! Gençlik?

Çevrimdışı braveturks

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
15 Ağu 2009 00:51:03
Şu an itibari ile orta yaş ve yukarısındaki kimseler, gençlerin saygısız hareketlerinden, vurdumduymazlıklarından, gençlerin bilgisiz olmalarına karşın her şeyi biliyor edalarından, kötü alışkanlıklarından sürekli dert yanıyorlar. Öğretmenler sınıflarında her geçen gün ders anlatmakta; disiplinsizliğin artmasından dolayı zorlanıyorlar. Peki, ama neden? Gençler bizim gençlerimiz. Bizim toplumumuzda yetişiyorlar, bu gün gençlerden dert yanan ebeveynlerin evlatları değil mi, yarını yokmuş gibi yaşayan gençler.

Bu konuyla ilgili birçok şey söylenebilir. Birçok tahlil yapılabilir. Tüm bunları yaptıktan sonra; bu gün toplumumuzda ve okullarımızda yaşananların, doğru yapılandırılamamış bir sürecin ürünü olduğunu göreceğiz. Böyle bir çöküntü yaşıyorsak, bu çöküntünün temelini oluşturacak bir süreç gerekli. Çocuklarımız okullarda olumsuz davranışlarda bulunuyorsa, bunun sorumlusu bizim kültürümüzdür. Çocuklarımızın değer yargılarını oluşturabilecek bir yaşantı geçirmelerini sağlayamadığımızdan dolayıdır. Yetişen nesillerin manevi hayatını tatmin edemeyişimizden dolayıdır. (direk olarak din anlaşılmasın. Fakat din bu konuda en önemli faktör. İslam demiyorum, din diyorum.) Toplumumuz yıllardan beri sosyal mühendislerin (sosyologları kastetmiyorum) yanlış tahlillerinden dolayı ve kendimizi tarihsel bir kimliğe yerleştiremediğimizden dolayı, yarını olmayan insanlar yığınlarına dönmeye başladık. Millet, halk demiyorum. İnsanlar yığını diyorum. Çünkü idealleri ve tarihsel süreçte oluşmuş değer yargıları ile çelişen milletler; önce cinnet geçirirler sonra asimile olurlar sonra yok olurlar. Bir arada yaşayan insan yığınlarına dönerler Şu anda biz toplum olarak,  benim öngörülerime göre, cinnet toplumu aşamasındayız. Herkes cinnet geçiriyor. (17 aylık bebeğe tecavüz olayı, Profesör annenin üniversite öğrencisi kızı tarafında öldürülmesi, bir annenin evladını başkaları ile cinsel ilişkisine tanık oldu diye katletmesi) Parantez içindeki örneklerden anlaşıldığı üzere cinnet geçirmenin cahillikle sandığımız oranda bir bağlantısı yok. Sadece değer yargılarından mahrum olma ile direk olarak bağlantılı olduğu kanaatindeyim. Toplumsal olarak yaşadığımız cinnet hadisesinin belki de en büyük sebebi milli genetiğimizin transgenik yöntemlerle değiştirilmeye çalışılmasıdır. Yani yapımızda bulunmayan farklı özellikleri taşıyan, bizi biz yapan değerlerden uzak genlerin milli genetiğimize tranplantasyon teknikleri ile yerleştirilmeye çalışılmasıdır.  (bu yöntemler ayrı bir makale konusu)

Toplumda meydana gelen değişiklikler bir fizik olayı değil ki, katalizör yardımı ile birden bire meydana gelsin.

Uzatmanın bir anlamı yok. Cümlelerime iyi haberlerle son veriyorum. Toplumumuzda kendini insanlığa adamış, gençlerimizi yetiştirmeye kendini vakfetmiş birtakım insanların ihlâslı mücadeleleri; dünyaya ideal insan profilleri sunmaya ve ideal insanlar yetiştirmeye devam ediyor.

En derin saygılarımla, Selametle kalınız.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 15 Ağu 2009 06:26:39
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Şu an itibari ile orta yaş ve yukarısındaki kimseler, gençlerin saygısız hareketlerinden, vurdumduymazlıklarından, gençlerin bilgisiz olmalarına karşın her şeyi biliyor edalarından, kötü alışkanlıklarından sürekli dert yanıyorlar. Öğretmenler sınıflarında her geçen gün ders anlatmakta; disiplinsizliğin artmasından dolayı zorlanıyorlar. peki, ama neden? Gençler bizim gençlerimiz. Bizim toplumumuzda yetişiyorlar, bu gün gençlerden dert yanan ebeveynlerin evlatları değil mi, yarını yokmuş gibi yaşayan gençler.

Uzun zamandır bu konuyu gündeme getirmek istiyordum.
Fakat bu konudaki düşüncelerimi açıklayacak dikkat çekecek örnekler bulamadığım için yazmayı sürekli erteledim.
İnşallah konu ile ilgili yazılacaklar düşüncelerimi açıklayacak örnekler verebilmem için ilham kaynağı olur.
Konunun önemine istinaden, (ferdi planda uygulanabilecek) ÇÖZÜM ÖNERİLERİ yazılabilirse memnun olurum.

Çevrimdışı braveturks

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ağu 2009 08:18:56
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Uzun zamandır bu konuyu gündeme getirmek istiyordum.
Fakat bu konudaki düşüncelerimi açıklayacak dikkat çekecek örnekler bulamadığım için yazmayı sürekli erteledim.
İnşallah konu ile ilgili yazılacaklar düşüncelerimi açıklayacak örnekler verebilmem için ilham kaynağı olur.
Konunun önemine istinaden, (ferdi planda uygulanabilecek) ÇÖZÜM ÖNERİLERİ yazılabilirse memnun olurum.

Hocam sorunun temel kaynağına ilişkin maddeler belirledim.
Kısa süre içinde bu maddeleri tek te ele alıp çözüm önerilerinde bulunacağım.

İlk olarak aile hayatı(ebeveyn ve çocuklar) aile içi iletişim konusunda düşüncelerimi yazmayı planlıyorum.

ebeven olarak bireysel planda hepimizin yapması gereken şeyler var, onlara değineceğim.

Çevrimdışı smileplease03

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.018
  • 2.893
  • Din Kült. Öğrt.
  • 4.018
  • 2.893
  • Din Kült. Öğrt.
# 15 Ağu 2009 11:46:38
ben sorunların cogunun manevi değerlerin kaybında buluyorum
Allah korkusu yok gençlerde; dini eğitim zayıf
Bu işler korkutmayla, cezayla olmaz
Sevdirerek, eğiterek, öğreterek ve de en önemlisi yaradılışı ve yaradılış amacımızı belleterek aşılabilir
Diğer çözümler hep geçici ve kısır kalır diye düşünüyorum nacizane...
Saygılarımla...

Çevrimdışı tarkan555

  • Bilge Üye
  • *****
  • 13.941
  • 16.311
  • 13.941
  • 16.311
# 15 Ağu 2009 11:51:18
aynı zamanda çok saygısız mekanik bir gençlik yetişiyor..ben 21.yy nin gençlik çağına sanal gençlik yada internek gençlik çağı diyorum...hadi hayırlısı(pek hayırlı gibi görükmüyor ama..)

Çevrimdışı hazer

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.935
  • 12.495
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.935
  • 12.495
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ağu 2009 13:02:20
GENÇLİĞE HİTABE

Necib Fazıl

Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik...

"Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik...

Devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk ikibuçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hakimiyetle süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham #### elinde kenetleyici; son bir asrını, Allah'ın Kur'an'ında "belhüm adal" dediği hayvandan aşağı taklitçilere kaptırıcı; en son yarım asrını da işgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, Türkü madde plânında kurtardıktan sonra ruh plânında helâk edici tam dört devre bulunduğunu gören... Bu devirleri yükseltici aşk, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi... Beşinci devrenin kapısı önünde dimdik bekleyen bir gençlik...

Gökleri çökertecek ve yeni kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir nida kopararak "Mukaddes emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...

Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik...

Halka değil hakka inanan, meclisinin duvarında "Hakimiyet hakkındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bulan bir gençlik...

Emekçiye "Benim sana acıdığım ve yardımcı olduğum kadar sen kendine acıyamaz ve yardımcı olamazsın! Ama sen de, zulüm gördüğün iddiasiyle, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başıboş bırakılamazsın!", kapitaliste ise "Allah buyruğunu ve Resul ölçüsünü kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın!", ihtarını edecek... Kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakine sahip bir gençlik...

Birbuçuk asırdır yanıp kavrulan, bunca keşfine ve oyuncağına rağmen buhranını yenemeyen ve kurtuluşunu arayan Batı adamının bulamadığını, Türkün de yine birbuçuk asırdır işte bu hasta Batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını çözecek ve her sistem ve mezhep, ortada ne kadar hastalık varsa tedavisinin ve ne kadar cennet hayali varsa hakikatinin İslâm'da olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna İslâm âlemine ve bütün insanlığa numunelik teşkil edecek bir gençlik...

"Kim var!" diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert "Ben varım!" cevabını verici, her ferdi "Benim olmadığım yerde kimse yoktur!" duygusuna sahip bir dava ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik...

Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nisbette strateji ve taktik sahibi bir gençlik...

Büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle, zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin bir gençlik...

Bugün, komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı, çıkartma kağıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, fuhş albümü gazetesi, şaşkına dönmüş ailesi ve daha nesi ve nesi, hasılı, güya kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldığı zehirli tesiri üzerinden silkip atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine, telkin ve telbiyesine memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, tekbaşına onlara karşı durabilecek ve çetinler çetini bu işin destanlık savaşını kazanabilecek bir gençlik...

Annesi, babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa gelmiş ve geçmiş bütün eski nesillerden hiç birini beğenmeyen, onlara "Siz güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka müslümanlarısınız! Gerçek müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi!" diyecek ve gerçek müslümanlığın "ne idüğü"nü ve "nasıl"ını gösterecek bir gençlik...

Tek cümleyle, Allah'ın, kâinatı yüzüsuyu hürmetine yarattığı Sevgilisinin âlemleri manto gibi bürüyen eteğine tutunacak, O'ndan başka hiçbir tutamak, dayanak, sığınak, barınak tanımayacak ve O'nun düşmanlarını ancak kubur farelerine denk muameleye lâyık görecek bir gençlik...

Bu gençliği karşımda görüyorum. Maya tutması için otuz küsür yıldır, devrimbaz kodamanların viski çektiği kamıştan borularla ciğerimden kalemime kan çekerek yırtındığım, kıvrandığım ve zindanlarda çürüdüğüm bu gençlik karşısında uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allah'a hamd etme makamındayım. Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim, manevî babanın tabutunu musalla taşına, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymandır.



Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!

Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!..

Allah'ın selâmı üzerinize olsun!

Çevrimdışı hazer

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.935
  • 12.495
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.935
  • 12.495
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ağu 2009 13:02:36
okuyalım okutalım

Çevrimdışı tahtakemer25

  • Uzman Üye
  • *****
  • 409
  • 313
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 409
  • 313
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ağu 2009 16:19:21
gençlik çok kötü. hatta rezalet. bunun sorumlusu aileler ve yaklaşık 10_15 sene önce alınan ziraat mezunu sınıf öğretmenleri.  BUNDAN KESİNLİKLE EMİNİM. ( bu biliçli olarak yapıldı. yani bu günler düşünülerek) ( çünkü bu bazılarının işine geliyor) ( yani gençlerin düşünmemesi) şimdiki gençler resmen *****DOMATES ADAM*****

Çevrimdışı kimdelikimveli

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 116
  • 200
  • 116
  • 200
# 15 Ağu 2009 16:27:00
Bu gençlik bizim çocuklarımız değil mi? O zaman suçlu gençler mi bizler miyiz? Bunun suçu hepimizde. Öğretmenlerde, ailede, hükümetlerde, basın ve yayın kuruluşlarında.

Çevrimdışı müjdeli25

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 118
  • 30
  • 118
  • 30
# 15 Ağu 2009 17:13:46
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ben sorunların cogunun manevi değerlerin kaybında buluyorum
Allah korkusu yok gençlerde; dini eğitim zayıf
Bu işler korkutmayla, cezayla olmaz

Sevdirerek, eğiterek, öğreterek ve de en önemlisi yaradılışı ve yaradılış amacımızı belleterek aşılabilir
Diğer çözümler hep geçici ve kısır kalır diye düşünüyorum nacizane...
Saygılarımla...


aynı fikirdeyim Hocam..niçin yaşadığını bilmeyen insanlardan ne beklenebilir ki? ???

Çevrimdışı KASKAYA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 586
  • 1.506
  • Okul Müdürü
  • 586
  • 1.506
  • Okul Müdürü
# 15 Ağu 2009 17:35:22
1980 ihtilalinden sonra saygısız,gelecek kaygısı olmayan,babasına ***bu adam*** diyebilen,harcadığı paranın nasık kazanıldığını bilmeyen ve düşünmeyen bir gençliği elbirliğiyle yetiştiriyoruz.o çocuklar bizim yanımızda 4 saat kalıyor.dışardaki 20 saatte kazandığı yanlışları 4 saatte düzeltemiyoruz.ne zaman manevi değerlerden uzaklaştık işte o zaman bu gençlik ortaya çıktı.  yazık .......

Çevrimdışı braveturks

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Ağu 2009 21:00:13
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
aynı zamanda çok saygısız mekanik bir gençlik yetişiyor..ben 21.yy nin gençlik çağına sanal gençlik yada internek gençlik çağı diyorum...hadi hayırlısı(pek hayırlı gibi görükmüyor ama..)

Bende 21. asrın ebeveynlerine telebeveyn(tele-ebeveyn) diyorum.

Çevrimdışı UMUT ay

  • Uzman Üye
  • *****
  • 753
  • 333
  • 753
  • 333
# 17 Ağu 2009 01:25:04
Ortada iyi açıklanmış bir sorun var. Toplumda bu sorunu oluşturanlar çözüme ortak olmalı. Belki düzelir  ...

Çevrimdışı braveturks

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 271
  • 386
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Ağu 2009 16:35:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hocam sorunun temel kaynağına ilişkin maddeler belirledim.
Kısa süre içinde bu maddeleri tek te ele alıp çözüm önerilerinde bulunacağım.

İlk olarak aile hayatı(ebeveyn ve çocuklar) aile içi iletişim konusunda düşüncelerimi yazmayı planlıyorum.

ebeven olarak bireysel planda hepimizin yapması gereken şeyler var, onlara değineceğim.

Biraz daha farklı bir şekilde yaklaştım
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] burda bu konunun devamı niteliğinde

Çevrimdışı aylin_aydın

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 92
  • 91
  • 92
  • 91
# 30 Ağu 2009 00:10:39
   Bencede gençliğin bu durumda olmasının temelinde manevi değerlerin eksikliği yatıyor.Aile içinde ve çevrede bu değerler yaşatılırsa gençliğinde bundan örnek alarak yaşamını daha güzel devam ettirebileceğini düşünüyorum.Gerçi bozulan sadece gençlik değil insanların genelinde bu bozulma var.Keşke bu durumda olan sadece gençler olsa ne yazıkki ebeveyinler arasında da olumsuz örnekler çok.Onlar nasıl düzelir acaba?

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK