2013 kasım doğumlu bir çocuk annesi olarak çok hassas olduğum bir konu.
Çocuğu erken yaşta okula göndermek, çocuğu boyundan büyük görevler yüklemek demek bence. Bazen anne babalardan benim çocuğum okuma yazma biliyor,zeki okur gibi sözcükler duyuyoruz. İş okuma yazmayla bitmiyor, okul sadece okuma yazma değil. Okuma yazmayı öğrenir ama 40 dakika derse odaklanmakta zorlanır, akranlarının rahatlıkla yazdığı yazıyı zamanlı bitiremez, resim dersi için boyaması, kesmesi , yapıştırması zor gelir.Küçük motor kas gelişimi tamamlanmamıştır. Beden eğitimi dersinde mendil kapmaca belki de hep ilk elenen olur. Yani küçük yaş bir yerde karşısına çıkar.
Sınıflarımızda en küçük başlayan 66 aylık en büyük olan ortalama 84 aylık oluyor. Aradaki farkı görürsek oluşacak sorunları da az çok tahmin edebiliriz.
Şu da var çocuğun gelişiminin tamamlanmadığı düşünülüyorsa 8 yaş da beklenmeli bir sene daha okul öncesine ayrılmalıdır
2009 Aralık doğumlu oğlumu okula yazdırmadan önce rehber öğretmenle görüştürdüm. İlkokula başlamasında herhangi bir sakınca olmadığını söyledi. Matematik konusunda son derece yetenekli bir çocuk, okumayı da biliyor. Bir yıl bekletmeye ne gerek var? diye düşündüm.
Resim çizemedi, kesip yapıştıramadı, derste söz alıp konuşamadı. O özgüvenli çocuk gitti, herşey için onay isteyen, arkadaşları ile iletişim kuramayan, hata yapmaktan korkan, mükemmeliyetçi, sosyal becerileri zayıf bir çocuk geldi. Sınıf öğretmenimiz çocuğumun gelişimi için elinden geleni de yaptı, yapmaya da devam ediyor. 3 yılda epey yol katettik. Sınıfta sorun çıkarmıyor, dersleri de çok iyi. Keşke akademik başarısı biraz daha düşük ama arkadaşını gördüğü zaman günaydın diyebilen, sınıfta söz alıp konuşabilen bir çocuk olsaydı.