yaklaşık olarak ikinci dünya savaşı sonrası;endüstriden bir halt olmaz diyenlerin yeni bir çağa duydukları özlemle 70-80 li yıllara gelindi. ..ve beklenen çocuk doğdu, "bilgi toplumu"...çok frtınalar koptu, nasıl olacek kim yapcek...mavi yakaların karşısına beyaz yakalar çıkıverdi...kırklı yılların felsefi metinleri devşirilip yeni yeni laflar icat edildi...hani devrim deyince bizimde aklımız başımızdan çıktı, ne oluyoruz lan diyip, üniversiteleri nasıl zapturap altında tutup, hökümata karşı bu devrimi engeleyebilir miyiz diyenler bile oldu...neyse ki, bize hiç çaktırmadan devrim olmuş bitmişti bile...adamla akademisyen olunan ve başkasının eserleri ile doktora tezleri yazılan üniversitelerimizden derleme "enformasyon devrimi geliyor" çığlıklarını ancak doksanlı yılların sonlarında işittik...neyse ucuz atlatmıştık bu devrimi...söyleyeceğim; biz, yine geç kaldık...mavi yakalarlılarımızla endüstrinin kökünü kazıyacağız, elbet bir gün...işte en güzel intihar nedeni...
her devrim, kendinden sonra gelecek bir diğer devrimin de alt yapısını hazırlar üstad...
daha öncede söylediğim gibi bu hamle çin'e karşı başlatıldı...e haliyle rekabetin ana unsuru insan faktörü olunca insan faktörü ortadan kaldırılacak...yani, almanya insansız üretim yapan fabrika geliştirmenin peşinde... tahminen 2030'da başaracaklarını söyleniyor... ilk örnekleri 2020'li yılında görmeye başlayabiliriz...ve iddialar çok ürkütücü...no man, no touch, no light (insan yok, dokunma yok, ışık yok) sloganı kullanılıyor...yani fabrikada insan yok... ürünler el değmeden üretilecek... biz bunu neresinden yakalarız bilmiyorum...umut edelim-ve elimizi taşın altına koyalım ki- bu gelecek devrimin kurbanları can'lar olmasın...