Domuz Gribi Hakkında Merak Ettikleriniz Ve Yanıtları

Çevrimdışı gokselece

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 180
  • 285
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 180
  • 285
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 Kas 2009 21:18:52
Arkadaşlar, sınıf mevcudum 46 ve bugün 17 öğrencim hasta oldukları için gelemediler. Gittikleri hiçbir doktor, hastane vs. bu çocuk  domuz gribi demiyor. Gelgelelim 3700 öğrencisi olan okulun 1500 öğrencisi bugün okula gelmemiş. Ben de dün rahatsızdım. Rapor aldım. Yüksek ateş ve aşırı halsizlik vardı. Sanırım hepimiz hasta olup geçireceğiz bu dönemi.

Sizin okulunuzda ve sınıfınızda durum nasıl arkadaşlar?

Çevrimdışı mcby

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 299
  • 156
  • 299
  • 156
# 10 Kas 2009 21:23:54
arkadaşlar bn soruma 1 cevap alabilir miyim?

Çevrimdışı mcby

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 299
  • 156
  • 299
  • 156
# 10 Kas 2009 21:25:06
bu arada bizim okulda herhangi bir problem yok..sınıflar dolu.

Çevrimdışı gokselece

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 180
  • 285
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 180
  • 285
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 Kas 2009 22:31:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
arkadaşlar bn soruma 1 cevap alabilir miyim?

Hocam tatil olup olmama konusunda resmi bir ağızdan açıklama olmadan kimse size kesin birşey söyleyemez. O yüzden resmi açıklamaları bekleyin.

Çevrimdışı mcby

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 299
  • 156
  • 299
  • 156
# 10 Kas 2009 22:51:10
teşekkür ederim hocam.

Çevrimdışı gabar38-

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 111
  • 34
  • 111
  • 34
# 14 Kas 2009 16:06:20

Efendimiz'e göre en tehlikeli virüs
Son zamanların en önemli gündemi domuz gribi ve o gribe sebep olan H1N1 virüsü. Her tarafa hızla yayılan ve insanların ölümüne sebep olan tehlikeli bir virüs bu.
 
Amerika'da ölümler artınca Başkan Obama bu virüse karşı olağanüstü hal ilan etmek zorunda kaldı.

Bizim ülkemizde de durum farklı değil. Hemen her yaştan insanın ölüm haberleri, insanları ve kurumları tedbir almaya zorluyor. Sokakta insanlar maskeyle geziyor. Belediye otobüslerine, metrobüse eldiven takarak binen insanlar var. Devlet, milyonlarca insanı bu virüse karşı aşılamaya başladı. Anti-bakteriyel ürünler, temizlik malzemeleri hiç olmadığı kadar ilgi görüyor bu günlerde. Toplu ulaşım araçları, okullar, hastaneler; yani insanların birbirlerine virüs bulaştırması muhtemel bütün mekanlar ilaçlanıyor, dezenfekte ediliyor.

Her öksürene ya da hapşırana insanlar şüpheyle bakıyor. Gözler, etrafı "aman virüs bana da bulaşmasın" endişesiyle seyrediyor. Cam bölmenin ardında elinde eldiven ve yüzünde maskeyle okurlarıyla söyleşen (!) yazarların komik hallerini bir tarafa bırakırsak herkes bu virüse karşı elinden gelen tedbiri almaya çalışıyor. Bütün bu tedbirler hatta daha fazlası insan sağlığı için mutlaka gerekli. Ama bir de madalyonun öbür yüzü var. Maske takarak sokağa çıkan, çantasında anti-bakteriyel jeller taşıyan titiz insanları görünce Bediüzzaman'ın 2.Lema'da temas ettiği ibretlik nükteler geldi aklıma.

Hz. Eyyûb'un kıssası üzerine yazılmış nüktelerde onun maruz kaldığı yara ve hastalıklar anlatıldıktan sonra "İç dışa, dış içe bir çevrilsek, o hazretten bin defa daha ziyade yaralı görüneceğiz." deniyordu. Bizim manevî yaralarımızın her türlü maddî yaradan daha tehlikeli ve öldürücü olduğuna dikkat çekiliyordu. "O'nun yaraları şu kısacık dünya hayatını tehdit ediyor, bizim yaralarımız ise milyonlarca sene sürecek ebedi hayatımızı tehdit ediyor." ifadesiyle insanlar tefekküre ve o yaralarla mücadeleye davet ediliyordu.

O nüktelerin arasında dolaşırken, aklıma bir sürü soru üşüştü. Ne zaman, nerede ve ne şekilde sona ereceğini bilmediğimiz şu kısacık dünya hayatımızı tehdit eden bir grip virüsüne karşı haklı olarak bu kadar panik duyan ve tedbirlerini en üst seviyeden almaya çalışan insanlar, ebedi hayatlarını öldürmeye namzet virüslerin farkındalar mı, diye sordum kendi kendime.

Acaba dedim, Bediüzzaman Hazretleri'nin "Hazer et, bir danede, bir lokmada, bir öpmede batma!" diyerek uyardığı virüslerden her gün kaç tanesi bulaşıyor yüreğimize?

Ya da Kur'an'ın "ölmüş insan eti yemekten daha iğrenç" olarak nitelendirdiği gıybet ve dedikodu bizi öldürmeye hazır tehlikeli bir virüs değil midir?

Yüce Allah'ın açıkça yasak ettiği, insanların kusurlarını ve ayıplarını arama (tecessüs) ve onlar hakkında sürekli kötü düşünme ve her hallerini kötüye yorma (su-i zan) virüsleri ahiretimiz adına bize nasıl bedeller ödetiyorlar acaba?

Nebiler Sultanı'nın (sallallahu aleyhi ve sellem), "Ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi, sizin de amellerinizi bitirir." sözleriyle tehlikesine işaret buyurduğu haset virüsünün öldürücülüğü neden ürpertmiyor bizi?

Harama bakmanın şeytanın zehirli oklarından bir ok olduğunu unutup, her defasında sinemize saplanan o kahredici zehirin farkında mıyız? Bir haram lokmanın bize ve neslimize verdiği zararı hiç hesap ettik mi?

Aldatmanın, yalan söylemenin, sözünde durmamanın, emanete ihanetin, iftira atmanın, insanlara ve bütün canlılara zulmetmenin, gururun, kibrin, enaniyetin, riyanın, ikiyüzlülüğün, anne-baba hakkını gözetmemenin, eşin, çocukların hukukunu umursamamanın, kul hakkına riayet etmemenin... ve hayatımızın içinde cirit atan daha binlerce virüsün, manevi bünyede meydana getirdiği tahribatın boyutlarını hangi ölçü birimi tespit edebilir?

Televizyon dizilerine, maçlara, günlere, gezmelere ve içi boş muhabbetlere saatlerce vakit harcayan bir insanın, toplamı bir saat süren beş vakit namaza vakit ayıramaması bu virüslerden kaynaklanmıyor mu?

Namazlarını kılan insanların, namazda hedeflenen derinliğe bir türlü ulaşamamaları, kaçırdıkları bir vakit namazın ardından arşı titreten çığlıklarla pişmanlık ve üzüntülerini ifade edememeleri de aynı virüsten değil mi?

Günde yüz defa kelime-i tevhidi, salâvat-ı şerifeyi, istiğfar duasını çekmekte zorlanan, eline Kitabullah'ı, Cevşen'i, Kulûbu'd-Dâria'yı, Delâilü'l-Hayrât'ı almaya üşenen zayıf iradelerin mecalsizliğinin altında da bu virüsler yok mu?

Sorular böylece uzayıp gitti. Evet, manevî bünyeye musallat olan bu virüsler zamanla gövdeyi kemiren bir kurtçuğa veya manevi bir yılana dönüşüyorlar. Bununla da kalmayıp Rabb'imizle en önemli irtibat noktamız olan kalbimizi ve o kalbin tercümanı dilimizi ısırmaya, onları ibadetten ve zikirden soğutup nefret ettirmeye başlıyorlar.

Bilmem ki bu virüslere karşı, domuz gribine karşı takındığımız hassasiyeti takınıyor muyuz?

SÜLEYMAN SARGIN-ZAMAN 

14.11.2009 14:01:30

Çevrimdışı iremipek

  • Aktif Üye
  • **
  • 42
  • 57
  • 42
  • 57
# 15 Kas 2009 00:36:13
değişik bir açıdan yaklaşmışlar ama doğru söze de bişey denmiyor, teşekkürler

Çevrimdışı hemaw

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.400
  • 19.127
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.400
  • 19.127
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 15 Kas 2009 10:42:08
Çok faydalı ve yararlı bilgiler vermişsiniz.mizansel hocam bu bilgileri dosya halinde eklemeniz mümkün mü? Eminim çok işimize yarayacaktır. Şimdiden teşekkürler.

Çevrimdışı elninos

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 399
  • 346
  • 399
  • 346
# 15 Kas 2009 11:32:59
yrn sınıfımın her köşesine soğan koyacağım:)

Çevrimdışı filiz40

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 234
  • 365
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 234
  • 365
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 15 Kas 2009 12:04:55
benim de cuma günü 42 kişilik sınıfımda 24 kişi gelmemişti 18 kişi ile ders yaptık ders denirse tabi onlarda hasta ama ateşleri yoktu en azından okulumuzda kesinleşmiş domuz gribi olan öğrenci de var 2000 kişilik okulun 700 ü yoktu öğretmenler de katıldı bu hastalığa okulda 5 tane de öğretmen raporlu artık domuz gribi de demiyor doktorlar üst solunum yolu rahatsızlığı deyip gönderiyorlar ne olacak sonumuz belli değil hiç değilse 1 hafta tatil etselerde hastalar iyice iyileşse başka kimseye bulaşmasa

Çevrimdışı eemmrree

  • Aktif Üye
  • **
  • 3
  • 92
  • 3
  • 92
# 15 Kas 2009 12:37:49
23 nisan gelsin sınıfı sarımsak soğanla süsleyelim:D

Çevrimdışı kajmer55

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 13
  • 249
  • 13
  • 249
# 15 Kas 2009 12:50:32
doğru söylüyosunuz

Çevrimdışı rizab

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 15 Kas 2009 16:22:41

   TÜDER Açıklaması.

Boyalı mandalina uyarısı.

Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Engin Başaran, domuz gribine önlem amacıyla tüketicinin narenciyeye yönelmesini fırsat bilen bazı kişilerin fütursuzca para kazanma hırsıyla olgunlaşmamış mandalinayı, hatta yeşil kabuklarını turuncuya boyayarak piyasaya sunduğunu açıkladı.
Başaran, gıdalara katılan, meyve ve sebzelere zehirli nitelikteki bu maddelerle müdahale edenlerin yarattığı risklere dikkati çekerek, şöyle konuştu:
''Bu tür maddeler, bünyesi gribal ya da solunum yolları enfeksiyonu sebebiyle güçsüz düşmüş kişiler üzerinde etkilerini normal kişilere göre daha fazla gösterebilmekte, hatta öldürücü nitelik bile taşıyabilmektedir. Bu tür olumsuzluklarla karşı karşıya kalmamak isteyen tüketicilerin ilk yapacakları şey, daha alırken meyve ve sebzelere dikkat etmeleridir. Böyle bir durumla karşı karşıya kalınması durumunda tüketiciler, savcılığına verecekleri dilekçeyle şikayetçi olmalı, yasal yollara başvurmalıdır.''

haberlere ulaşmak için tıklayın:

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı bikes

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.749
  • 2.886
  • 1.749
  • 2.886
# 15 Kas 2009 16:25:49
ah şu insanlarımızdaki para hırsı ne olacak böyle

Çevrimdışı evgi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 217
  • 240
  • 217
  • 240
# 15 Kas 2009 16:32:17
evde bazı yerlere soğan koyduğumuzdan beri hastalanmadık ama havalar da iyiydi yani, şimdi soğudu.

 ayrıca mandalinayı bile boyayacak kadar vicdansızlaşan sahtekarları kınıyorum, yazıklar olsun!

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK