Dinle Küçük Eğitimhaneli

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
12 May 2016 14:18:01
Dinle küçük Eğitimhaneli

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Bugünlerde Wilhelm Reich'in "Dinle Küçük Adam" isimli kitabını okuyorum.

"Küçük Eğitimhaneli" tanımlamasından rahatsız olduğunuz için bu konuya giriş yaptıysanız  Wilhelm Reich'in tanımladığı "Küçük adam" sınıfına giriyorsunuz.
Bu nedenle, kitapta açıklanan görüşlerden alıntılar yaparak, düşüncelerimi açıklayacağım bu konuyu takip etmeniz gerekiyor.
"Küçük Eğitimhaneli" tanımlamasından rahatsız olmuyorsanız siz "Büyük adam" sınıfına giriyorsunuz. 
Bu durumda açıklamalarımla ilgili değerlendirmelerinize ihtiyacım var, lütfedip konuyu takip ederseniz memnun olurum.

İslam ıstılahında insan unsurlarından olan nefsin
Nefs-i Emmare,
Nefs-i Levvame,
Nefs-i Mülhime,
Nefs-i Mutmaine,
Nefs-i Raziye,
Nefs-i Marziye,
Nefs-i Kâmile
olmak üzere 7 mertebesi vardır.

Wilhelm Reich'in gerek "Küçük adam" gerekse "Büyük adam" için yaptığı tanımlamaları incelediğimizde görüyoruz ki istisnasız hepsi nefsin en alt mertebesi olan "Nefs-i Emmare" özellikleri ile birebir örtüşmektedir.
Elif Şafak "AŞK" romanında "Nefs-i Emmare" yi şu şekilde tanımlamaktadır :
Alıntı
İlk mertebenin adı Nefs-i Emmare. Yoz, Ham ve Daima Başkalarını suçlayan Nefs merhalesi. Ne yazık ki pek çok insan ömrü boyu bu aşamada takılıp kalır.
Kurtulamaz cendereden. Dünyevi işlerden gayrısını düşünmeyen, paraya, iktidara makama tamah eden, şişkin ve semiz bir "Ben" zannıyla yaşayan insan bu makamdadır.
Buraya demir atmış kişileri hemen tanırsın. Hep başkalarını suçlar, eleştirir, çekiştirir; nefes alır gibi doğallıkla dedikodu ve iftira eder; katiyen kendilerinde kusur bulmaz; başkalarını yargılar; şüphe, kuşku ve kibir ikliminde yaşarlar.
Bilirsin onları. Kendinden bilirsin. Çünkü madem insanız ve madem ki beşer dediğin şaşar, Nefs-i Emmare’ye düşmeyenimiz yoktur. 
Önemli olan o çukurdan çabuk çıkabilmek.
Ol kişi ne zaman ki nefsinin arızalarını, takıntılarını, hatalarını ayırt eder ve düzeltmeye niyetlenir, işte o zaman içsel bir yolculuğa çıkar.
Bundan böyle gözleri dışarıya değil, kendi içine çevrilir.
Böyle böyle adım adım bir sonraki makama varır.

Şimdi Wilhelm Reich'in "Dinle Küçük Adam" isimli kitabından bir alıntı yapalım :
Alıntı
Senden çok korkuyorum, Küçük Adam. Eskiden böyle değildi, böylesine korkmazdım önceleri. Milyonlarca Küçük Adam arasına karışmış bir Küçük Adamdım ben de çünkü. Sonra doğabilimci ve bir tıp doktoru oldum, senin ne kadar ağır bir hasta olduğunu ve hastalıklı halinle ne kadar tehlikeli olduğunu görmeyi öğrendim.

Kitaptan yapacağım alıntılarda da görüleceği gibi Wilhelm Reich'in kendini dahil ederek yaptığı "Büyük adam" tanımlamaları "Nefs-i Emmare" nin zirve noktasının tanımıyla birebir aynıdır.

Nasıl "Büyük adam" olunur sorusunun cevabına geçmeden önce...

Not : Taraf gazetesinin hediyesi olarak dağıtılan ve E. Murat Cengiz tarafından tercüme edilmiş olan kitabı okuyorum.
İnternette ŞEMS A YEĞİN'nin çevirisini pdf dosya olarak buldum. Alıntıları çoğunlukla pdf dosyadan yapacağım.
Bununla birlikte bazı durumlarda okuduğum kitaptaki ifadeleri kullanacağım.
Aradaki farklılığın tercümeden kaynaklandığının bilinmesini isterim.

Çevrimdışı emir-zeynep

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.582
  • 1.931
  • 1.582
  • 1.931
# 12 May 2016 14:54:51
Ben başlığı görünce öğrencilere sesleniliyor diye düşündüm. Ben hangi sınıfa giriyorum.

Çevrimdışı pamiraaa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.351
  • 84.605
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 12.351
  • 84.605
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 12 May 2016 15:08:00
Ben de öğrencilere nasihat veren bir başlık olduğunu düşünmüştüm :)

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.216
  • 53.849
  • 4.216
  • 53.849
# 12 May 2016 15:29:16
Barış Manço'nun; "ADAM OLACAK ÇOCUKLAR" programını hatırlattınız....
 yazılarınız yağmur misali değil ; dolu misali ... sanki başımıza taş düşüyor.. kimi yazıları okurken insanın dans edesi geliyor .. kimilerini okurken de ya yarım kalıyor yada uykusu geliyor...
 bazı yazılarda çok şey bulurken ..bazılarında da bişey bulamıyorsunuz...ne diyeyim  yazılarınızın yağmur misali olması..

Çevrimdışı roses_s

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.180
  • 5.642
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.180
  • 5.642
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 12 May 2016 15:45:47
ben de öğrencilere sesleniliyor sandım :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 13 May 2016 09:58:46
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ben başlığı görünce öğrencilere sesleniliyor diye düşündüm. Ben hangi sınıfa giriyorum.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ben de öğrencilere nasihat veren bir başlık olduğunu düşünmüştüm :)
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ben de öğrencilere sesleniliyor sandım :)
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

İşte tam da bu nedenle Wilhelm Reich size "Küçük adam" diye hitap ediyor.

Örnek - 1:
Elif Şafak'ın  "Bit Palas" isimli kitabından :
Alıntı
Madam Teyze çocuğun kendisini seyrettiğini fark edince, dönüp gülümsedi. Bir şey söyleyecek gibi oldu ama Celal'in elinde genişçe, dikdörtgen bir tahtayla çıkagelmesiyle tekrar önüne döndü.
İki büklüm çalışmaktan nefret eden ikizler, kuaför salonuna ne zaman bir UFAKLIK gelse, bu tahtayı koltuğun kollan üzerine yerleştirerek, küçük müşterinin boyunu uzatırlardı.
Ne var ki, Celal'in niyetini anlar anlamaz, gözlerini yanındaki yaşlı kadından ayırmadan başını hararetle iki yana sallayıp, kendinden gayet emin bir sesle cırladı
Su: "Ben ondan uzunum ama. O niye tahtanın üstünde oturmuyor?"
Hayatında bir kez bile hazırcevap olamamış, katiyen kimseye laf yetiştirmeyi becerememiş Celal, böyle bir itiraz karşısında allak bullak oldu.
Madam Teyze'nin de bu laflara alınmadığını, alınmak şöyle dursun kıkır kıkır gülerek hak verdiğini görünce, tahtayı çıraklardan sivilcesiz olana verip geri yolladı.
Fakat hemen ardından, çocuğun söylediklerinde gizli bir hikmet sezmiş gibi, dönüp dikkatlice baktı iki sıradışı müşterisinin aynadaki yansımasına.
Geniş uzun aynanın önünde, boyunlarında leopar desenli önlükler bağlanmış vaziyette yan yana oturmuş, iki minnacık kafadan ibaret kalmışken nasıl da bir, ne kadar da aynıydılar.
Gerçi zamanın iki ayrı uçundaydılar -biri on birindeydi, diğeri yetmiş sekizinde- ama her ikisi de, insan ömrünün sınır boylarındaydılar.
Çocuk yanılmıştı; yaşlı kadından uzun değildi aslında. Tam tamına aynı boydaydılar ve belki de aynı kiloda.
Çok yaşlı birinin çeke çeke geldiği cüsse ile bir çocuğun büyüye büyüye vardığı cüssenin EŞİTLENMESİ ne kadar da garip bir şeydi.

Onbir yaşında "Ben ondan uzunum ama. O niye tahtanın üstünde oturmuyor?" sorusunu sorabilen birisine "küçük" diyebilmeniz için, bu soruyu sorabilecek kadar "büyük" olmanız gerekir.

Örnek - 2:
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde Nancy Christie'nin "Değişime var mısınız?" isimli kitabından şu alıntıyı yapmıştım :
Alıntı
Kızım Samatha'nın ellerini KEŞFEDERKENki görüntüsü gözlerimin önüne geliyor.
Dolgun avuçlarını kendisine çevirdi, sonra uzaklaştırdı; kollarını hafifçe kaldırdı ve tekrar indirdi.
Tamamen konsantre olmuştu, yüzündeyse korku ve MERAK dolu bir ifade vardı.
Tombul ellerinin orada olduğuna ve onları sadece bir düşüncesiyle havaya kaldırabilecek oluşuna şaşırmış görünüyordu.
Ellerinin ona ait olduğunu fark etmemiş gibi duruyordu.
Önünde yalnızca bir çift el duruyordu ve bunları hayatında ilk defa görmüştü.

Bebeklerin yaptığı her şey bir ilktir.Daha önce kaydedilmiş bir deneyim  ya da bir objeye dair duyulan ÖNYARGILAR yoktur.
Bir kaşık, gıda taşımanın yanı sıra, harika bir gürültü çıkarıcı olabilir.
...

ÖNYARGILARI olmayan bir varlığa küçük diyebilmeniz için, ÖNYARGISIZ olabilecek kadar  "büyük" olmanız gerekir.

Örnek - 3:

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde açtığım konuda
12 tane seçenek sunarak, 5 dakika içinde 1 adet seçeneğinin belirlenmesini talep ettim ve "seçim yaparken" hangi kriteri / kriterleri kullanıldığının belirtilmesi istedim.

Muhtemelen mesajı okuyan "büyük"lerin büyük bir çoğunluğu 5 dakika içinde 1 seçim yapamamışlardır.
Yapanlar ise seçimlerinin kriteri / kriterlerini ifade edememişlerdir.
Aynı soru öğrencilere / çocuklara sorulacak olsa anında cevap alınır ve öğrenci / çocuk gerekçesini gayet güzel anlatır.

12 tane seçenek içinden, 5 dakika içinde 1 adet seçeneği belirleyip, gerekçesini söyleyebilen birine "küçük" diyebilmeniz için 12 tane seçenek içinden, 5 dakika içinde 1 adet seçeneği belirleyip, gerekçesini söyleyebilecek kadar "büyük" olmanız gerekir.

Not: Çocukları / öğrencileri "küçük" olarak kategorilendirmediğim için konu başlığının öğrencilere hitap edildiği şeklinde ALGILANABİLECEĞİ aklıma gelmedi.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 13 May 2016 10:12:47
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Barış Manço'nun; "ADAM OLACAK ÇOCUKLAR" programını hatırlattınız....
 yazılarınız yağmur misali değil ; dolu misali ... sanki başımıza taş düşüyor.. kimi yazıları okurken insanın dans edesi geliyor .. kimilerini okurken de ya yarım kalıyor yada uykusu geliyor...
 bazı yazılarda çok şey bulurken ..bazılarında da bişey bulamıyorsunuz...ne diyeyim  yazılarınızın yağmur misali olması..
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Mesajınıza Wilhelm Reich'in kitabından alıntı yaparak cevap vereyim :)
Alıntı
Sen, o karanlık ve dipsiz yozlaşmışlığın içinde, Küçük Adam, yalın, dolaysız bir insanı, «normalliğin» bir basamak aşağısında bulunan KENDİNLE, "homo nor-malis"le kıyaslayarak «anormal» sayıyorsun. Onu kendi beş para etmez terazine koyuyorsun, senin normallik ölçülerine uymadığını görüyorsun.

(Elif Şafak'ın ifadeleriyle şişkin ve semiz nefs olarak ) "BEN" , istisnasız her zaman HARİKA yazılar yazmaktayım, sen küçük adam beş para etmez terazinle benim yazılarımı tartmaya kalkıyorsun.
Anlamadığın / anlayamayacağın için, kimilerini okurken ya yarım bırakıyorsun ya da uykun geliyor...

Not : Bu mesajdaki ifadeler kendi düşüncelerim / hislerim değildir. Wilhelm Reich'in kitabından ne anladığımın anlaşılması için bu uslüp kullanılmıştır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 13 May 2016 10:14:02
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Nasıl "Büyük adam" olunur sorusunun cevabına geçmeden önce şu hususlarında bilinmesinde fayda görüyorum :

Risale-i Nur külliyatının Sözler isimli eseri şu ifadelerle başlar :
Alıntı
Ey kardeş! Benden birkaç nasihat istedin. Sen bir asker olduğun için, askerlik temsilâtıyla, sekiz hikâyeciklerle birkaç hakikati NEFSİMLE beraber dinle.
Çünkü ben NEFSİMİ herkesten ziyade nasihate muhtaç görüyorum.

Vaktiyle sekiz âyetten istifade ettiğim Sekiz Sözü biraz uzunca NEFSİME demiştim.
Şimdi kısaca ve avam lisanıyla NEFSİME diyeceğim. Kim isterse beraber dinlesin.
Wilhelm Reich'in "Küçük adam"'a yaptığı SALDIRILAR okunurken Sözler isimli eserde "Küçük adam" a nasıl hitap edildiğinin akılda tutulmasında fayda görüyorum.

Elif Şafak "AŞK" romanında Mesnevi ile ilgili olarak şu ifadeleri kullanmaktadır.
Alıntı
Mesnevi'yi Şerhedenlerin çoğu bu ölümsüz eserin "b" harfiyle başladığına dikkat çeker. İlk kelimesi "Bişrev!"dir.
Yani "Dinle!" Tesadüf mü dersin ismi "Suskun" olan bir Şairin en kıymetli yapıtına "Dinle!" diye başlaması.
Sahi, sessizlik dinlenebilir mi?
Mevlana'nın "Dinle!" diye hitap ettiği kişi de "Küçük adam" (Nefs) dır.

Wilhelm Reich'i (doğru) anlayabilmek için, Sözler'in de, Mesnevi'nin de okunması gerekir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 14 May 2016 11:18:18
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alıntı
Gerçekten büyük olan bir adam, dikkatle, sakına sakına düşünür, ama önemli bir fikir elde etti mi de, uzun vadeli düşünür.
Kendi düşüncelerin önemsiz ve geçici olduğu hal de, düşünceleri doğru ve uzun ömürlü olan büyük adamı bir parya yapan sensin, Küçük Adam.
Onu parya yapmakla, içine o korkunç yalnızlık tohumunu dikmiş oluyorsun.
(E.Murat Cengiz çevirisi :  Asıl büyük adam kılı kırk yararak düşünüp, geleceği görerek oluşturur düşüncelerini. Büyük adam doğru DÜŞÜNCELERİNDE SÜREKLİLİK olduğu, senin düşüncelerinse, küçük ve KESİNTİLİ olduğu için, onu köleleştiriyor; onun katlanılamaz ve yalnızlığını filizlendiriyorsun.)

Alıntı
Çok kısa dönemler sınırı içinde —kahvaltıyla yemek saati arasında geçen zamanda— düşünürsün sen her zaman Küçük Adam.
Geriye doğru yüzyıllar ve ileriye doğru da binlerce yıl çerçevesi içinde düşünmeyi ÖĞRENMELİSİN.
Wilhelm Reich'in "Küçük adam" ile "Büyük adam" arasındaki TEMEL farkın düşünme biçimlerinde olduğunu ifade ediyor.

Büyük adamların düşüncelerinde süreklilik söz konusuyken, küçük adamların kesintili düşündüklerini ifade ediyor.
Bu sözün daha doğru ifadesinin problemler / çözümler üzerinde düşünmek şeklinde olduğunu düşünüyorum.
Şöyle söylemek daha doğru olur kanaatindeyim:

- Büyük adamlar ÇÖZÜMÜ düşünürken, küçük adamlar PROBLEMİ düşünür.

Çözüm odaklı düşünmek, düşünme ALIŞKANLIĞI kazanmakla mümkün olmaktadır.

Bir sonraki mesajımda Wilhelm Reich ile farklı düşündüğümüz TEMEL noktayı açıklamaya çalışacağım.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 15 May 2016 14:14:07
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Nefs-i Emmarenin zirve noktası Allah (c.c.)'a şirk koşmaktır.
Şirk, insanların tanımladığı VARLIĞI tanrı olarak benimsemektir.

Bu varlık, peygamber efendimiz zamanında Lat, Uzza, Menat gibi putlardır.

Bu putları tanrı olarak belirlemiş olanlara YUNUS suresi 31. ayette Allah (c.c.) şu soruları yöneltmektedir :
   
De ki: "Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir?
Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir?
Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir?
Ve işleri evirip-çeviren kimdir?
Onlar: "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse de ki: "Peki siz yine de korkup-sakınmayacak mısınız?

Bu sorulara verilen cevap ZÜMER suresi 3. ayette yer almaktadır :

Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır.
O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) "Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz."
Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir.
Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez.

Muhtemelen tarihin her döneminde insanlar kendilerince bir TANRI TARİFİ yapmışlar ve bu tarife uygun hareket etmişlerdir. Bu davranış  şirktir.

Şimdi Wilhelm Reich'in "Dinle Küçük Adam" isimli kitabından alıntımızı yapalım :
Alıntı
Senin «Tanrı» dediğin şeyin gerçekten varolduğunu biliyorum, ama senin düşündüğün gibi değil.
Tanrıyı, evrendeki ilk acunsal enerji olarak, senin gövdendekî sevgi, yüreğindeki içtenlik olarak, içindeki ve çevrendeki doğayı benliğinde duyabilmek olarak görüyorum ben.

Tercüme edeyim, tanrı kendini tanımlamaktan / tanıtmaktan bile ACİZDİR, onu ancak (Nefs-i Emmarenin zirve noktası olan) BEN tanımlayabilirim.

Kim ki, Allah (c.c.) kendisini tanımlamadığını / tanımlamayacağını düşünüyor / iddia ediyorsa o benim dinimden (yaratıcının dininden )  değildir.

Şimdi Wilhelm Reich'in "Dinle Küçük Adam" isimli kitabından alıntımızı yapalım :
Alıntı
«Dinsel hoşgörü »den yanasın değil mi. Dilediğin dine, kendi dinine inanmak istiyorsun. Buna bir diyeceğim yok. İyi ediyorsun.
Ama bu kadarla kalmıyorsun ki? Kendi dininden başka din olmasın istiyorsun. Kendi dinine karşı hoşgörülüsün, ama başkalarınınkine karşı hiç de hoşgörülü değilsin.
Biri kalkıp da bir kişisel Tanrı yerine doğaya hayranlık duysa, ve doğayı anlamaya çalışsa, öfkeden kuduruyorsun.

Zübeyir Yetik "Ebu Cehil" isimli kitabında şu tespitte bulunur:
Alıntı
Bu konumda, Allah inancı çerçevesinde ve çevresinde putlar, melekler, cinler, kahinler ve şairler vardır da "ELÇİ" yoktur; "Allah'ın Elçisi" için ayrılmış bir yer bulunmamaktadır.
Çünkü oluşturulmuş kurum ve geliştirilmiş kimliklerin tümünde "İnsan'dan Allah (c.c.) doğru" bir akış vardır; etkileme ve etkinlik, hep insandan Allah (c.c.) doğrudur.
Putlar, insanlar için aracılık etmekte, kahinler gaybın bilgisini insanlar için araklayıp, aktarmakta, şairler iç alemden sesler yansıtıp, yankılatmakta, melekler ve cinler de birer kız, birer oğul, birer hısım olarak, yine insanlara aracılık yapmakta onlar için şefaatte bulunmaktadır.
Allah'dan insana doğru açık bir yol ise, bu anlayış içinde bulunmamaktadır.  (Wilhelm Reich'in tanrı anlayışında da Allah'dan insana doğru açık bir yol yoktur.)

Müslümanlar, insanları kendi dinine değil, YARATANIN DİNİNE davet eder.
Kendi dinini, YARATANIN DİNİ olarak tanımlıyorsun diyenler olabilir. Bu konuda her türlü tartışma yolu açıktır ve kitabımızda bu konuda ileri sürülebilecek her düşünceye cevaplar mevcuttur.
Kaldı ki herhangi bir tartışmaya bile gerek yoktur, Kur'an-ı Kerim'i  arapça aslını (anlamadan da olsa) baştan sona kadar 1 kez okuyan herkes kitabın yaratanın KELAMI olduğuna ikna olur.

Problem,  Wilhelm Reich'in yaptığı gibi, başkalarının dini hakkında bilgi sahibi olunmamasından (yüzeysel bilgilere sahip olunmasından) kaynaklanmaktadır.
Biz, yaratıcıyı anlamadan / bilmeden, doğaya hayranlık duymanın yanlış olduğunu BİLİRİZ.
Çünkü yaratıcıyı anlamayan / bilmeyen doğaya bakıp "Ne kadar güzel" der.
Bir Müslüman ise doğaya bakıp "Ne kadar güzel yapmış / yapılmış" der.
(Hayran olunması gereken eser değil, müessirdir (eserin sahibi.)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 16 May 2016 11:45:32
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Wilhelm Reich'in "Dinle Küçük Adam" isimli kitabında "Özgürlük" konusunda şu ifadeler mevcuttur :
Alıntı
Size kişisel özgürlük değil ulusal özgürlük vaat ediyorlar. Size özgüven değil, devlete saygı, kişisel büyüklük değil, ulusal büyüklük vaat ediyorlar.
Sana göre, «kişisel özgürlük» ve «kişisel büyüklük», soyut birer kavramdan başka bir şey değildir; «ulusal özgürlük» ve «devletin çıkarları» sözcükleriyse, seni zevkten dört köşe etmekte; bu yüzden hemen bu sözcüklere sarılıyorsun.

Wilhelm Reich'in söylediklerini anlayabilmek için şu sorulara cevap verebilmemiz gerekir:
  • Kişisel özgürlüğümüz var mı? Kişisel özgürlüğümüz olmalı mı? Olmalıysa sınırları ne olmalıdır? Sınırları olmalı mıdır?
  • Kişisel büyüklük ne demektir? Nasıl ölçülür?
  • Ulusal özgürlük, devletin ali (yüksek) menfaatleri, kişisel özgürlükten önce mi yoksa sonra mı gelir?

Özgürlük konusunda yapılan en büyük hata bağlı olmak ile bağımlı olmak arasındaki farkın FARKINDA OLMAMAKTIR.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde bu konuda detaylı açıklamalar yapmıştım.

Bir Müslümanın kişisel özgürlüğünün sınırlarını "kul olmak" sıfatı belirler.

Hangi konular kişisel özgürlük kapsamına girer, devletin kişiye müdahalesinin sınırları gibi konular ayetlerle ve  peygamberimizin uygulamaları ile belirlenmiştir.
Daha net söylemek gerekirse :
- Birer kul olarak, özgürlüğümüzün sınırlarını belirlemek özgürlüğüne sahip değiliz. İyiliğimiz gözetilerek, belirlenmiş sınırlamalara riayet etmek zorundayız.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 17 May 2016 11:04:57
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
 
Şimdi Wilhelm Reich'in "Dinle Küçük Adam" isimli kitabından alıntı :
Alıntı
Dünyasını keşfetmekte olan çocuğuna bir ana olarak şunu söylersin: «O, çocuklara göre bir şey değil.»
Bir biyoloji profesörü olarak şunu söylersin.-«Aklı başında bir öğrenciye yakışır mı bu, havadaki mikropların varlığına inanmamak olur mu?»
Ve bir öğretmen olarak, «Çocuklara gözle bakılır ama söylediklerine kulak verilmez,» dersin.
(E.Murat Cengiz çevirisi : Öğretmensen, "çocuklar akıllı ve uslu olmalıdır, bilmiş değil" diyorsun)
Evli bir kadın olarak şöyle söylersin.- «Hıh! Bulguymuş! Bıktım senin bulgularından! Herkes gibi gidip bir yerde çalışsan da doğru dürüst para kazansan olmaz mı!»
Kendi görüşünü böylece dile getirmekten sakınmazsın, kocana inanmazsın, ama gazetelerde yazanlara, anlasan da anlamasan da olduğu gibi inanırsın.

Bir şeyin çocuklara / yetişkinlere / erkeklere / bayanlara uygun olduğunu / olmadığını belirleyen ölçü birimi nedir?

Kullanacağımız ölçü birimi işimize hangisinin geldiğidir :)
Çocuklara göre olmasını istiyorsak, çocuklara göre olur, çocuklara uygun olmamasını istiyorsak çocuklara göre olmaz.
Bu kadar basittir işte... Bunda kafa yormayı gerektirecek ne var?

Bir habere / bilgiye İNANMAMIZ için işimize geliyor olması yeterlidir.
Haberin / bilginin doğru olup, olmamasının bir önemi yoktur.
Haberin / bilginin doğruluk derecesini araştırmak saçmalığın en alasıdır.

Hele ki internette yer alan bir haberler / bilgiler % 100 doğrudur.

Siz bana değil, internette yazanlara inanın.
Sakın ola ki, internette Prof., Doçent, Doktor vs. gibi ünvanlar kullanarak yazanların kimliğinden şüpheye düşmeyin.
Zinhar internet fenomenlerini sorgulamak hatasına düşmeyin, onların, sizin erişmenizin mümkün ol(a)mayacağı kaynakları vardır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 18 May 2016 10:12:02
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Wilhelm Reich'in "Dinle Küçük Adam" isimli kitabından alıntı :
Alıntı

Artık bir Untermensch (aşağı insan) olmayı bırakmanı ve kendin olmanı istiyorum. Okuduğun gazetelere ya da kötü yürekli komşudan duyduğun geçersiz görüşlere değil de kendine inanmanı istiyorum.

  • Bir insan nasıl kendi olabilir veya kendi olmayabilir?
  • Kendine inanmayan bir insan olabilmesi mümkün mü?

Hangi kitapta okuduğumu hatırlayamadığım şu cümle konumuz için güzel bir örnektir :
- Ben bir dahiyim, sorun şu ki bunu benden başka bilen yok. :)

Dünyanın en akılı insanı bir Türktür.
İnanmadınız değil mi?
İşte ispatı :
Yazar & Eğitimci Erdal Demirkıran  "Dünyanın En Akıllı İnsanı olduğuna dair yazıyı" NOTERE onaylatmıştır.

Aynı kişi "15 Mart 2030, saat 16.00 itibariyle dünyada artık savaş" olmayacağını söylüyor.
- Erdal Demirkıran'a inanıyor musunuz?
- Hayır.
(Hatırlatma : "Dünyanın en akılı insanı bir Türktür." dediğimde de inanmamıştınız :) )
- Erdal Demirkıran kendine inanıyor mu?
- Evet.

Bir insanın kendi olabilmesi için, kendine inanabilmesi için KENDİNİ TANIMASI gerekir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı pamiraaa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.351
  • 84.605
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 12.351
  • 84.605
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 18 May 2016 10:33:54
Burada uzun uzun açıklama yapacaktım ama gerek olmadığını düşündüm.
Sadece şunu belirtmek istiyorum burası pek çok kategorilere ayrılmış bir eğitim sitesi,herkesin takip ettiği konular farklı.Bir başlıkta sınıf öğretmenlerine sesleniliyor,bir başlıkta branş,bir diğerinde tayinciler....Ayrıca bu sitede öğrenciler için de açılmış nasihat başlıkları var.Bu sebeple "küçük eğitimhaneli"tamlamasını ilk bakışta öğrenci olarak algılamak gayet normal.Verdiğiniz örnekler ve buradaki algı örtüşmüyor.

Çevrimdışı caki1910

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.868
  • 6.805
  • 1.868
  • 6.805
# 18 May 2016 10:56:10
Küçük adam sözü değil de buna benzer farklı farklı başlıklar rahatsız ediyor beni kitaplardan alıntı yapılan tanıtılan bir başlık var orada yazsaniz forumda başlık kirliliği olmamış olur

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK