Etkin Konuşma - Yazma Ve İkna

Arkadaşınızı, ailenizi, eşinizi, yöneticinizi veya öğrencilerinizi inandığınız veya savunduğunuz bir konuda ne kadar ikna edebiliyorsunuz?

İkna gücünüzün kaynağı ,bildiklerinizi körü körüne savunmak mı? Yoksa, karşınızdaki kişinin fikirlerine saygı duyup,onun düşüncelerini de ölçüp tartarak kendi fikrinizi benimsetmek mi?

Belki de, karşınızdaki kişinin fikirlerini paravan olarak kullanıp, kendi düşüncelerinizi farkettirmeden benimsetmek...

Sizin ikna konusunda kullandığınız yöntemler neler,paylaşır mısınız?

Etkin konuşma ve yazma,hayatınızda hangi kapıları aralıyor? Bu doğuştan gelen bir yetenek mi,yoksa sonradan kazanılabilir mi?

Son olarak,başlığımıza dikkatlice okuyup,bu yetilerin eğitim öğretimde bize ne gibi faydalar sağlayabileceğini paylaşır mısınız?

Eğitsel paylaşımlarımızın,bilgi dağarcığımıza kattığı her bir cümle için size ayrıca teşekkür ediyorum

İnsanın karşısındakini ikna edebilmesi için, ikna etmek istediği konuda önce kendisinin inanmış olması lazımdır. İnanmış gibi görünüp de, zıttını yapıyorsa ikna etmesine imkan yoktur. O zaman çirkefleşme yoluna gider ki
bu da haksız olduğunu gösterir. Ona ondan üstün ve baş edemiyeceği yöntemler ile cevap vermek lazımdır.
İkna etmek her insanın harcı değildir. Haklıdır ama tarifi ve teşbihi yapamaz. Kendisi bilir ama ifade edemez. Yada bilir, kendine olan güveninden dolayı, karşısındakinin anlamadığını görür, anlamayacağınıda anlar, daha fazla zahmet etmeye gerek duymaz. Çünkü bilir ki, akıntıya kürek çekecektir.
Bana gelince, sevdiğim biri ise, fikrimin doğruluğundan emin isem, ikna etmek için, düz cümlelerle anlatırım. Anlamıyorsa takılmışsa, yaşanmışlardan örnekler veririm. Mecazlar, teşbihler kullanırım. Hala da anlatamıyorsam, zamana bırakırım. Onun haklı çıkma olasılığını da göz önünde bulundururum. Haklı çıkma olasılığı veya anlamamasına sebep olan olasılık %1 ise bile olasılıktır.                                                                   Haklı çıkmışsam sevinmem.                                                                      İkna olmayışından ve etmiş olduğu zarardan dolayı üzülürüm.
İllada kabul ettireceğim diye seviyenin altına inmek, karşıdakine sadece saygıyı, sevgiyi kaybettirir. Bundan da zararı,iyi niyetlede olsa
sorunun çözümünü öneren görür.
Etkin konuşmanın en güzel yolu, farklı bir insan profili çizerek,saygı görmeyerek çalışmak olmamalı. Doğal olmakta her zaman için terbiye sınırlarını aşmamak kaydıyle fayda vardır. Doğal olan daha çok sevilir, hele birde ahlaklı ve temiz kalpliyse. Çünkü aynı zamanda sevimlidirde. Tabii insan için söylüyorum. Yılan da doğaldır ama sevilmez.
Her zaman etkin konuşmak,kapıları aralamaz. İlk andaki intiba veya fiziki güzellik,etkin konuşmanın önüne geçebilir.Yani karizmatik olmaktan bahsediyorum. Etkin konuşabilirsiniz, yalnız o tip konuşmayı anlayacak insan profili de önemlidir. Kişinin mezhebinde karşısındakinin anlatmak istediğini anlayacak kaabiliyet, kullandığınız kelimelerin anlamı üzerinde düşünebilecek , kültür yoksa....Bunu da düşünerek konuşmak ve anlatmaya çalışmak lazımdır.Önce karşınızdakinin size saygısı olacak. Olmadığını hissedebiliyorsanız, ağzınızla kuş tutsanız fayda vermez.
Nasıl anlatabilmek zekaya, görmeye,okumaya ve yaşamaya bağlı bir kültür gerektiriyorsa, anlayabilmek için de onlar gereklidir.
Herkes hakkını helal etsin.Çok güzel bir konu ve benim de çorbada tuzum bulunsun istedim.

Sudee öğretmenim bu konuda malesef ben hep ikna olan taraf oluyorum ikna kabiliyetim az biraz bunu geliştirmek için ne yapabilirim acaba diye düşünürken yardımıma geldiniz bakalım güzel fikirler çıkar inşallah

ETKİN KONUŞMA İÇİN HERŞEYDEN ÖNCE GÖZ TEMASI ÇOK ÖNEMLİ. DİL YALAN SÖYLER AMA GÖZLER ASLA. AYRICA KONUYA HAKİM OLDUĞUNUZUNU KARŞI TARAFA AKTARABİLMENİZ İÇİN KESİNTİSİZ KONUŞABİLMELİSİNİZ. YANİ E EE EE GİBİ DURAKLAMALAR OLMAMALI. ŞAHSEN BEN SIKILIYORUM KARŞIMDAKİ KİŞİ EEEE GİBİ DURAKLI KONUŞUYORSA. BUNLAR BENİM TAKTİKLERİM. DİĞER ARKADAŞLARIN TAKTİKLERİNİ MERAK EDİYORUM.
YAZMA KONUSUNDA ÇOK ZAYIFIM; SUDE HOCAMDAN ETKİLİ YAZMA TEKNİKLERİNİ BEKLİYORUM:)

Paylaşımlarınız için çok teşekkür ederim Konakyanlı Öğretmenim, yalnız etkin konuşmak ve karşıdakileri bu özellikle etkilemek konusundaki fikirlerinize kısmen katılmadığımı belirtmek isterim.

Tabi ki,tanımadığımız veya yeni tanıştığımız bir insan hakkında ilk ipuçlarını dış görünüşüne bakarak elde ederiz.Ama,bu sadece ilk intibadır.Eğer,kullandığı sözcükler,bizde olumlu yönde yarattığı dış intibayla örtüşmüyorsa,ona dair tüm düşünceleriniz yerle bir olacaktır.

Çünkü,sahip olduğu sadece dış görüntü olacaktır ki, bu da o kişiye sadece vitrindeki cansız manken özelliği kazandırır.Ben şahsen,insanlardan edindiğim intiba, konuştuklarıyla özdeşleştiği zaman, fikirlerini ve onun yarattığı sihirli değişimi görüyorum artık karşımdakinin.

Hatta,kişiye karşı ilk dış intibam iyi değilse bile, fikirlerini savunma,kullandığı kelimelerin ona haslığı,bildiklerini aktarma özelliklerini görüyorsam gözümde o kişi,daha bir değer kazanır ve benim gözümde dış intibası bile daha güzel bir şekil alır...

Bu kadar uzun sözlerle '' Beş para etmez güzelliğin,bu bendeki aşk olmasa'' misali :

'' Hiç değer taşımaz güzelliğin,düşündüklerini anlatamıyorsan; Çok değerlidir dış kusurların, fikrini diline yansıtıyorsan''  diye bir sözümle bağlayayım konuyu

ikna  için EMPATİ olayı şart...

Sayın Dehliz ve Mindiz Öğretmenlerim,konuyu biraz daha öğretime kaydırarak paylaşımda bulunmak isterim.Öğrencilerimiz için belirlediğimiz kriterleri,biz de kendi hayatımıza yansıtırsak bu konudaki sıkıntılarımızı da aşmış oluruz diye tahmin ediyorum.Paylaşımlarınız için ayrıca teşekkür ediyorum


İYİ BİR KONUŞMANIN İLKELERİ:

* Her konuşmanın belli bir amacı olmalı,

*Konuşmada içtenlik,doğruluk,doğallık ve canlılık olmalı,

*Konuşmacı ses tonunu ayarlayabilmeli,kullandığı sözcüklerin anlam farklılığı ve duygu yüklerini sesiyle verebilmeli,

*Konuşurken sözcüklerin arasında gereksiz sesler çıkarmamalı, sözcük öbeklerinden sonra verilen durak seslerini iyi ayarlamalı,

*Herşeyden önce kendi konuştuklarına kendi inanmalı,

*Zengin bir söz varlığına sahip olmalı, günlük sözcük sayısı ile konuşmamalı,

*Konuşma beceri ve alışkanlığının, dinleme,okuma ve konuşmakla kazanılacağını bilerek bu alışkanlıkları edinmeye çalışmalı,

* (...)

Etkin yazmada var mı? "sudee"öğretmenim.Cahilliğimi affedin lütfen.Beni öğrenmek isteyen bir öğrenci olarak düşünürseniz,sevinirim.

sudee öğretmenime saygılarımla,
Haklı olabileceğinizi düşünerek, kesinlikle ve tüm kalbimle fikirlerinize saygı duyduğumu belirtmek istiyorum.
Tabii fikirler farklı olacak ki,ortaya kültür zenginlikleri çıksın.
Ama şunu söyleyeyim(dediğimde kesinlikle savunmaya geçmiyorum) günümüzde kültür kolay oluşmuyor.Anlatım kaabiliyeti de kolay gelişmiyor. Bundan dolayı da sizi kutluyorum.
Edebi yönünüzün gelişmiş olduğunu görmek, değerli öğretmenlerin varlığını ve yetişmesi gereken öğrencilerin ne kadar şanslı olduklarını bilmek, sevindiriyor beni. Akıl akıldan, fikir fikirden üstündür. Öğretmenlerimizde yazsınlar.
Mutlaka katılmadığınız düşüncelerim olacak ki
ben emrivaki yapmış pozisyonuna düşmeyeceğim. Sonucunda da seviyeli,tatlı bir tartışma ortamı oluşacak.
Zamanımızda(tekrar söylüyorum) karizmaya önem veriliyor. Kültür yatisi sonra araştırılıyor.
Eğer beyinler uyuşmazsa o zaman da kopmalar oluyor.
Ne mutlu banaki,sizinle değerli bir ortamda fikir tartışması yapabilme, açtığınız konuya düşünce bildirebilme şansına sahip oldum.
Bir ne mutlu banaki daha, insanları dış görünüşleri veya ilk edindiğiniz intiba ile değilde, kültürü ve anlatım kaabiliyetlerine göre değer verdiğinizi anlamış olmam.
Saygılar sunarak, özellikle bu konuyu devamlı takip edeceğimi bildiririm.

Sayın Dehliz ve Mindiz Öğretmenlerim,konuyu biraz daha öğretime kaydırarak paylaşımda bulunmak isterim.Öğrencilerimiz için belirlediğimiz kriterleri,biz de kendi hayatımıza yansıtırsak bu konudaki sıkıntılarımızı da aşmış oluruz diye tahmin ediyorum.Paylaşımlarınız için ayrıca teşekkür ediyorum


İYİ BİR KONUŞMANIN İLKELERİ:

* Her konuşmanın belli bir amacı olmalı,

*Konuşmada içtenlik,doğruluk,doğallık ve canlılık olmalı,

*Konuşmacı ses tonunu ayarlayabilmeli,kullandığı sözcüklerin anlam farklılığı ve duygu yüklerini sesiyle verebilmeli,

*Konuşurken sözcüklerin arasında gereksiz sesler çıkarmamalı, sözcük öbeklerinden sonra verilen durak seslerini iyi ayarlamalı,

*Herşeyden önce kendi konuştuklarına kendi inanmalı,

*Zengin bir söz varlığına sahip olmalı, günlük sözcük sayısı ile konuşmamalı,

*Konuşma beceri ve alışkanlığının, dinleme,okuma ve konuşmakla kazanılacağını bilerek bu alışkanlıkları edinmeye çalışmalı,

* (...)

Bütün bunlara katıldığımı belirtmek isterim öğretmenim... Şu son maddedeki noktalı yere bir şey eklemeden geçemeyeceğim yalnız...
   O da;
   GÖZLER....
   Göz teması çok önemli geliyor bana bu konuda... Konuşurken karşısındakinin gözlerine bakamayan pek inandırıcı olamaz diye düşünüyorum...

Özür dilerim... Mindiz hocam zaten değinmiş bu konuya...

Etkin yazmada var mı? "sudee"öğretmenim.Cahilliğimi affedin lütfen.Beni öğrenmek isteyen bir öğrenci olarak düşünürseniz,sevinirim.

Estafirullah Bedirdekihamza Hocam, hep beraber öğreniyoruz.Burada hem öğretmen hem öğrenci olduk gerçekten

Etkin yazma olmaz mı hiç Sayın Hocam?Aslında zor bir sanattır insanın düşüncelerini yazıya dökebilmesi veya fikrinden geçenleri karşılayacak sözcüğü bulup,hepsini bir ahenk içinde yerine yerleştirebilmesi...

İçinden geçenleri duru,yalın,içten ve bi o kadar da edebi bir dille anlatabilen yazarlara gıptayla bakıp, ''Dünya'da bu kadar yetenekli insanlar var, acaba ben neden yapamıyorum?'' diye hayıflandığım çok oluyor...

İşte, öğrencileri baz alarak, etkili yazma ilkeleri :



ETKİLİ YAZMA İLKELERİ:

*Yazma beceri ve alışkanlığı ancak yazma ile öğrenilip gelişebileceğinden, öğrencilere her fırsatta yazı yazdırmak,

*Öğrencilere önceden hazırlık yaptıkları veya yapmadıkları bir konuya yönelik yazı yazdırmak,

*Yazı yazdırılacak konuları genel,belirsiz ve beylik konulardan değil,kişisel saptamalara,tartışma ve eleştirilere götürecek konulardan ya da ilgilerini çekecek güncel,sanatsal ya da kültürek konulardan seçmek,

*Yazılardaki yazım yanlışlarını düzeltmek,bunları düzeltmeyi sınıf içinde konuşarak,anlatarak ve doğrularını göstererek düzeltmek,

*Konu ve konu sınırlamasının ne olduğunu öğrencilere somut bir biçimde örneklerle anlatmak,

*Konuyu hangi açıdan ele alıp,hangi açıdan işleyeceğini öğrenciye buldurmak,

*Konuyla ilgili söylenecekleri saptamak ve sıraya koymak,

*Sözcüğün, kavram birimi; cümlenin yargı birimi ; paragrafın da düşünce birimi olduğunu,paragrafla yazının bütünü arasında bir benzerlik bulunduğunu,örnekler üzerinden öğretmek,

*(...) (alıntıdır)

Yaman04 Hocam,paylaşımınız için size de teşekkür ediyorum

Hiç unutmam. 6. sınıfta okurken Türkçe öğretmenimiz sınavda dilekçe yazmamızı istemişti. Tabi o zamana kadar dilekçe nedir? Nasıl yazılır? pek de bilmiyordum. Konu "Babamızın çalıştığı yere verilemek üzere bu okulda okuduğunuza dair bir belge için dilekçe yazın." şeklindeydi. Ben tabi yanlış anlamışım ve babamın çalıştığı işyerine yazıyorum dilekçeyi. Öğretmenimiz sonra beni uyardı. " Okulumuza dilekçeyi yazacaksın" dedi. Ben o sınav saatinde dilekçe yazmayı öğrenmiştim. Tabi bir daha unutmam mümkün mü?

Sözü yazma çalışmalarında öğrencilerin günlük hayatta çok işlerine yarayacak dilekçe, telgraf yazısı, davetiye yazısı, toplantı gündemi yazma, tutanak yazma, afiş tasarımı için slogan yazma gibi çalışmalara yönlendirmeliyiz. Tabi bu konularda öğrenciyi korkutmadan ve kolay olduğunu hissetirerek.

Öncelikle sudee öğretmenime ve tüm paylaşımda bulunan öğretmenlerimize teşekkür ediyorum.

sudee öğretmenime saygılarımla,
Haklı olabileceğinizi düşünerek, kesinlikle ve tüm kalbimle fikirlerinize saygı duyduğumu belirtmek istiyorum.
Tabii fikirler farklı olacak ki,ortaya kültür zenginlikleri çıksın.
Ama şunu söyleyeyim(dediğimde kesinlikle savunmaya geçmiyorum) günümüzde kültür kolay oluşmuyor.Anlatım kaabiliyeti de kolay gelişmiyor. Bundan dolayı da sizi kutluyorum.
Edebi yönünüzün gelişmiş olduğunu görmek, değerli öğretmenlerin varlığını ve yetişmesi gereken öğrencilerin ne kadar şanslı olduklarını bilmek, sevindiriyor beni. Akıl akıldan, fikir fikirden üstündür. Öğretmenlerimizde yazsınlar.
Mutlaka katılmadığınız düşüncelerim olacak ki
ben emrivaki yapmış pozisyonuna düşmeyeceğim. Sonucunda da seviyeli,tatlı bir tartışma ortamı oluşacak.
Zamanımızda(tekrar söylüyorum) karizmaya önem veriliyor. Kültür yatisi sonra araştırılıyor.
Eğer beyinler uyuşmazsa o zaman da kopmalar oluyor.
Ne mutlu banaki,sizinle değerli bir ortamda fikir tartışması yapabilme, açtığınız konuya düşünce bildirebilme şansına sahip oldum.
Bir ne mutlu banaki daha, insanları dış görünüşleri veya ilk edindiğiniz intiba ile değilde, kültürü ve anlatım kaabiliyetlerine göre değer verdiğinizi anlamış olmam.
Saygılar sunarak, özellikle bu konuyu devamlı takip edeceğimi bildiririm.

Sayın Konakyanlı Öğretmenim, öncelikle hakkımdaki güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ediyorum

Üzerinde durmuş olduğunuz konu,toplumumuzda yanlış yerleşmiş yargılardan  bir tanesi.Yazınızı okuduğumda sizin de bu yanlış yargıyı desteklediğinizi düşünmüştüm.Yanlış anlamadan dolayı sizden özür diliyorum.

''Herkes aynı fikirdeyse,kimse birşey düşünmüyor demektir'' sözünü içtenlikle benimsiyor ve bu konuda size katılıyorum.

Farklı seslerin ilerlememiz,ufkumuzun genişlemesi için yararlı olacaktır diye düşündüğüm için, farklı sesleri de herzaman duymak istiyorum

Mindiz ve Baranuz Öğretmenlerimizin, üzerinde durduğu, etkin konuşma ve iknada 'göz teması'nın önemli olduğu düşüncesine ben de katılıyorum.

Yapılan araştırmalarda '' karşınızdaki kişinin yalan söyleyip söylemediğini gözlerine bakarak anlayabilirsiniz '' hipotezine ulaşılmıştır.Eğer bir kişi yalan söylüyorsa,göz temasından kaçınırmış.

İnandığımız ve yeterince bilgi sahibi olduğumuz bir konuda karşımızdaki kişiyi ikna ederken,göz teması kurmak; gözlerimizle ağzımızdan çıkanları teyit etmek inandırıcılığımız açısından önemli olacaktır.

İkna yolunda en büyük silahımız, kullandığımız sözlerle birlikte,anlattıklarımızı onaylayan gözler olacaktır

Önemli bir konuda yaptığınız hatırlatma ve paylaşımınız için size de çok teşekkür ederim Habitat Hocam...