Dün sabah tüm okulca aldığımız haber hepimizi derinden sarstı. Kan davası sebebiyle aralarında husumet bulunan, aynı zamanda uzaktan da akraba olan iki aile arasında son cinayet geçtiğimiz işlenmiş ve gencecik bir insan öldürülmüş.
Görev yaptığım köyden olan bu insanların yıllardan beri devam eden husumetinde son yaşanan olay şu an köyün çok gergin olmasına yol açtı.
Öldürülen tarafın ailesinin evinin okula yakın olması da tüm çocukların psikolojisini alt üst etti. Ölenin babası hiçbir şekilde taziyeleri kabul etmezken bizim cenazemiz yok o kan yerden kalkıncaya kadar diye bağırmış..
O soyadı taşıyan yaklaşık 50 çocuğun hiçbirisi okula gönderilmiyor. Benim sınıfımdan da dört eksik var..
Ve şu an herkes katliam beklerken hiç kimsenin bir şey yapamıyor olmasının çaresizliğini yaşıyoruz.
Köyün büyüklerine durum ne olacak diye sorduğumuzda sakın ha sakın karışmayın yoksa hiç uğruna siz de yanarsınız diyorlar ki karışma cesareti gösterebilecek biri henüz çıkmadı.
Çocukların dönem sonuna kadar okula gönderilmeyeceği söylendi..
Hayat ne tuhaf değil mi?
Kendine dikkat et sen önce. Elinden iş gelecekler daha mühim işlerle meşgul bu günlerde malumun (!) İnsan hayatının değersizleştirildiği topraklardasın, davarları ölse daha çok üzülürler eminim. Sakın karışma arkadaşım, yazarsın günü gelince...
Oğluşumun kolu kırıldı geçen pazar günü ameliyat oldu.Şu an alçıda dualarınızı esirgermeyin dostlar.
Canım çok üzüldüm, geçmiş olsun. Tam her şey yoluna girdi derken... Neyse en azından ilgilenebilecek durumdasın, ya o dağın başında çalışıyor olsaydın şimdi?
En kısa zamanda iyileşir umarım oğluşun