İnsan kendini ucu bucağı olmayan bir boşluk,kıyısı olmayan bir deniz,sürekli kıvılcımlar çıkararak yanan ateş,
sonsuza dek parlayan nur,estiğinde yada dindiğinde bir rüzgar,şimşekler çaktıran, gökgürültüsü çıkaran ve yağmurlar yağdıran bulutlar,tatlı melodiler mırıldanan yada çağıldayan dereler,ilkbaharda çiçek açan ve sonbaharda yapraklarını döken ağaçlar,yüce dağlar ve engin ovalar,
verimlilikte ve kıtlıkta tarlalar gibi hissettiği zaman olgunluğa doğru yürür..
İnsan bütün bu duyguları hissettiği zaman,
olgunluk yolunda yolu yarılamış olur.
Varlığının farkındaysa ve yolun sonuna ulaşmak istiyorsa yapması gereken,
kendisini annesine dayanan bir çocuk,
ailesinden sorumlu bir ihtiyar,
düşleri ve aşkı arasında kaybolmuş bir genç,
geçmişiyle geleceğinin birbiriyle mücadele ettiği bir orta yaş insanı,
mabedindeki bir abid,
zindandaki bir mahkum,
kitapları ve kağıtları arasındaki bir alim,
gündüzünün ve gecesinin karanlığı arasındaki bir cahil,
imanının çiçekleri ve şehvetinin dikenleri arasındaki bir rahibe,
acılarıyla teslimiyeti arasında bir fakir,
açgözlülüğüyle sağduyusu arasındaki bir zengin,
akşamın sisleriyle seherin ışıkları arasındaki bir şair gibi hissetmektir...
İnsan eğer bütün bu işleri dener ve öğrenirse olgunluğa ulaşır.
Ve Allah'ın gölgelerinden bir gölge olur..
Halil Cibran..