Hocam takım elbise konusundaki tesbitinizede katılıyorum. Bazı şeyler vardır ki , ilk bakışta kıymetleri bilinmez , aman ne önemi var , diyip geçip gidersiniz. Ama derinlemesine düşününce bunun çok önemli olduğunu görürsünüz.
Her yıl bir takım elbise almak hiç bir öğretmenin bütçesine ağır gelmez. Alırken biraz paraya kıyıp kalitelisinden alınca da , hem öğrencinizin , hem velinizin gözünde farklı bir yere oturmaya başlarsınız. Bu ne külfetli , ne de zahmetli.
Sadece bir vizyon işi.
Özür dileyerek bu düşüncenize katılmadığımı söylemek zorundayım öğretmenim.
Yazılanları okurken Nasrettin Hoca 'nın fıkrası geldi aklıma "Ye kürküm ye..."
17. yılıma girmek üzereyim meslekte. Çok güzel kürkler gördüm. Çok rağbet aldıklarını, bu kürklerin karşısında hem öğrenci, hem veli, hem öğretmen hem de idarecilerin çok saygıyla eğildiklerini de gördüm. Sadece utandım...Öğretmen olduğum için utandım...VEEE yemin ettim ki benim yetiştirdiğim öğrencilerim kürk yemeyecekler...
Önemli olan insanlara öğretmen olarak bu bilinci verebilmek diye düşünüyorum.
Ruj 1 lira, 2 lira. Keza diğer boyalarda öyle. En uygun fiyatlarla herşeyi bulabilmeniz mümkün artık. Tekstil de çok ucuza alınabiliyor. Ama bunlar idial öğretmen olmak için yeterli mi sizce?
Öyle kürkler tanıdım ki ağızlarını açınca cümleleri biraraya getiremiyorlar. Öyle kürkler tanıdım ki yüreklerinde sevgi yok, öyle kürkler tanıdım ki meslektaşım demeye utanıyorum...
genç arkadaşlar, sizlere yıllarını bu meslekte geçirmiş birisi olarak tavsiyem; asla kürklere saygı duymayın. Asla kürklere saygı duyan idarecilerin karşısında eğilip bükülmeyin.
Bizler her türlü şartlarda, adını kimselerin duymadığı, bilmediği en ücra köşelerde, yolu izi olmayan yerlerde fedakarlık üstü bir gayretle mesleğimizi en iyi yapmaya çalışan insanlarız.
Benim kürküme, benim dudağımdaki boyaya selam veren idareciyi ben adam yerine koyup saygı duymam. O tipleri ezmek çok kolaydır...İnsanlığınızla, beyninizle, kültürünüzle, konuşmanızla, mesleğinizdeki gayret ve yeterliliğinizle...Mevzuata hakimiyetinizle...
Veli ve öğrenciye gelince ise, onları eğitmek ise bizim görevimiz. Benim kıyafetim öğretmenlik yapmayacak onlara...Bunu çocuklar da veliler de hissediyorlar zaten zamanla...
Eğer illa kılık kıyafetimizle de örnek olacaksak temiz olalım. Yönetmelikte belirtilen esaslara uyalım...yeter...
Benim kaç kıyafetim olduğu, her gün ne giydiğimin hiç bir önemi yok. Ben iyi bir öğretmen olduğumu biliyorum. Velilerim bunu değerlendirebiliyor...
öğrencilerime de "Kıroyum, mıroyum ama kürk bende" demeyi değil, " Kürküm falan yok ama; bilgi bende, görgü bende. Sevgi bende, inanç bende..." demeyi öğretiyorum...
saygılarımla...