En Son Okuduğunuz, Tavsiye Ettiğiniz Kitaplar Ve Tanıtımları

Bir kitap soyleyin iyiki okumusum , neden daha once okumamisim diyeyim

   birkaç tane olsa...
   şeker portakalı
   serenad
   ziyan
   küçük prens
   bin dokuz yüz seksen dört

Korkuya Yer Yok-lisa Gardner....

Şu an elimde 'Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer' var...İnşallah güzel bir kitaptır..

Buradaki yorumlar üzerine Siyah Kan' ı aldım. Bugün başlamayı düşünüyorum.

iyi seçim öğretmenim. türü severseniz arkasına kızıl nehirleri  de okuyun bence...

iyi seçim öğretmenim. türü severseniz arkasına kızıl nehirleri  de okuyun bence...

  birde leyleklerin uçuşu nu okuyun derim hocam

uçurtma avcısı ve bin muhteşem güneş.ikiside harika

uçurtma avcısının filmini yeni farkettim geçen gün izledim...benim hayalimle film o kadar örtüşüyor ki..ilk kez bir filmin kitapla birebir örtüştüğünü gördüm..tavsiye ederim..

Ahmet Altan - Tehlikeli Masallar

Yıllar evvel okuduğum ve beğendiğim bir kitabı tanıtmak istiyorum arkadaşlar. 

Lüsyen-Can Dündar

~Bir döneme mektuplar üzerinden ayrıntılı ışık tutan bu kitap 1912 de Brüksel'de Osmanlı sefiri Abdülhak Hamit ile 18 yaşındaki Maria Lucienne Sacre'ın tanıştırılması ile başlıyor. Ve bu tanışma 60 yaşındaki Şair-i Azam ile 18 yaşındaki bu Belçikalı genç kızın bir döneme tanıklık edecek beraberliklerinin başlangıcı oluyor.~

Kitabın kapağıda güzel tasarlanmış, üzerinde Latince bir cümle var:

" Nec sine te, ne tecum, vivere possum"
Yani;
" Sensiz de seninle de yaşanmaz"

Burada bu romana hiç rastlamadığım için tanıtmak istedim.  İlgilenlere tavsiye edebilirim.

Adı geçen iki kitapta çok etkiliyeci. Konu, iç acıtan gerçekler ikisinde de.
Anlatım açısından incelersek İncir Kuşları'nı daha önce okuyan biri Leyla'nın anlatımında eksiklikler görür. Ya çevirmen o hissi verememiş ya da yazarın kalemi bu.
Sinan Akyüz başarılı bir yazar. Anlatımı akıcı. Okurda güzel bir tat bırakıyor anlatımındaki ahenk.
Bu sebepten önce Leyla'yı okumalı sonra İncir Kuşları'nı diyorum ben.

TEŞEKKÜRLER.

Bu kitap beni hayal kırıklığına uğratmıştı öğretmenim. Çok uzun bir süreç, yaşananlar, aklıma, kalbime yatmayanlar fazlaydı kitapta.Yazarın okuduğum ikinci kitabıydı; diğer kitaplarını okumamaya karar vermiştim bu kitaptan sonra.

Okuduktan sonra yorumunuzu sabırsızlıkla bekliyorum öğretmenim.

amin maalouf un bütün kitaplarını okudum. büyük çoğunluğunu okuduğumda üniversitedeydim. geçtiğimiz aylarda eksik kalanları tamamladım. ilk okuduğum semerkant bende aşırı bir heyecan yaratmıştı bu sayede diğerlerini de bir solukta okumuştum. sabır isteyen bir yazar, hemen seni kurguya çekmeyebiliyor, gerçi bu durum bende daha olumlu etki olabiliyor hikayeye bağlanmak ve devamını getirmek için.doğuyla batının harmanlanmış hallerini seviyorum ben galiba.

amin maalouf un bütün kitaplarını okudum. büyük çoğunluğunu okuduğumda üniversitedeydim. geçtiğimiz aylarda eksik kalanları tamamladım. ilk okuduğum semerkant bende aşırı bir heyecan yaratmıştı bu sayede diğerlerini de bir solukta okumuştum. sabır isteyen bir yazar, hemen seni kurguya çekmeyebiliyor, gerçi bu durum bende daha olumlu etki olabiliyor hikayeye bağlanmak ve devamını getirmek için.doğuyla batının harmanlanmış hallerini seviyorum ben galiba.

Sanıyorum bu benimle ilgili bir sorun öğretmenim. Kitabı okurken -bu kitap için özellikle, her kitapta yapmıyorum bunu- kahramanın yaşadıklarını mantığımla çok tarttım galiba. Otobiyografi şeklinde sunulmuştu kahramanın hayatı. Fikir ve duygusal dünyasındaki yaşadığı değişiklikler çok fazla, abartı geldi. Yazarın dili kullanışını sevdim ama ''Afrikalı Leo''yu sevemedim. Belki yanlış düşünüyorumdur, başka kitaplarını da okumaya çalışağım bunu anlamak için...

Sanıyorum bu benimle ilgili bir sorun öğretmenim. Kitabı okurken -bu kitap için özellikle, her kitapta yapmıyorum bunu- kahramanın yaşadıklarını mantığımla çok tarttım galiba. Otobiyografi şeklinde sunulmuştu kahramanın hayatı. Fikir ve duygusal dünyasındaki yaşadığı değişiklikler çok fazla, abartı geldi. Yazarın dili kullanışını sevdim ama ''Afrikalı Leo''yu sevemedim. Belki yanlış düşünüyorumdur, başka kitaplarını da okumaya çalışağım bunu anlamak için...

semerkant, yüzüncü ad ya da doğunun limanlarını deneyin nacizhane tavsiyem. belki bir tık daha kolay çeker sizi içine. her kitap herkesi yakalayamayabiliyor bu çok normal.

semerkant, yüzüncü ad ya da doğunun limanlarını deneyin nacizhane tavsiyem. belki bir tık daha kolay çeker sizi içine. her kitap herkesi yakalayamayabiliyor bu çok normal.

''Semerkant''ı okudum ve çok beğendim öğretmenim. Tavsiyeniz için çok teşekkür ederim, diğer önerilerinizi listeme ekliyorum. 

Karanlığın Yüreği - Joseph Conrad

Simgesel okumaya açık bir kitap; Avrupa'nın Afrika'ya sözde uygarlık götürmek adına yaşattığı korkunç sömürüyü anlatıyor.

Kitabın tanıtım yazısından bir bölüm:
Joseph Conrad’ın denizci olduğu yıllarda Kongo’ya yaptığı bir yolculuktan esinlendiği Karanlığın Yüreği, yazarın en önemli yapıtı olmasının yanı sıra sömürgecilik konusunu derinlemesine irdeleyen bir çalışmadır.
Roman, sömürgecilik olgusunu incelerken, roman kahramanı Marlow’un karşılaştığı üç farklı karanlığı; insan eli değmemiş Kongo’nun karanlığını, Avrupalıların yerlilere yaptığı zulmün karanlığını ve her insanın içinde gizli olan kötülük yapma arzusunun karanlığını ele alır. Conrad Kongo Nehri’nde bir teknenin kaptanı olarak çalıştığı sırada, kendisi de Avrupalı sömürgecilerin acımasızlığıyla karşı karşıya kaldı ve zulümden, binlerce filin öldürülmesine neden olan fildişi elde etme hırsından, sömürgeci yaşamının nafileliğinden nefret etti.
Karanlığın Yüreği de, aslında insanoğlunun ruhundaki karanlığın derinlerine yapılan bir yolculuktur. Conrad bütün bu olumsuzlukları aktardıktan sonra, şu temel soruyu soruyor: “Tanrı insanı bunları yapsın diye mi en üstün canlı olarak yarattı?”