Düşüncelerimizin Kaynağı

Çevrimdışı braveturks

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
23 Ağu 2009 16:29:59
Düşüncelerimizin Kaynağı

İnsanları diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliği düşünebilmesi, muhakeme edebilmesidir. Düşünme yeteneğine sahibiz ama düşünebilme biraz farklı bir durum. Çünkü insanın düşünebilmesi için kavramlara, kelimelere ihtiyacı vardır. Ve insanlar doğuştan kavram ve kelimelere sahip olarak doğmazlar. Sadece kavramları ve kelimeleri öğrenme yetisi ile dünyaya gelirler.
 Kelime ve kavramların kazanılması ise ancak sağlıklı bir toplum ve eğitim-öğretim ile sağlanır.
 Kavram hazinemiz genişledikçe düşünce yapımız derinleşir. Kendi kararlarımızın kaptanı oluruz. Rotamızı kendimiz çizeriz.

Peki, ya kendi kavramlarımızı oluşturmak için okumuyor, araştırmıyorsak? İşin kolayına kaçıp sadece çevreden duyduklarımızla yetiniyorsak, daha da kötüsü TV’den başka kaynağımız yoksa ne olur? Düşüncelerimizin hâkimiyetini kaybederiz. Ve düşüncelerimizin yön verdiği kararlar, eylemler ve düşüncelerimizin yönettiği yaşantılar bizim olmaktan çıkar.

Peki, düşüncelerimiz sizin değilse kime ait olabilir ki?
—Günlük yaşantınızda zihninizi ne ile meşgul ediyorsanız, öğrendiklerinizin büyük çoğunluğunu yani kavramlarınızı nerden öğrendiyseniz; kararlarınız, eylemleriniz, değer yargılarınız, beyniniz ve bunların hepsinin toplamı düşünceleriniz zihninizi meşgul eden nesneye, olaya, kişiye aittir.

Kendimize birkaç soru sorarak devam edelim.
1-   “Evinizde TV var mı” diye bir soru sorsam herhalde bana gülersiniz. O yüzden soruyu değiştiriyorum. Evinizde kaç tane TV var?


2-Günlük kaç saat TV izliyorsunuz?

3-Evinizde kitaplığınız var mı?(kitaplık o kadar da önemli değil. Ayda bir kitap okuyor musunuz?)

Bu soruları daha arttırabiliriz. Ama hepsi aynı sonucun nedenleri arasında yer aldığından daha fazla soruya lüzum görmüyorum.

Yukarda ki sorulara verilen cevaplardan yola çıkarak bizim için TV’nin yerini saptayama çalışalım.

Herkesin evinde TV olduğuna göre; TV ailelerimizin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Bazılarımızın evinde birden fazla TV olduğuna göre…

Hemen hemen evde olduğumuz vakitlerin tümünde (banyo yapmak, tuvalete gitmek, uyumak hariç) vaktimizi TV izleyerek geçiriyoruz.

Kitapla ilgili soruya değinmiyorum bile. Yeterince önemsiz(!).

TV,TV,TV, ne var bu TV’de? TV’deki hangi programlar izlenme rekoru kırıyor?

Ve işin en kritik kısmına geldik. Düşüncelerimizin kalitesini hep birlikte belirleyelim:
 İnsan etkileşimde olduğu sürece öğrenir. Öğrenme her zaman farkındalık ile gerçekleşmez bazen de farkında olmadan yeni şeyler öğreniriz. (Hani “bilinçaltına yerleşiyor” diye bir tabir varya işte tam olarak öyle olmasa da onu gibi düşünün.) Ve neyi öğrenmek istiyorsak onunla meşgul olmalıyız. Peki, biz ne ile meşgul oluyoruz?
—TV ile meşgul oluyoruz.
Gelin hep birlikte TV’den neler öğreniyoruz, inceleyelim.

Sabahtan akşama kadar kadın programları izliyoruz.
Akşamdan sabaha kadar magazin programları izliyoruz.

Düşünce yapımızı, değer yargılarımızı işte bu programlar oluşturuyor. İnsanlık kalitesi her geçen gün belki de bu nedenlerden dolayı erozyona uğruyor. Daha da vahimi biz bunu idrak edemeyecek kadar küçük yaştan itibaren TV bağımlısı oluyoruz.

Herkesten özür dilerim evimizin “baş tacı” olan TV’niz hakkında böyle ithamlarda bulunmak istemezdim. (İnşallah “baş tacı” ibaresini vurgulu yazarak dikkatinizi çekmeyi başarmışımdır.)
“Baş Tacı” biraz söylemini biraz açalım: evimizin oturma planı TV’ye göre tasarlanıyor. Aynı çatı altında yaşayan aile fertleri birbirlerinin yüzünden çok TV ekranını görüyorlar. Aynı çatı altında yaşayan aile fertleri birbirleri ile iletişim kurdukları zamanın daha fazlasını TV izleyerek geçiriyorlar. Aynı çatı altında yaşayan aile fertleri acaba en son ne zaman ailecek TV kapalı iken sohbet ettiler?
Merak ediyorum sayın ebeveynlerimiz: aile içinde çocuklar sizden mi daha çok şey öğreniyorlar yoksa TV’den mi? Ya da tam tersini düşünelim; çocuklarınızla mı daha çok ilgileniyorsunuz yoksa akşam eve dönünce koltuğunuza uzanıp TV kumandası diktatörlüğü yapıp izlediğiniz kanalları tüm aile fertlerine mi izletiyorsunuz? Hayatımızda sahip olduklarımıza gerektiği değerleri verelim ve herkese hak ettiği konuma yerleştirelim:
Evimizin oturum tasarımını TV izleme düzenine göre değil, aile içinde etkin iletişimi sağlayacak şekilde tasarlayalım. Karşılıklı kitap okuyup tartışabileceğimiz şekilde tasarlayalım.

Sanırım konu biraz saptı. Tekrar düşünce ve kavramlara döneyim.
Düşünmek için gerekli olan kavramlara ve kavramları öğrendiğimiz kaynaklara dönecek olursak. Bu ülkede ki herkes aynı kaynaktan besleniyor. Aynı kaynaktan yeni şeyler öğreniyor. İşte bu yüzden TV’yi seviyorum(!) Milyonlarca insanı aynı düşünme kapasitesine sahip kılmakla kalmıyor. Aynı şeyleri benzer şekilde düşünmelerini sağlıyor. Daha doğrusu TV değil, ekranın arkasında kim varsa.
Ama kitaplar öyle değil. Kitaplar aynı anda kitlelere benzer kavramları paket olarak sunmuyor. Kendi iç dünyasına davet ediyor. Düşünmeye davet ediyor. Ve hepsinden daha önemlisi bir konu hakkında aynı kitabı okumadığın sürece hep farklı bakış açıları kazandırıyor.

Lafı çok uzatmanın bir anlamı yok. Yazdıklarımın tamamını özetleyecek bir video adresi veriyorum. İzlemenizi tavsiye ederim. Zaten bana bunları yazmam da ilham olan da bu video.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] bu adresten izleyebilirsiniz.

Yazdıklarım kendimden kesitler içermektedir. Kimse üzerine alınmasın lütfen.



Kaynak: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı braveturks

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ağu 2009 10:49:13
Değerli öğretmenlerim, sizlerle paylaştığım yazıları; "ben bir şeyler yazdım,sizlerde görün" edasından yayınlamıyorum. Eleştirilerinizi dönüt olarak kabul edebilmek için yayınlıyorum.

Lütfen, eğer yazdıklarımı okuyan birileri varsa. İyi-kötü eleştirelerini yazsınlar . Bende eleştirileriniz sayesinde kendimi geliştirebilirim.

Saygılar.

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 28 Ağu 2009 13:56:50
 Öğretmenim, paylaştığınız yazınız için teşekkür ederim. Yazdıklarınız bana göre çok doğru düşünceler. Çok şükür ki  TV bağımlısı değiliz. Evimizde TV uzun süreli açık değildir.
  Eskiden ne güzel radyolar vardı. Oldukça da yararlı programlar sunarlardı. Şİmdi reyting uğruna TV programları hep birbirine benziyor ve çoğu kalitesiz. Günümüzde maalesef gezmeye gidilecek günler bile takip edilen dizilere göre ayarlanıyor.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK