Gökhan Özcan Yazıları

Çevrimdışı mavii158

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.586
  • 5.268
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.586
  • 5.268
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 May 2017 01:06:29
Hakikat, fısıltıyla bile söylenmiş olsa; can kulağını açan herkes onu duyuyor.
“Daha kulaklarımız yaratılmamışken” dedi meczup, “biz duyacağımızı zaten duymuştuk!”

Gökhan Özcan

Çevrimdışı mavii158

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.586
  • 5.268
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.586
  • 5.268
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 May 2017 12:31:00
.,ürperiyorsun, nefesin tutuluyor, her yanını soğuk terler basıyor, boğazın hırıldıyor, dünyaya bıraktığın son şey olarak ağzından düşüyor sesin, belki de hiç kimse duymuyor söylediğini:
-Kalbim bana yetmiyor!

Çevrimdışı mavii158

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.586
  • 5.268
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.586
  • 5.268
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 May 2017 12:33:10
Yaşlı bir adam gördüm, ölüm döşeğinde küçülmekte olan yaşlı bir adam gördüm, çok zaman önceydi, bilmiyorum kaç zaman önceydi, kaç dünya, kaç hayat önceydi bilmiyorum, bir yaşlı adam gördüm, hayatı sırtında hızla kamburlaşan çok yaşlı bir adam gördüm…
Gördüm ve kör oldum, kulağımda yaşlı adamın son sözleri:
-Kalbim bana yetmiyor!

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 22 Haz 2017 00:11:34
Ey Efendimiz'i (s.a.v.) alemlere rahmet olarak gönderen, onun mübarek niyazları hatırına bizim niyazlarımızı da kabul edecek misin?

Ey bize şükrüne mecal yetiremediğimiz iman nimetini lütfeden, bizi bu dalgalı denizlerden geçirip selamet sahiline de ulaştıracak mısın?

Ey geceleri gökyüzünü ışıl ışıl yıldızlarla donatan, bizim kalplerimizi göz gözü görmez bu zifirî karanlıklardan da kurtaracak mısın?

Ey bütün bir yeryüzünü bir tek güneş ile ısıtmaya muktedir olan, insanlığımızı donduran bütün bu buzları da çözecek misin?

Ey servetinden ufacık bir şey eksiltilemez olan, bizi bu gönül fukaralığında kıvranıp durmaktan da azad edecek misin?

Ey ilminin haddi ve hududu olmayan, hakikatin nurundan bizim idraklerimize de bir nasip düşürecek misin?

Ey şu asi zamanlardan bile merhametini hiç esirgemeyen, bizi kalbi kibirle katılaşanlardan olmaktan da koruyacak mısın?

Ey hiçbir şeyi eksik bırakmayarak her şeyi yerli yerine koyan, tarumar ettiğimiz kulluğumuza da bir çeki düzen verecek misin?

Ey dağı taşı sonsuz güzelliklerle donatan, çirkinliklerle kararttığımız insanlığımıza da yeni bir bahar aşılayacak mısın?

Ey kullarının kabahatlerini şefkatiyle görünmez kılan, bizi kendi günahlarımızın sarhoşluğundan da uyandıracak mısın?

Ey âlemi her ân yeni bir yaratışla yaratmaktan geri durmayan, bizi düştüğümüz yerden kaldıracak bir sebep de bağışlayacak mısın?

Ey yarattığı hiçbir şeyde asla tekrara düşmeyen, içine sürüklendiğimiz kısır döngülerden de bizi çekip çıkaracak mısın?

Ey hiç kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan, bize kendi düğümlerimizi çözecek bir idrak de lütfedecek misin?

Ey ol dediğinde her şeyi oldurmaya muktedir olan, olmanın yolunu bilmeyenlerin ellerinden de tutacak mısın?

Ey pişman olup boyun bükenleri affetmekten hiç vazgeçmeyen, kendinden umudu kalmayanların umudunu da tazeleyecek misin?

Ey bize şah damarımızdan da yakın olan, kendimizle aramıza açtığımız bütün bu mesafeleri de aradan kaldıracak mısın?

Ey her şeyi gören, duyan ve her şeyden haberdar olan, bizi kendi ahvalimizden de haberdar kılacak mısın?

Ey cömertliği hiçbir sebebe bağlı olmayan, tamahkârlığın kalplerimize vurduğu kilitleri de kıracak mısın?

Ey her şeyi aksaması olmayan bir ahenk ile yaratan, bizi bu kör kuyulardan çıkarıp hayret vadilerine de taşıyacak mısın?

Ey hiçbir şeyi unutmayan ve unutması da olmayan, nisyan ile malûl zihinlerimize bir nefes daha üfleyecek misin?

Ey merhamet membaı hiç kurumaz olan, yağacak çöl istiyorsan işte çöl, rahmetini kurumuş gönüllerimize de yağdıracak mısın?

Ey bir gecenin içine bin aylık hayrı sığdırmaya kâdir olan, bizim nice bin aya yetecek günahımız var, bir kalemde hepsini silecek misin?

Ey Rahman ve Rahim olan, kullarının niyazla sana açılan avuçlarını lütuf ve kereminle dolduracak mısın?
...
Kadir gecesi bütün Müslümanlara hayırlı ve mübarek olsun, rahmetiyle hayatlarımızı arıtsın, tertemiz kılsın..

Gökhan Özcan..

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 26 Eki 2017 23:55:56
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Gökhan Özcan'ı televizyonda görmek çok güzel bir sürpriz oldu..

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 20 Kas 2017 22:34:23
“Hayatta beklediklerimin hiç biri olmadı” diye hayıflandı biri.
 “Belki de beklemeyip olanı yaşamalıydın” dedi diğeri.

Üç günlük dünyadan beklentileri o kadar çoktu ki, gerçek olsalar bile küçücük hayatına hiçbiri sığmayacaktı.

“Alnıma kısa zamanda derin bir çizgi kazıldı. Bunun altına üstüne uzanmaya hazırlanan diğer çizgilerin ince belirtilerini de aynada görüyorum. Alın yazısının ne demek olduğunu şimdi anladım. Türlü acılar çekilir, insanın yüzünü çökertir, göz kenarlarını kırıştırır, burun kanatlarından çeneye doğru kara gölgeler uzatır. Fakat ancak mukadderat saatidir ki alınlara silinmez imzasını atar” diyor merhum Safiye Erol, ‘Ciğerdelen’de..

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.404
  • 69.734
  • 3.404
  • 69.734
# 23 Kas 2017 15:14:38
İnsan gülümsemeyi ertelememeli fotoğraflarda. Çocukken ve hatta hayatının ilk fotoğrafçısı 'Gülümseyin!' demişken...

Gülümsemeli insan!

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ara 2017 00:36:28
Kendine karşı ikiyüzlü olmaktan vazgeçemeyenler, gerçeğin iki yakasını asla bir araya getiremezler.

Bir insan gönül evinin duvarlarına bir şey asacaksa, her şeyden önce itiraflarını asmalı.

Bu devirde yaşayan hemen herkes, kaçınılmaz bir şekilde, herhangi bir yüksek iddiayı yüksek perdeden seslendiremeyecek kadar yalana bulaşmış durumda.

Kendi rengimizi bilebilmek için, dünyadan üstümüze bulaşan diğer renklerin farkında olmalıyız.

Her şeyi bu kadar kendimiz için isterken, başkalarına bir şeyler vermeyi nasıl becerebileceğiz?
Neredeyse hiç kimse dizginleri elinden bırakmaya niyetli değil ve neredeyse hiç kimse kendine râm olmayanı sevmeye gönüllü olmuyor artık!

“Neredeydin?” diye sordu öfkeyle biri. “Sen bendeydin ama demek ben sende değildim!” dedi diğeri.

Eskiden Mecnun'un sadece Leyla'sı vardı; şimdi sanki Leyla'nın sadece Mecnun'u yok!

“Cânı içün kim ki cânânın sever cânın sever/ Cânı kim cânânı içün sevse cânânın sever” diyor Fuzulî.

Kuş besleyenler, yavru kuşlar uçup kümesten kaçmasın diye kanatlarının tüylerini çekip koparırlar. Bu devirde herkes sevdiklerine karşı biraz öyle...

Acziyetimiz, bizi suyun üstünde tutacak tek mazeretimiz!

İnsanlar deniz fenerleri gibi yerlerinde sabit değil; istemeseler de dalgalar bir yere doğru sürüklüyor onları.

Dünyanın bir ucundan diğerine akan ırmaktır, beraberinde götürdüğü kuru yapraklar bunu bir bilse!
Rüzgar gülü gibi kendini zuhûrâta bırakıp, esen her rüzgarla sermest yaşayıp giden insanlar da var.

“Ben yokken neler oldu?” diye merakla sordu biri. “Olacak olanlar oldu” dedi diğeri.
Kolunda saati yoktu, çok icap ederse zamanı kalp atışlarından takip ederdi.

İmam-ı Gazâlî'den bir nasihat: “Ey oğul! Ahirette selâmet istersen kimseyi incitme. Bir çocuk görünce 'Bu günah işlememiş masumdur. Ben günahkârım, bu benden üstündür' de. Kendinden yaşlı birisini gördüğün zaman da, 'Bu benden çok ibadet etmiştir. Benden efdâldir' de.”

Eğer kulak nasihat almaya razı değilse, dilin susup düşünmeye herhalde imkânı olmaz.

Susmak bilmeyen için papağanda nice dersler var!

Güzel konuşanın sözü sükûn üzredir, güzel dinleyeni bulursa sese bürünür, dile gelir, hayat bulur.

“Cana dokunacak sözün olsun da” dedi meczup, “var yine de kimseye söyleme!”

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK