Yapılan sıralamada çalışmalar,amaç-hedef ile ilgili bir içerik yok.Daha çok kişisel bilgiler ön planda..Son yaptığınız açıklama ile en başta yazdıklarınız arasında HİÇ BİR ilişki yok
çünkü..Eğitsel hedefleri gerçekleştirmek yada eğitimi konuşmak için karşıdakinin dini yada alkol alıp almadığı,uzun mu kısa mı olduğu,hayat biçimi,kadın-erkek ilişkisi,müzik
vb.bilmek eğitimin hangi işlevsel boyutuna,basıl bir katkı sağlayacak? Tutarsızlıklarla dolu bir açıklama..Eğitimde değerlendirmeler objektif kriterlere göre yapılır,subjektif
kriterler kişiden kişiye değiştiği için ölçüt veya referans kaynağı kabul edilmez..Başta yazdıklarınızla eğitsel amaçlı çalışmalar arasında bir bağlantı olursa zaten objektiflikten
uzak kişisel görüşlere dayalı,yanlı bir ekip çalışması olur..İlk yazdıklarınızla son yazdıklarınız arasında içerik olarak bir bağlantı yok.Yazdıklarınızın da,belirtiğiniz kişisel
özelliklerin hedeflere katkısı tezinizin ise bilimsel olarak eğitim açısından dayanak noktası yoktur.
1. Hiç bir insan, hiç bir öğrenci MUTLAK KÖTÜ olmadığı gibi hiç bir fikirde mutlak kötü değildir. Her fikrin iyi yönleri bulunabilir ve bu yönler geliştirilerek faydalı bir çalışma yapılmış olur.
2. İlk mesajımdaki sorular, arşivimde bulunan bir yazıdan alıntılanmıştır. Tarafımdan hazırlanmamıştır. Konuya ilgi gösteren kişilere bir fikir vermesi amacı ile alıntılanmıştır.
İlk mesajımda -Bu bilgilere neler eklenebilir?- sorusunu yönelterek üyelerin uygun gördükleri soruları eklemelerini istemiştim.
Mevcut sorulardan uygun görülenler ve uygun görülmeyenler üyeler tarafından nedenleri ile belirtilebilir.
Nitekim mesajımda yer alan BAZI soruların sorulmasını ben de onaylamıyorum.
3. Gelişmiş ülkelerde eleman alımlarında sigara ve içki kullanıp kullanmadığı sorusunun sorulması sıradan bir uygulamadır.
Bu uygulama ülkemizde de başlatılmış olup elelman alımlarında sigara ve içki kullanmama tercih sebebi olarak belirlenmektedir.
Eleman alımında bile dikkat edilen bir hususa, iletişim içinde bulunacağımız kişilerde de dikkat etmemiz gerekmez mi?
Kişileri tanımada kullanılan yöntemler farklı olabilir. Kişilerle iletişim kurarken en fazla dikkat ettiğim husus kişinin alkol kullanıp kullanmadığıdır.
Alkol kullanan kişi ya alkoliktir, ya da alkolik adayıdır.
Alkol kullanan bir insanın SAĞLIKLI bir düşünce üretebileceğine inanmıyorum.
Bu gerekçelerle alkol kullandığını bildiğim kişilerle iletişimi asgari düzeyde tutmayı tercih ediyorum. Bu ilkemi benimseyen bir çok kişi olduğu inancındayım.
Sigara tiryakileri de temkinli yaklaştığım kişilerdir.
Sigaranın zararları hakkında bilgi sahibi olduğu halde, bu zararları önemsemeyerek kendine zarar vermeye devam eden kişilerin başkalarına faydalı olmak için CİDDİ gayret sarfedeceği inancında değilim.
Bu nedenlerle kişiler hakkında alkol ve sigara kullanıp kullanmadığı bilgisine sahip olmak isterim.
4. Baba olmak konumundaki bir kişi hakkında fikir edinmek için çocuğu hakkında sorular sormam yeterli olur.
Çocuğunun kaçıncı sınıfta okuduğunu bilmeyen, veli toplantısına hiç katılmamış bir baba ile iletişimde olmak bana hiç bir şey kazandırmaz.
Çocuğuna değer vermeyen insanlar, başkalarına değer vermek konusunda samimi olamazlar.
Bu gerekçelerle kişilerin medeni durumları ve çocuk sahibi olup olmadıkları hususunda bilgi sahibi olmak isterim.
5. Forumumuzda güzel fikirleri olan bir çok üye olduğu inancındayım. Fakat kendini motive edememek, kendine güvenmemek, ihmalkar davranmak vs. sebeplerden dolayı bu fikirlerini hayata geçirmemekte, hatta başkalarıyla paylaşmamaktadır. Aralarında resmi iletişim bulunan kişiler birbirlerini motive edemezler, birbirlerine güven veremezler.
Kişiler arasındaki iletişimi resmiyetten çıkarıp, ciddiyeti kaybetmeden samimi bir ortama taşıyacak her türlü bilginin forum ortamında sorulmasının faydalı olacağı inancındayım. Bu şekilde benzer özellikler taşıyan (Örneğin aynı yaş grubunda çocukları olan) üyeler arasında oluşacak gruplaşmalarla motive olma ve güven ortamı ortaya çıkacaktır.
6. Kişiler arasındaki iletişim de en fazla dikkat edilemesi gereken husus muhatabı SUÇLAYICI söz ve davranışlardan kaçınmaktır. Suçlama her zaman için savunmayı zorunlu kılar. Savunmada haklılık ikinci planda kalır. Şu unutulmamalıdır; Bir tartışmanın sonucunda haklılığını isbatlayan kişi KAYBETMİŞ demektir. Çünkü yeni hiç bir şey öğrenememiştir. Tartışarak boşuna zaman harcamıştır.
7. Çok beğendiğim bir tanımlama vardır, bilim; yanlış olduğu her an ispatlanacak değerler topluluğudur. Bilim, (kullandığı ölçü değerler yanlış olduğu için) bugün için doğru dediğine, yarın yanlış der. Bu tanım çerçevesinde bilimsel çalışmalar yapmayı tercih etmiyorum. Kaldı ki, zaman zaman mesajlarımda belirttiğim gibi eğitimci değilim.
Objektif kriterler nelerdir? Subjektif kriterler nelerdir? Bunlar hakkında bilgi sahibi değilim. Fikirlerini bu tür kriterler çerçevesinde sunan kişilere saygı duyarım.
Fikirlerimin bu tür kriterlere uygun olup olmadığını denetleme ihtiyacı hissetmiyorum.
Yaşanan hayat ile bilim arasında farklı bir durum varsa ve bir tercih yapmak gerekiyorsa tecrübelerime dayanan duruma göre hareket etmeyi tercih ederim.
acaba eğitimhanedeki üyeler gerçek ortamda bir araya gelse ne kadarı birbirini tanır, arkadaşlık edebilir veya ya beğenir.. veya görüşür...
aynı okulda çalıştığın arkadaşlarınla bile bir kısmıyla yakın oluyorsun.. kendini daha çok anlatıyorsun.. sıkıntılarını veya özelini diğerleriyle sadece okulu ve eğitimi paylaşıyorsun...
eğitim sitesinde de öğretmenler eğitim adına paylaşımlar yapar, görüşlerini açıklar..
bence kendisini ve özelliklerin detaylı anlatmasına gerek yok..
tugut kuzan arkadaşımız da belki bir öneride bulunmuştur. acaba nasıl olur? diyerek fikrimizi almaya almak istemiştir... böyle bir anket sorularına da gerek olmadığını görüşleri okuduktan sonra anlamıştır sanırım..
Her gün asgari 1000 kişinin ziyaret ettiği bir forumda üyeleri tanımada nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda açılmış bir konuya kaç kişinin görüş yazdığını sayabilir misiniz?
Kişiler görüşlerini yazmaktan neden çekiniyorlar acaba?
Yazılan görüşlerin eğitimhane üyelerinin tamamının görüşlerini yansıttığını söyleyebilir misiniz?
----------
turgutkuzan hocamızın fikrine saygı duyuyorum ama birçok arkadaşımız ile sohbet bölümünde muhabbet edip kaynaşarak arkadaşlıklarımızı ilerlettik. Fakat ordaki bu samimi ortamdan bile huzursuzluk doğmuşken şimdi böyle bir konu ile bilgi sahibi olmak ne kadar doğru olur düşünmek gerek...
Samimi bir ortam neden huzursuzluk kaynağı olur?
Samimiyet = ciddiyetsizlik olarak algılanmamalıdır. Uygulamada samimiyet ciddiyetsizliğe yol açabiliyor. Bu durumun önüne geçmek için çözüm üretilebilir.
Kişiler fikir almak için yazılanlardan suçlama anlamı çıkarmamaya özen göstermelidir.
Yazdığım İSTİSNASIZ tüm mesajlar fikir almak ve kişileri fikirlerini açıklamaya teşvik amaçlıdır.