Evlilikte Eşlerin Birbirine Uyum Sağlaması

Çevrimdışı k.açıl

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 161
  • 771
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 161
  • 771
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Ağu 2012 17:31:19
Evlilik;rakip değil ,ekip olunca-birbirini değil, sorunu cephe alınca evlilik olur.

Çevrimdışı matematikçi44

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 154
  • 232
  • 154
  • 232
# 06 Ağu 2012 22:36:42
bu devirde evlilik seçimi yapmak çok zor  doğru insanı bulunca yürütmek uyumu yakalamak iki tarafın anlayışlılığı ile alakalı olmalı bence

Çevrimdışı klmay

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 601
  • 966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 601
  • 966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Ağu 2012 22:43:06
zaman ilerledıkce ınsanlar daha çok bencıllesiyor,cıkarlar devreye gırdıkce BIZ kavramından uzaklaşıp BEN e yaklasıyorlar.evliliklerde de aynı durum soz konusu çiftler artık BİZ olamıyorlar,aynı evın ıcınde 2 tane BEN yasayıp gıdıyorlar,gıttığı yere kadar.evlilik zor iş zorrrrr:)

Çevrimdışı galipkudalak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.129
  • 10.546
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.129
  • 10.546
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Ağu 2012 17:36:33
Bu akşam eve geldiğimde Eşim Akşam yemeğini servis ediyordu. Elini tuttum ve ona söyleyeceğim şeyler olduğunu söyledim. Masaya oturdu ve sessizce yemeği yemeye başladı. Ve yine Gözlerinde o korkuyu gördüm.

Bir an da kasıldım ağzımı açamıyordum ama düşüncelerimi söylemem lazımdı. Ben boşanmak istiyorum. Sinirlenmedi Sözlerime karşılık vermedi, sadece sebebini sordu.

Bir cevap veremedim ve buna çok sinirlendi elinde ki Çatal Bıçakları fırlattı. Bana bağırdı ve Adam olmadığımı söyledi. Bu akşam tek kelime konuşmadık. Eşim bütün Gece ağladı. Farkındaydım Evliliğimiz ne olacağını merak ediyordu, ama onu tatmin edecek bir şey söyleyemeyecektim. Ben Jane'e aşık oldum, eşimi sevmiyorum artık.

Bu vicdan azabıyla bir Evlilik sözleşmesi hazırladım, Evi, Arabayı ve Şirkettin 30% ona verecektim. Sözleşmeye kısa bir süre baktı ve yırttı. 10 yıl hayatımı paylaştığım bu Kadın bana yabancı olmuştu. Onun harcadığı zamana ve enerjiye üzülüyordum, ama geri dönemezdim, Jane'e çok aşık olmuştum. Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı, bu benim beklediğim bir tepkiydi. Onun ağlaması benim hafiflememe sebep olmuştu. Bir süredir aklımdan geçiriyordum boşanmayı, bu fikir bende saplantı haline gelmişti ve şimdi bu duyguyu daha da güçlü hissediyordum ve doğru karardı.

Bir sonra ki akşam eve geç gelmiştim ve Eşimi Masada yazı yazarken gördüm. Çok uykum vardı ve Akşam yemeğini yemeden uyumaya gittim. Jane ile geçirdiğim o kadar saat beni yormuştu. Bir ara uyandım ve onu hala yazı yazarken gördüm Masa da. Ama bu benim Umurumda değildi ve başımı çevirip uyumaya devam ettim. .

Ertesi sabah bana Şartlarını yazı halinde sundu. Benden hiç bir şey istemiyordu, sadece boşanmamızı ilan etmek için 1 ay müsaade istedi ve bu zamanda normal bir Aile gibi davranmamızı istedi. Bunun sebebi Oğlumuzun 1 ay sonra Sınavların olması ve bu dönemde ona bu yükü bindirmemekti. Bu kabul edilebilinir. Bir şey daha vardı, benden onu Evlilik Gecesinde onu kapıdan içeriye nasıl taşıdığımı hatırlamaktı, ve 1 ay boyunca her sabah onu Yatak odasında Kapıya kadar taşımamı istedi. Kafayı yediğini düşündüm, ama son günlerimizin iyi geçmesi acısından, kabul ettim.

Sonra bu şartlardan Jane bahsettim, yüksek ses ile gülüp bunun çok saçma olduğunu ve eninde sonunda Boşanmayı kabul etmek zorunda kalacağını söyledi.

Eşimle boşanma konusunu açtığımdan beri Fiziksel temasta bulunmadık. Bu sebepten ilk gün onu kucağıma alıp kapıya götürdüğümde tuhaf bir duygu yaşadım. Oğlumuz arkamızda duruyordu ve alkış yapmaya başladı 'Babam Annemi kucağında taşıyor' bu onu çok sevindirmişti, Sözleri canımı acıtmıştı... Yatak odasından Evin Kapısına kadar 10 metre taşıdım. Eşim gözlerini kapattı ve kulağıma' Oğlumuza boşanmamızdan bahsetme' diye fısıldadı. Bende başımı öne eğerek tamam dedim, ve içime bir üzüntü çöktü. Kapı önünde onu bıraktım Eşim Otobüs durağına gitti ve onu İşe götürecek olan Otobüsü bekledi. Bende tek başıma Ofise gittim.

2. Gün bu oyunu oynamak bize daha kolay gelmişti. Eşim başını Göğsüme yasladı, ve onun kokusunu duydum. Birden Eşime uzun süredir bakmadığımı anladım. Ve onun Evlendiğim zaman ki kadar Genç olmadığını fark ettim. Yüzünde hafif çizgiler oluşmuş saclarına ak düşmüştü. Gecen yıllar öylesine yanından geçmemişti, O an kendime ona bununla neler yaptığımı sordum.

4. Gün onu kucağıma aldığımda bir güven duygusu yaşadım. Bu bana Hayatının 10 yılını Hediye eden Kadın.

5. Gün bu güven duygusu daha da büyümüştü. Bundan Jane bahsetmedim. Günler geçtikçe onu taşımak daha da kolaylaşmıştı, belki de bu sayede yaptığım antrenman dan dolayıdır bu.

Bir Sabah onu ne giyeceğini düşünürken izledim. İsyan ederek her gün kıyafetlerin biraz daha bol geldiğini söyledi. Birden onun ne kadar süzüldüğünü ve kilo verdiğini fark ettim. Demek ki onu her sabah daha kolay taşıyabilmemin sebebi buydu. Birden yüzüme yumruk gibi vurdu. Bu kadar Acıyı ve Üzüntüyü Kalbinde taşıyordu. Farkında olmadan başını okşadım. O an Oğlumuz da geldi ve ' Baba Annemi taşıman lazım ' dedi. Bu hayatımızın bir parçası olmuştu, Babasının Annesini odadan Kapıya taşıması. Eşim Oğlumuzu yanına çağırdı ve ona sıkı sıkı sarıldı. Ben başımı cevirdim, son anda kararımdan vazgeçmek istemiyordum. Onu kucağıma aldım ve Yatak odasından Kapıya kadar taşıdım. Elini enseme koymuştu ve ben onu sıkı sıkı tutmuştum. Tıpkı Evlendiğimiz gün gibi.

Artık Huzursuzlaşmıştım bu kadar kilo vermesinden. Son Gün onu kucağım da taşıdığımda hareket etmedim. Oğlumuz okuldaydı ve Eşime Hayatımızda ki yakınlığın ne kadar eksildiğini söyledim. Ofise gittim arabadan fırladım kapıyı kilitlemeden bunun için zaman yoktu. Her anın kararımı değiştirmesinden korkuyordum ve Merdiven den yukarı koştum, yukarı varınca Jane kapıyı actı. Ona Karımdan boşanmayacağımı söyledim.

Şaşkın bir ifadeyle elini anlıma koydu ve ' Senin ateşin mi var' diye sordu. Üzgünüm Jane ama ben artık boşanmak istemiyorum dedim. Evliliğimizin renksiz kalması sevgi eksikliğinden değil, birbirimizin değerini unuttuğumuzdan dı. Şimdi aklıma geldi ki, ona Evlendiğimiz Gün kapıdan içeri taşıyınca ömrümün sonuna kadar Sadakat yemini verdiğimi........ Jane olayı anlayınca yüzüme bir tokat attı ve kapıyı kapatarak ağlamaya başladı. Hemen aşağı koşup ilk Çiçekçiye gidip Eşime bir Buket çiçek aldım, üzerinde ki Karta da'''seni her Sabah hayatımın sonuna kadar taşıyacağım'''' .

Eve vardığımda yüzümü bir gülümseme kapladı, elimde Çiçeklerle yatak odasına gittim ve Eşimi yatağın üstünde Ölü buldum. Eşim aylardır Kanser ile savaşıyordu ve ben Jane ile ilgilenmekten bunu fark etmemiştim. Fazla yaşamayacağını bildiği için, beni Oğlumun bana negatif tutumundan korumaya çalışmıştı . En azından Oğlumun gözünde iyi bir Eş olarak kalmamı istemişti.

İlişkide ki küçük şeylerdir önemli olan. Villalar, arabalar çok paralar değil . Bunlar hayatı kolaylaştırır ama asla Mutluluğun temeli olamazlar.

İlişkine zaman ayır ve ilişkinin güven ve huzur anlamına gelecek şeylere meşgul ol.

Mutlu bir beraberlik yaşa.

Çevrimdışı sewil23

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 3.257
  • 10.734
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.257
  • 10.734
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 17 Ağu 2012 11:40:35
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Evlilik;rakip değil ,ekip olunca-birbirini değil, sorunu cephe alınca evlilik olur.
Çok doğru... evlilikteki sorunların büyümesi belki de sona ermesi hep şu büyütttüğümüz egolarımız yüzünden değil mi ???

Çevrimdışı ağcan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.678
  • 3.335
  • 1.678
  • 3.335
# 17 Ağu 2012 14:19:25
Zooor çok zooor  ...
Çoooook çalışmak  lazım arkadaşlar çoook,
Allahım hepimize  güzel uyumlar versin...

Çevrimdışı atom111

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.653
  • 6.996
  • 1.653
  • 6.996
# 18 Ağu 2012 05:13:38
  Yuıkarıda arkadaşın söylediği gibi ben değil de biz olmayı başaranlar evlilikte huzuru bulur yoksa hayat çok zordur sanırım .Kırılmamayı öğrenmekte evlilikte çok önemli

Çevrimdışı zytncy

  • B Grubu
  • 260
  • 194
  • 260
  • 194
# 23 Ağu 2012 14:39:32
kadın yada erkekten birinini kokrkması lazım öyle olrsa evlilik yürür...

Çevrimdışı asude45

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 296
  • 390
  • 296
  • 390
# 04 Eyl 2012 22:54:10
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
kadın yada erkekten birinini kokrkması lazım öyle olrsa evlilik yürür...
bnce iki tarfında korkması lazım erkek ve kadının da. fakat korktukları şeyde birbirlerini kaybetme koorkusu olmalıdır...

Çevrimdışı zambak1903

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 66
  • 82
  • 66
  • 82
# 04 Eyl 2012 23:38:29
bence evlliklerde en çok görülen sorunların başında aileler geliyor..aileler çocukları evlendikten sonra çocuklarının yakasını bırakmalı...iki de bir gel gel deyip durmamalı...bu yaz kaç kere eşimin ailesinin yanına gittik en sonunda isyan ettimm...

Çevrimdışı atom111

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.653
  • 6.996
  • 1.653
  • 6.996
# 05 Eyl 2012 05:19:57
  Her zaman Allahın rızası gözetilmesi yapılan yanlışların konuşarak halledilmesi beni anlaması lazım denilmeyerek isteklerin açıkca söylenmesi  ve sabır sabır  sabır

Çevrimdışı heroh

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 1.791
  • 3.279
  • 1.791
  • 3.279
# 21 Eyl 2012 00:31:06
Evlilikte ilk başta sevgi olması gerekiyor eğer sizi sevmeyen birisiyle hayatınızı paylaşıyorsanız sizi de mutlu etmez kendisi de mutlu olmaz... Her konuda uyum ve saygı çok önemli bir de eşinizin yuva kavramını bilmesi ve size hissettirmesi... Dışarıdan da yuvanıza kimsenin karışmaması gerekiyor tabi yoksa yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor... Ama her ne olursa olsun herkesin yuvasının kıymetini bilmesi şart çünkü herkes gidipte yalnız kaldığında insan mutlaka hayatı paylaşacak birini arar o yüzden yuvasına sıkı sıkı sarılması gerekir...! ( Acı tecrübeler ve anılarla sabittir )

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.345
  • 28.795
  • 227.345
# 21 Eyl 2012 06:56:09

Yarin yanında susmak kadar güzel bir şiir okumadım ben.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.345
  • 28.795
  • 227.345
# 21 Eyl 2012 07:07:10
12- Eşte Sûkuneti Bulmak / Sema Maraşlı

“Sükûna ermeniz için size kendinizden zevceler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması onun (kudretinin delillerindendir) ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünen toplumlar için ibretler vardır.” Rum Suresi 21. Ayet

Kur’anı Kerim’in mealini her okuduğumda ne büyük bir mucize olduğunu yeniden fark ediyor ve hayretle okuyorum. Bir yandan da utanıyorum.

Ayetleri yıllarca okuyup geçmişim üzerinde durmadan düşünmeden. Oysa kaç yerde “Düşünenler için ibretler vardır.” buyruluyor. Yukarıdaki ayetin sonunda olduğu gibi.

Rum suresi 21. Ayet evlilik konusunda çok önemli bilgiler sunuyor bize.

Allah(c.c) evliliğin amacının sükûna ermek olduğunu bildiriyor. Sükûn nedir?

Alimler sükûnu “ rahatlamak, dinlenmek, durulmak, kaynaşmak, huzura kavuşmak” gibi kelimelerle açıklamışlar.

Rabbimiz, kadın ve erkeğin birbirlerinde dinlenmeleri, durulmaları ve birbirleri ile rahatlamaları için çiftler halinde yarattığını açıklıyor.

Bekarlar bana çok soruyor. “Eş seçerken neye dikkat edelim.” diye. İşte ayetle yol gösterilmiş. Evi, maaşı, tahsili, boyu, bosu güzelliği değil dikkat edilecek şey.



Bu kişi benim sükûna ereceğim kişi midir? Hayatın telaşı ve yorgunluğu içinde gönlümü ve bedenimi dinlendireceğim kişi olabilir mi? İlk bakılacak olan şey bu olmalı değil mi?

Ayetin devamında “Sükûn için aranıza sevgi ve merhamet koyduk. ” buyruluyor. Ben bunun Rabbimizin çiftlere düğün hediyesi olduğunu düşünüyorum. Nikahta keramet vardır denilen şey bu olsa gerek. Yeni evli çiftlere akrabalar arkadaşlar hediyelerini verirken, Rabbimiz de nikah hediyesi olarak “sevgi ve rahmet” hediye ediyor.

Allah (c.c) kadın erkek arasında zaten bir çekicilik yaratmış. Bu çekicilik sevgi ve merhametle desteklendiğinde işte o zaman bir yabancı ile kuzu sarması olup ömrünü geçirebiliyorsun. Aynı zamanda bu ayetle mutlu bir evlilik için en önemli iki şeyi de öğrenmiş oluyoruz. “Sevgi ve rahmet”

“ Sevgi”Allah’ın kullarına en büyük ikramıdır. Sevmek ibadettir. Sevgi bir sermayedir; azaltmak ya da çoğaltmak kişilere kalmış. Sermayeyi tüketmemek için de bilinmesi gerekenler vardır.

Sevgiyi öğrenmek ve öğretmek lazım. Gelin burada tatlı bir bahar var, karda kışta üşümeyin, sevmeyi öğrenin, demek lazım.

Sevgi çok önemli bir sermaye fakat ayette sevginin hemen peşi sıra gelen “rahmet” olmasa sevgi çabucak tükenir gider. Sevgi tek başına insana yetseydi aşkla evlenen pek çok insan bir süre sonra birbirlerinden nefret etmezdi.

Rahmet: Affetmek, merhamet, şefkat, ikram ve ihsan da bulunmak.

Seven sevdiğine ikramda bulunmalı, sevdiğini mutlu etmek için uğraşmalı.

“Sevgi içinden bencillik çıkarıldıktan sonra kalan şeydir” diye bir söz kalmış aklımda, nerde okuduğumu ya da nerde duyduğumu hatırlamıyorum.

Oysa ne kadar bencilce sevmeye çalışıyoruz, belki bu yüzden elimize yüzümüze bulaştırıyoruz sevgilerimizi.

Ben sevdiğim için ne yapabilirim, diye düşünmüyoruz da bakalım sevdiğim benim için ne yapacak diye bekliyoruz, çoğu zaman.

Hepimiz sevilmek istiyoruz nasıl sevdiğimizi düşünmeden.

Sevgi fedakarlıktır, ikramdır. Almak değil vermektir. On yaş altı çocuklara sormuşlar Aşk nedir? diye. Çocuğun biri “Aşk sevdiğinizin kendi tabağındaki patates kızartmasını sizin tabağınıza koyması ve sizin tabağınızdan bir şey almamasıdır.” diye tarif etmiş.

Eşiniz için kendinizden fedakarlık yapmıyorsanız ve eşinizin en sevmediği hareketi sürekli yapıyorsanız onu sevdiğinize nasıl inanabilir?

Ve affetmek. Karı kocanın birbirlerinin hatalarını hatta olası hatalarını bile affetmeye ne çok ihtiyaçları var.

Özellikle biz kadınlar kolay kolay affetmiyoruz. Az öncesinden başlayarak on sene öncenin, bazen kırk sene öncesinin hatalarını ısıtıp ısıtıp eşlerin önüne getirebiliyoruz. Oysa merhamet, merhamet ve merhamet.

Sevgi sermayesini acımasız bir şekilde öldürüyoruz.

Her güzel şeyin olduğu gibi, sevginin de düşmanları var. Sevginin en büyük düşmanı kibirdir.

Mevlana “Haydi, ben bensiz geleyim, sen sensiz gel.” diyor.

Şimdi sen sensen, ben benim modası var. Sen bana bunu yapamazsın. Sen bana bunu diyemezsin. Şeytan kibri yüzünden Allah’ın rahmetinden kovuldu. Biz de dikkat edelim de kibrimiz yüzünden sevdiğimizin kalbinden kovulmayalım.

Hakikat O kibirlenenleri sevmez. (Nahil suresi ayet 23) Allah kibirlileri sevmezse, kibirli olanlar sevilebilir mi?

Muhammed ibni Hüseyin : “Az ya da çok, insanın kalbine giren kibir, ne miktar ise o miktarda aklından noksanlaştırılır.” diyor.

Sülayman Havaise sorulur: O bulunduğu sürece iyiliğin fayda vermediği kötülük hangisidir?

Cevap verir: KİBİRDİR.

Sevgi ile merhamet, kin ile kibir ikiz kardeştir. Kalbimizde kin taşıyorsak, affedemiyorsak, kibrimizdendir. Kibirli olan kişi eşini de başkalarını da affedemez, yapılan hata nefsine çok ağır gelir. Eğer affedemiyorsak kendimizden korkmamız lazım.

“Kendini mutlu et” “Kendin için bir iyilik yap” gibi reklam sloganları ile kibrimiz besleniyor sürekli. Kendimizi çok sevince başkasını sevemez oluyoruz.

Oysa insanı güzelleştiren şey Yaradan’ına ve yaratılanlara duyduğu sevgidir. Sevgisiz insan hırçındır, durulamaz. Sükûna ermek istiyorsak kin ve kibirden arınmış temiz bir kalple sevmeyi öğrenmemiz lâzım.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.795
  • 227.345
  • 28.795
  • 227.345
# 21 Eyl 2012 07:08:14
Başkaları eşinizden daha güzel ya da yakışıklı görünebilir. Reklamlarda gördüğünüz, filmlerde izlediğiniz, bilboardlarda rastladığınız kadın ya da erkekler size daha sevimli görünebilirler. Unutmayın, onlar sahici değil kurgulanmış kişilerdir; size özel değillerdir, herkese gülümserler. Sevimlilikleri sizin için değildir, bir başka şeyi pazarlamak ya da temsil etmek için sevimlidirler.

Siz ve eşiniz bütün eksikliğinizle, bütün kusurlarınızla birliktesiniz. Hayatın bütün sahiciliği içinde bazen mutsuz ama bazen gerçekten mutlu olabiliyorsunuz. Siz eşinize özelsiniz, eşiniz size özel. Eşinizin bir tebessümü sadece sizin için; bir şeyi pazarlamak için ya da empoze etmek için değil. Eşinizde gözünüzün gördüğünden fazlası vardır.

- Senai Demirci -

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK