Bu konuyla ilgili güzel bir hikaye :
Doğru Soruyu Sorabilmek
İki arkadaş, hararetle tartışıyormuş. Konu, sigara içerken İncil okunup okunmayacağı imiş. Sonuç alamayınca Papa'ya sormaya karar vermişler.
Papa'nın yanına gidip sırayla sorularını iletmişler.
Birinci olumsuz cevap alırken ikincisi İncil okurken sigara içmek konusunda izin almayı başarmış.
Mesele sonradan aydınlanmış.
İzin alamayanın sorduğu soru şuymuş:
- Papa hazretleri, İncil okurken canım sigara içmek istiyor, içebilir miyim?
- Oğlum, İncil okunurken Tanrı'yla ilgilenmen lazım. O sırada dikkatinin dağılmaması gerek. O yüzden İncil okurken sigara içilmez.
İzin alan ise soruyu şöyle sormuş:
- Papa hazretleri, sigara içerken canım İncil okumak istiyor, okuyabilir miyim?
- Oğlum, her nerede ve ne koşulda olursan ol, İncil okuma isteği duyarsan okuyabilirsin.
Kıssadan hisse:
1) Esas olan, aldığın cevap değil, sorduğun sorudur.
2) Beceri, almak istediğin yanıtı alabileceğin soruyu sorabilmektir.
Haksız mı?