RADYO IMPARATOR un telefon kampanyası.s3 ve s4 galaksi diyerek, oyuncak telefon yolluyorlar.kutudan fatura çıkmıyor.kapıda odeme yapmadan kutuyu açtırmıyorlar.para iadesi istedgiinz zaman sız bızden hıc bırsey almamışsınız,musterımız degılsınız diyorlar.komsumun basına geldı.lutfen herkesı uyaralım.
Birbirine uzun zamandır iyi tekbir söz etmeyen fakat "iyifotoğraf veren" çiftler...Bir an bile birlikte yalnızlığakatlanamayan hep "dışarıyaçıkan" çiftler... Evlilikmiş,flörtmüş, sevgililikmiş;neyse ne... Ama birliktegüzel duran fakat birbirinigüzel bulmayan; ilişkileriniyüceltip birbirlerini ihmal edençiftler...Ne kadar çoklar! Görüntüönemli.Çiftler bile birbirlerine değil,görüntülerine bakarak idareetmeye çalışıyorlar.Kalp kuruyuncaya, bütünrenkler soluncaya kadar.Yıllar geçiyor. Çocuk bilebüyütülüyor.Ama bir yandan da o boşlukbüyüdükçe büyüyor.
ÇOK GÜZEL BİR HİKAYE..Mahkeme salonunda, seksen yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı... Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bıkkın bakışlarını süzüyordu. Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına:- Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı:- Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan...Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda... Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu... Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından? Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı... Kadın neler diyecekti? Herkes, onu dinliyordu... Yaşlı kadının gözleri doldu ve devam etti:- Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim... O bilmez... 50 yıl önceydi.. O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm. Yavrumuz olmadı onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla sulayacağım onu diye... İyi gelirmiş derlerdi... 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi. Taa ki geçen geceye kadar... O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım... Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim. Hayatımı, umudumu, her şeyimi verdim. Ondan hiçbir şey görmedim. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim.Hakim yaşlı adama dönerek:- Diyeceğin bir şey var mı, baba? dedi.Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi. Tane tane konuştu:- Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin, görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim. Fadime'mi de orada tanıdım. Sedefleri de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. Yeni evlendiğimizde,boyun ağrısı nedeniyle, onu hekime götürdüm. Hekim "Çok uzun süre uyanmadan yatarsa, boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir" dedi. "Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin" dedi. Hekimi pek dinlemedi bizim hatun... Lafım geçmedi... O günlerde; tesadüf, bu çiçek kurumaya yüz tuttu. Ben ona: "Çiçeği geceleri sularsan geçer" dedim. Adak dilettim... Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. O sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum sanki... dedi adam.O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle...- Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez, hakim bey... Geçen gece de... Yaşlılık... Ben de uyanamadım. Uyandıramadım... Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi... Suçlandım... Sesimi çıkartamadım...O anda gazeteciler dahil, mahkeme salonundaki herkes ağlıyordu...Sevgide cömert ama sevdiklerimizi kırmada oldukça cimri olalım!.
bir evlilikte çatışma varsa çözüm yolları sadece sonucu erteler. tek sonuç vardır ayrılık.
Ne yaptın hocam sen, hastayı ilaçla tedavi veya ameliyat bile etmeden öldürdün, morga gönderdin.... Çatışmalar, anlaşmayla çözülemez mi ?
Son çare olarak kast ettiniz herhalde hocam.
Şu an 3.160 kişi ve 116 üye var.