Faydalı Hatırlatmalar

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.548
  • 42.697
  • 5.548
  • 42.697
24 Tem 2009 10:15:24
   
 
1: Asla kendinden şüphe etme... Sen ne hissediyorsan o her zaman doğrudur. Dünyadaki bütün insanlar toplansa ve sana aksini söylese bile senin hissettiklerin senin için doğrudur. Onlar farklı hissedebilir, farklı düşünebilir ama bu senin hissettiklerinin yanlış olduğunu göstermez, sadece onlardan farklı olduğunu gösterir.

 2: Asla farklı olduğun için utanma. Eğer çevrende senin gibi düşünen, seni anlayan insanlar yoksa, o zaman çirkin ördek yavrusu hikayesini hatırla... Muhtemelen sen yanlış yerde, yanlış insanlarla birlikte olduğun için seni anlamıyorlardır. O halde hedefin ait olduğun yeri bulmak olmalıdır. Asla muhteşem bir kuğu olduğun gerçeğini unutma ve ördek olmak için uğraşma.

 3: Geçmişte yaptıkların için pişmanlık duyma ve özür dileme.... Yaşadıklarının senin için önemli bir ders olduğunu kendine hatırlat. Bu tecrübe ile aldığın bilgiyi özenle incele, olayda yaptığın hataları ve yeniden aynı durumda olsan nasıl davranacağını iyice düşün ve gelecek olaylar için kendini hazırla. Kırılan vazo tamir edilemez ama gelecekte başka vazoların kırılması önlenebilir

 4: Mümkün olduğunca kimsenin senin adına karar vermesine izin verme ama başkalarının haklı olabileceğini de unutma. Bu hayat senin ve istediğin gibi yaşamaya hakkın var, fakat başkalarını dinle ve onların bakış açısını anlamaya çalış.

 5: Ailen dışındaki insanlarla ilişkilerinde asla kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atma ve kendini hayallerle kandırma. Her zaman ama her zaman önce sen gelmelisin. Asla başka insanlar üzülmesin diye kendini üzmeyi tercih etme. Sen kaldırabiliyorsan, onlarda kaldırabilir. Karşındaki insan senin mutluluğunu düşünmüyorsa ve senin üzülmene yol açıyorsa, o zaman o insan sana değer vermiyor demektir. Bu kişileri değiştireceğini yada sana zamanla önem vereceğini düşünme. Sana karşılıksız sevgi veren ve senin için her şeyi göze alabilecek tek insanlar ailendir.

 6: Asla kaybetmekten korkarak, sırf inanmak istediğin için karşındaki insanın sevgi sözcüklerine inanma. Sevgi insanın kalbindedir, gözlerindedir, davranışlarındadır, ses tonundadır, sana verdiği önemde ve değerdedir, senin için yaptığı fedakarlıklardadır. İnsanlar çok kısa zamanda sevgi sözcüklerini umarsızca dağıtmaya başlarlar. Bunları dinle ama gerçek sevgiyi karşındakinin davranışlarına bakarak bul. İnanmak istediğin için değil gerçek olduğu için karşındaki insanın sözlerine inan...

 7: Her zaman ama her zaman, mutlaka kalbini dinle. Hayatta senin için neyin doğru olduğunu bir tek içindeki ses söyleyebilir. Dolayısıyla içindeki sesle konuşmayı öğren. Her gün kendinle kalmak için zaman ayır ve kalbini dinle. Başka şekilde hissetmek için ikna etmeye değil, gerçekten ne hissettiğini bulabilmek için dinlemeye çalış. Bazen içindeki ses sana çok zor geleni yapmanı söyleyebilir yada duymak istemediklerini söyleyebilir Korkma... ve içindeki sesi dinlemeye devam et...

 8: Her zaman ama her zaman, mutlaka kendine iyi davran. Kendini sev, şefkatle yaklaş. Yanlış yaptığında acımasızca kendini eleştirip üzme... Aksine başını okşa, kendini kucakla ve her şeyin geçeceğini söyle. Üzgün olduğunda, kırıldığında, acı çektiğinde, mutsuz hissettiğinde kendine özen göster, tıpkı hasta bakar gibi
kendine bakım uygula. Yapmaktan hoşlandığın aktivitelerle meşgul ol ve bu durumdan çıkarak kimsenin seni incitmesine, üzmesine izin vermeyeceğini göster.

 9: Hayatta her şeyin bir bedeli olduğunu asla unutma ve bedel ödemekten istemediğin için kendini boşlukta bırakma. Örneğin bir insanı incitmişsen, ödeyeceğin bedel o insanın güvenini yitirmektir. Eğer seni sevmeyen biriyle birlikteysen, yalnız kalmaktan korkup ilişkide kalma, çünkü kalmanın bedeli sevgisiz bir hapiste yaşamaktır. Eğer farklı olmaktan korkuyorsan ve başka insanları taklit edip onlar gibi olmaya çalışıyorsan, ödeyeceğin bedel kendine olan saygını yitirmek olacaktır. Diğer taraftan bazen kendin gibi olmanın bedelinin de yalnız kalmak olduğunu unutma. O halde yaşamda her zaman bir bedel ödeyeceğini hatırla. Bir adım atmadan önce mutlaka ödeyeceğin bedeli bil ve kazanacaklarına değip değmedine bakarak kararlarını ver.


 10: İnsanlara karşı nazik ve sevecen ol, ne olursa olsun asla bir başka insanı kırmak için konuşma, bilinçli olarak üzmeye çalışma ve kendi acını hafifletmek için bir başkasını yaralama.


 11: Hayatta en büyük dostun sen olabileceğin gibi hayattaki en büyük düşmanın gene sen olabilirsin. Seçimini yap ve kendin için dostu mu yoksa düşmanı mı olacağına karar ver. Yaşamdaki tüm acıları atlatabilirsin, her şeye rağmen mutlu olmayı başarabilirsin, istersen kötü alışkanlıklarını bırakabilir ve her zaman yeniden başlayabilirsin. İstersen kendine yeni bir hayat kurabilirsin. Eğer kendinin dostu olabilirsen.



 12: Asla tecrübe kazanmaktan kaçma Ne kadar zor olursa olsun, yeniden ayağa kalk ve yola devam et. Hayatı öğrenmek için o tecrübelere ihtiyacın var. Kalbin aşk acısı ile yaralanmış ise, sonsuza kadar kendini aşka kapatma. Ruhun insanların acımasızlığı ile incinmiş ise, hayata küsüp kendini karanlık bir dünyada yaşamaya zorlama. Bedenin çok büyük acılar çekmişse, kendini uyuşturup bırakma. Unutma bilge insan hayatı yaşayandır.
Cesur insan korkusuzca devam edebilendir.
Kahraman insan tüm acılarına rağmen yenilmeyendir.

ALINTI

Çevrimdışı ceyhan43

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.096
  • 1.057
  • 1.096
  • 1.057
# 24 Tem 2009 10:32:04
bazen bunları unutarak yaşıyoruz ,aslında en önemli noktalar hayatımızda ....
paylaşımınız için teşekkürler hocam

Çevrimdışı sungurtr

  • Üye
  • *
  • 30
  • 11
  • 30
  • 11
# 24 Tem 2009 16:35:11
akıllı insan,kendini bilendir,ne için var olduğunu,neler yapması gerektiğini ve ne için yaşadığını bilen insan dağda iz bilmeyen bir çobanda olsa akıllıdır..
mısıra sultan olsa,paşa olsa ne fayda kendini bilmeyen ebu cehilin ta kendisidir

Çevrimdışı S.OZKAN

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.699
  • 7.305
  • 2.699
  • 7.305
# 25 Tem 2009 01:50:15
Sayın öğretmenim. Paylaşımınız için teşekkür ederim. Yukarıda sıralanan bazı maddelere katılmıyorum. Sanki çok katı ve sınırları çizilmiş bir dünyadan söz ediliyor. Hayat böyle kesin çizgilerle ayrılmış değildir. Bu söylenenleri yaptığımızda mutlu olacağımız kesin değildir, aksine bence mutsuz oluruz. Çünkü insan her an değişen duygular içindedir. Aynı olaya her zaman aynı tepkiyi aynı şekilde vermez. Sayın öğretmenim. Ben böyle düşünüyorum.

Çevrimdışı anti-sosyal

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 55
  • 33
  • 55
  • 33
# 25 Tem 2009 13:29:54
tamamına katılmadığımı söylemek istiyorum.S.OZKAN hocamın dediği gibi,sanki katı ve sınırları çizilmiş,esnek değil hafif bencillik sezdim bazı maddelerde.paylaşım için teşekkürler.

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.548
  • 42.697
  • 5.548
  • 42.697
# 27 Tem 2009 11:37:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sayın öğretmenim. Paylaşımınız için teşekkür ederim. Yukarıda sıralanan bazı maddelere katılmıyorum. Sanki çok katı ve sınırları çizilmiş bir dünyadan söz ediliyor. Hayat böyle kesin çizgilerle ayrılmış değildir. Bu söylenenleri yaptığımızda mutlu olacağımız kesin değildir, aksine bence mutsuz oluruz. Çünkü insan her an değişen duygular içindedir. Aynı olaya her zaman aynı tepkiyi aynı şekilde vermez. Sayın öğretmenim. Ben böyle düşünüyorum.
sayın öğretmenim bunlar birer kural değil  yaşanmışlıklardır....okumanız büyük incelik

Çevrimdışı easahin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 749
  • 620
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 749
  • 620
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 27 Tem 2009 11:42:16
yarın sozleşmeli özur grubu taini başlıyor
faydalı bır hatırlatma

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.548
  • 42.697
  • 5.548
  • 42.697
# 27 Tem 2009 14:25:32
: ceyhan43, kayıpşehir, tacmin deniz, yesimy, cerpolat,
ben de teşekkür ederim sizlere faydalı olduysam sevinirim

Çevrimdışı nur onur

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 105
  • 251
  • 105
  • 251
# 27 Tem 2009 15:05:10
biraz daha ılımlı olursak daha iyi olur bence

Çevrimdışı hemaw

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.400
  • 19.127
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.400
  • 19.127
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 30 Tem 2009 16:36:09
her zaman ama her zaman önce sen gelmelisin.
sana karşılıksız değer sevgi veren ve senin için her şeyi göze alabilecek tek insanlar ailendir.

öncelikle bu sözlere katılmıyorum.
birincisi bencillik olur. çünkü bazen kendinden önce düşünmen gereken kişiler olacaktır.
ikincisi ailenden bir çok kişinin yanında olmadığı durumlarda dost dediğin insanlar senin çin her türlü fedakarlığı yapabilir.
 
güzel bir paylaşım.

Çevrimdışı nikel

  • Uzman Üye
  • *****
  • 931
  • 184
  • 931
  • 184
# 30 Tem 2009 22:54:49
Çocuklarınızı yanmaktan koruyun.
Ellerine batıcı ve kesici aletler vermeyin(Ağlasalar bile)
Parka falan götürdüğünüz zaman gözünüzün önünden ayırmayın.
Düştükleri zaman mutlaka hastahaneye götürün.

Sarhoş araç kullanmayın.

Acil bir durumunuz yoksa mutlaka randevu alıp polikliniğe gidin.
Acili meşgul etmeyin.

Hastahaneye bir yakınınızı götürdüğünüz zaman yanında 5 kişi ile refakatçilik yapmaya kalkmayın.

Hastahaneye gittiğiniz zaman doktorlarla ve tedaviyle ilgili kişiler ile tedavi konusunda onu yapmasak olmaz mı, bunu yapmasak olmaz mı gibilerinden pazarlıklar yapmayın.

Kesici ve delici ne olursa olsun(cam,tahta,plastik,çalik,demir) kestiğinde veya battığında eğer 5 sene içinde tetavax (tetanoz)olmadınızsa mutlaka olmaya bakın.Korkmayın çünkü insülin iğnesi ile kolunuzdan yapılır.

Çocuklarınızı mecbur değilseniz hastahanelere götürmeyin.Götürürseniz de dışarıda durdurun.

Kenelerinizi ellemeyin.Ellediğiniz de çıkartması zor oluyor.Çıkartmaya çalışmayın.arkasında ki keseyi ise kesnlikle sıkmayın.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar.

Çevrimdışı nikel

  • Uzman Üye
  • *****
  • 931
  • 184
  • 931
  • 184
# 30 Tem 2009 23:18:27
İğne ucu kadar yaranız olduğunda iyleşmeden denize veya havuza girmeyin.

Kesileriniz olduğunda tedavi için 6 saati geçirmeyin.Dokular ölürse dikilmez.İyileşmesi uzun sürer.

Yoğun bakımlara girmek için inat etmeyin.
Hastalar cihaza ve solunum devrelerine bağlı oldukları , hatta vücut dirençleri düşük olduğu için sizin sokacağınız en basit bir mikroptan dolayı etkilenebilrler.

Parmak kesilerinde , kesilen parmağın ele en yakın eklem yerinin altından , en basit don lastiği veya paket lastiği ile boğun.

Kesiniz olduğunda çok kanıyorsanız,kanınız sulanmış demektir.Üzerine temiz bir bezle baskı yapın.Kesinlikle PAMUK KOYMAYIN

Yanıklarda kesinlikle diş macunu yoğurt vb şeyler kullanmayın.Acısını alması için Anestol sürün, sonrada silverdin uygulayın.
Hiç bir şey yoksa suyun altına tutun veya buzu beze sarıp üzerine uygulayın.

Doku zedelenmelerinde acilen buz yapıyorsanız buzu beze sarın.Çıplak koymayuın yakar.
Saati 45 geçe koyun, saat başında kaldırın.Günde en az 5 - 6 kere uygulayın.



 

Çevrimdışı nikel

  • Uzman Üye
  • *****
  • 931
  • 184
  • 931
  • 184
# 31 Tem 2009 13:37:08
Birilerine kızıp cama ve duvara yumruk atmayın.Sonra çok acı çekersiniz.
Onun yerine çıkın dışarı çıkın veya oradan uzaklaşın ve 2-3 km koşun.

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.548
  • 42.697
  • 5.548
  • 42.697
# 31 Tem 2009 15:16:42
KÜÇÜKÇOCUK, deniz kenarında gördüğü yassı bir taşın güzelliğine hayran olmuştu. Mutlaka bir mücevherdi bulduğu. Şekli de bir insan kalbi gibiydi. Üstelik de parıl parıl parlamaktaydı.
Çocuk, taşı avuçlayıp evine koştu. Ve onu büyük bir heyecanla babasına uzattı. Adam, yavrusunun soğuktan morarmış avucundaki taşın, birbirine sürtüldüğünde kıvılcım çıkartan bir çakmak taşı olduğunu hemen anladı. Fakat bunu ona söyleyemedi.

Küçük çocuk, rüyalarını süsleyen bisiklete kavuşmak için elindeki taşı satmak istiyor ve o paranın bir bölümüyle, bir de top alacağına inanıyordu. Fakat babası buna yanaşmıyordu.

Çocuk, işin kendisine düştüğünü anladığında, tatilde simit sattığı çarşıya gitti. Kuyumcu vitrinleri, göz kamaştıran ışıkların aydınlattığı altın kolyelerle doluydu. Bir de, elindeki taşın çok daha küçük olanlarıyla süslenen pahalı yüzüklerle.

Çocuk, en gösterişli mağazayı gözüne kestirdikten sonra, bir süre vitrin önünde bekledi. İçeride, dükkan sahibi olduğu anlaşılan bir adam vardı. Müşteri olarak da, kürk mantolu bir hanım.

Küçük çocuk, biraz sonra içeri girdi. Ve cebinden çıkardığı taşı dükkan sahibine uzatarak:

—Bu pırlantayı deniz kenarında buldum efendim! dedi. Eğer isterseniz size satarım.

Adam, taşa uzaktan bir göz atıp:

—O sadece basit bir çakmak taşı, dedi. Bütün sahil o taşlarla doludur.

—Hayır!. diye atıldı küçük çocuk. İsterseniz ıslatın. Ne kadar parladığını göreceksiniz.

Dükkan sahibi, zengin müşterisini kaçırmaktan korkuyor ve çocuğu kolundan tutup atmayı planlıyordu.

Kadın, onun niyetini sezmişti. Çocuğun taşına yakından bakıp:

—Tam istediğim şey! diye gülümsedi. Onu bana satar mısın?

Küçük çocuk, taşının gerçek değerini anlayan biriyle karşılaşmış olmaktan son derece mutluydu. Kadının cebine doldurduğu paralar ise, aklını başından almıştı. Defalarca teşekkür ettikten sonra, koşarak uzaklaştı.

Kadın, elindeki taşı kuyumcuya vererek ona bir zincir takmasını istedi. Belli ki, mücevher gibi taşıyacaktı.

Dükkan sahibi, yapmış olduğu ikazı anlamadığı için, kadının aldandığını düşünüyordu. Bu yüzden de:

—Söylemiştim ama tekrar edeyim! dedi. Satın aldığınız şey basit bir taştır.

Kadın, önce pırlanta kolyesine, daha sonra da yüzüğüne bakarak:

—Zannetmiyorum!.. dedi. O taş bence bunlardan çok değerli. Çünkü küçük bir çocuğun ümidini taşıyor...

Çevrimdışı cahit23

  • Üye
  • *
  • 14
  • 6
  • 14
  • 6
# 31 Tem 2009 16:03:39
çocuğunuzu veya sizi akrep,yılan,kene veya zehirli bir böcek ısırdığında o yarayı emmeye ya da etrafını kazımaya kalkmayın.en kısa sürede en yakın sağlık kuruluşuna yetiştirmeye çalışın çünkü hasta o sırada dakikalarla ve hatta saniyelerle ölüm-hayat çizgisinde gidip gelmektedir.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK