-6-
O kadar çırpınmama rağmen, kapı kapı dolaşmama rağmen, o kadar “yalvarmama” rağmen çok değil sadece 2 yıl önce “Hocam, şöyle 3 sayfalık rapor yaz da derdin neymiş bilelim.” denilmiş olsaydı inanınız şu an çok şey değişmiş olacaktı:
1- Anasınıfından 12. sınıfa kadar tüm sınıfları kapsayan, tamamen yapay zekâlı bir sistemimiz olacaktı.
2- Bu yapay zekâlı sistem, okuma-yazma gibi özel ilgi gerektiren konular haricinde neredeyse tüm öğretim yükünü üstüne alacaktı.
3- Sistem olgunlaştığında öğretmenlerin rolü, öğreten değil rehberlik eden olacaktı. Zaten öğretim işini sistem kendisi yapacaktı. Öğretmenler sistemi anlayabilmek için öyle uzun uzun kurslar vb. görmek zorunda kalmayacaktı. Sistemin kullanımı, kumanda ile TV’de kanal değiştirmek kadar kolay olacaktı.
4- Ülke geneli bir “öğretim birliği” oluşacaktı. Az tecrübeli öğretmen, çok tecrübeli öğretmen farkı önemsiz hale gelecekti.
5- Ülkemiz pandemi sürecinde Zoom gibi bir sisteme mahkûm olmayacaktı.
6- Şu an derse katılmak isteyen bir öğrencinin ortalama olarak kullandığı veri miktarı 20Gb civarında iken, bahsettiğim sistem yapıldığında aylık 1-2 Gb yeterli olacaktı. Canlı ders, video formatı zorunlu değil isteğe bağlı olacaktı.
7- EBA’da şu ana kadar yani 8 yılda ancak oluşturulabilen içerikler sadece 1 yıl gibi kısa sürede hayalini kurduğum sistem sayesinde oluşabilecekti.
8- Burada yazdıklarım, yazmadıklarım, belki de yazamadıklarım daha neler neler EBA’ya eklenebilecekti.
Peki, bu dediklerimi yapabilir miyim?
Şu ana kadar yaptıklarım, hayal edip projelendirdiklerimin yüzde biri bile değil desem, yeterli cevap olur mu?
Bazı şeylere “takdir, nasip” deyip geçmek gerekiyor sanırım. Çok fazla üstelememek gerekiyormuş.
Bunları sadece sizlerle dertleşmek için yazdım. Ölümlü dünya! Tarihe not düşmüş olayım.
Not: Hayalini kurduğum sistemi, tam da en çok ihtiyaç duyulan dönemde yapamamış, ülkemize kazandıramamış olmanın çaresizliği ile uzun bir süre Eğitimhane’den uzak kaldım. Aksattığım işler için hepinizden tekrar tekrar özür diliyorum. Karınca kararınca elimden geldiği kadar, gücüm yettiği kadar sizler için çalışmaya devam edeceğim. Hepinize saygılarımı sunarım…
Saygıdeğer Tekin Murat Hocam: yazılarınızı ve bana gönderdiğiniz kitabı okudum. Maalesef biz öğretmenlerin hislerine tercüman oldunuz. Yıllarca emek verdiğiniz Eğitimhane den binlerce öğretmen ve öğrenci yararlandı. Yararlanmaya devam ediyor. Ama bizler ne yazık ki kendi ülkemizde düşünen, üreten, karşılıksız paylaşmayı ve dayanışmayı bilen insanların değerini bilmiyoruz. Son yıllarda oldukça fazla miktarda insan beyin göçü ile ülkemizden gittiler. Bizler ülkemiz için her türlü zor koşullar altında hizmet vermeye ve üretmeye, sorunlar karşısında şikayet etmek yerine çözümler üretip alternatifler yaratmaya çalışan insanlarımızı ötekileştirdiğimiz sürece geri kalmaya mahkum olacağız. Ebadaki bahsettiğiniz şahıs bilgi hırsızlığı yoluyla amacına ulaşacağını sanmış. Ancak gelinen nokta belli. Benim naçizane fikrim eğitimhane üyesi öğretmenlerin bir platform oluşturarak Eğitimi Geliştirme ve Dönüştürme Platformu şeklinde bu konuyu tartışarak nasıl yaygınlaştıracağımızı neler yapacağımızı belirleyip birlikte dayanışarak bu sorunu adım adım çözmeye uğraşmak olacaktır. Böylece binlerce öğretmen ve öğrencinin desteğini alabiliriz diye düşünüyorum. Gerekirse Sosyal Sorumluluk Projelerine Destek için karşılıksız hibe için yurt içinde ve yurt dışında çalışmalar yapabilir miyiz? diye düşünmeliyiz. Emekleriniz ve düşünceleriniz için teşekkür ediyorum. Bunlar benim fikirlerim. Elimden gelen her konuda destek vermeye hazırım. Alican DURMUŞ Fatih Kocamustafapaşa İlkokulu Sınıf Öğretmeni..Hepinize iyi ve sağlıklı günler dilerim arkadaşlar...