüncem "küçük gönderip sınıfın son vagonu olacağına geç gitsin sınıfın lokomotifi olsun."

haklısınız sayın hocam,5 veya 6 kez 1.sınıf okuttum.sistemin 1.sınıfa kayıta izin verdiği çocukların en büyüğü ile en küçüğü arasında 84-66=18 ay fark olabiliyor.müthiş fark,benim 22kasım 2014 doğumlu bir oğlum var,normalde iri bir çocuk ve 2020 yılında 1.sınıfa gidebilir fakat rapor alıp 2021 e sarkıtacağız.algısı becerisi,vizyonu daha da gelişsin.siizn de dediğiniz gibi lokomotif olsun.gönül ister ki tüm çocuklar 72 aydan büyük olduklarında 1.sınıfa başlasınlar ama sistem çok çokk erken kaydediyor..ne diyelim,devletin kendi geleceği olan çocuklarla ilgili tasarrufu buysa bize laf düşmez.