Haziranda Ölmek Zor _ Nazım Hikmet Anısına

Çevrimdışı Eğitimci35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.562
  • 91.087
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.562
  • 91.087
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2009 17:11:47
ŞEHİTLER
Kuvayi Milliye Şehitleri,
Mezardan çıkmanın zamanıdır!!
Şehitler
Kuvayi Milliye Şehitleri,
Sakarya'da, İnönü'de, Afyon'dakiler,
Dumlupınar'dakiler de elbet,
Ve Aydın'da,
Antep'te vurulup düşenler!
Siz toprak altındaki ulu köklerimizsiniz,
Yatarsınız al kanlar içinde.
Şehitler
Kuvayi Milliye Şehitleri!
Siz toprak altında derin uykudayken,
Düşmanı çağırdılar.
SATILDIK,
Uyanın!!
Biz bu toprak üstünde derin uykulardayız,
Kalkıp uyandırın bizi!!
Şehitler,
Kuvayi Milliye Şehitleri,
Mezardan çıkmanın zamanıdır şimdi..!!!
 
NAZIM HİKMET

Çevrimdışı nergis72

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 154
  • 571
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 154
  • 571
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2009 23:45:15
GÜNESİ İCENLERİN TÜRKÜSÜ

Bu bir türkü,
toprak çanaklarda
güneşi içenlerin türküsü!
Bu bir örgü,
alev bir saç örgüsü!
kıvranıyor,
kanlı, kızıl bir meş'ale gibi yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların,
Ben de gördüm o kahramanları,
ben de sardım o örgüyü,
ben de onlarla
güneşe giden
köprüden
geçtim!
Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi.
Ben de söyledim o türküyü...

Yüreğimiz topraktan aldı hızını,
altın yeleli aslanların ağzını
yırtarak
gerindik!
Sıçradık,
şimşekli rüzgâra bindik! .
Kayalardan
kayalarla kopan kartallar
çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.
Alev bilekli süvariler kamçılıyor
şaha kalkan atlarını...

Akın var
güneşe akın,
Güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın..

Düşmesin bizimle yola,
evinde ağlayanların
göz yaşlarını
boynunda ağır bir
zincir
gibi taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi
kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar..

İşte,
şu güneşten, düşen ateşte,
milyonlarla kırmızı yürek yanıyor..

Sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini,
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat,
yüreğini yüreklerimizin yanına at..

Akın var
güneşe akın
Güneşi zaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın..

Biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk,
Güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız,
toprak kokuyor bakır sakallarımız
Neş'emiz sıcak,
kan kadar sıcak,
delikanlıların rüyalarında yanan
o an,
kadar sıcak,
Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak,
ölülerimizin başlarına basarak
yükseliyoruz
güneşe doğru!

Ölenler
döğüşerek öldüler,
güneşe gömüldüler.
Vaktimiz yok onların matemini tutmaya..

Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın..

Üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor,
Kalın tuğla bacalar
kıvranarak
ötüyor,
Haykırdı en önde giden,
emreden,
Bu ses...
Bu sesin kuvveti,
bu kuvvet
yaralı aç kurtların gözlerine perde
vuran,
onları oldukları yerde
durduran
kuvvet,
Emret ki ölelim
emret,,,
Güneşi içiyoruz sesinde!
Coşuyoruz,
coşuyor ..
Yangınlı ufukların dumanlı perdesinde
mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor..

Akın var
güneşe akın,
Güneşi zaaaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın...

Toprak bakır
gök bakır.
Haykır güneşi içenlerin türküsünü,
Haykır
Haykıralım...

Çevrimdışı nergis72

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 154
  • 571
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 154
  • 571
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Haz 2009 21:46:55
Otobiyografi
 
1902'de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaşımda Halep'te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda Moskova'da komünist Üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu
ve on dördümden beri şairlik ederim

kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin

hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık gırevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir

otuzumda asılmamı istediler
kırk sekizimde Barış Madalyasının bana verilmesini
verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metre kare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatta uçtum Pırag'dan Havana'ya

Lenin'i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924'de
961'de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır

partimden koparmağa yeltendiler beni
sökmedi
yıkılan putların altında da ezilmedim
951'de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü

sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim Şarlo'ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımın

içtim ama akşamcı olmadım
hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana
başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
ama durup dururken de yalan söyledim

bindim tirene uçağa otomobile
çoğunluk binemiyor
operaya gittim
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
ama kahve falıma baktırdığım oldu

yazılarım otuz kırk dilde basılır
Türkiye'mde Türkçemle yasak

kansere yakalanmadım daha
yakalanmam da şart değil
başbakan filan olacağım yok
meraklısı da değilim bu işin
bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün Berlin'de kederden gebermekte olsam da
insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım
başımdan neler geçer daha
kim bilir


Nazım Hikmet - 1961

Çevrimdışı ayşe arı

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 164
  • 229
  • 164
  • 229
# 04 Haz 2009 22:57:14
Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
                 Ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi,
Ağır posta paketini,neyin nesi belirsiz,
                 Telaşlı,sevinçli,kuşkulu açar gibi,
Seviyorum seni denizi uçakla ilk defa geçer gibi,
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık,
İçimde kımıldanan bir şeyler gibi,
Seviyorum seni "Yaşıyoruz çok şükür " der gibi...

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 04 Haz 2009 23:34:53
  SEVGİLİM YALAN SÖYLERSEM

Sevgilim yalan söylersem sana
Kopsun ve mahrum kalsın dilim
Seni seviyorum demek bahtiyarlığından

Sevgilim yalan yazarsam sana
Kurusun ve mahrum kalsın elim
Okşayabilmek saadetinden seni

Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim
İki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar
Ve göremesinler seni bir daha

Çevrimdışı seyyah283

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 50
  • 136
  • 50
  • 136
# 08 Haz 2009 08:43:08
SON OTOBÜS
 
 

Gece yarısı.Son otobüs.
Biletçi kesti bileti.
beni ne bir kara haber bekliyor evde,
ne rakı ziyafeti.
Beni ayrılık bekliyor.
Yürüyorum ayrılığa korkusuz ve kedersiz.

İyice yaklaştı bana büyük karanlık.
Dünyayı telaşsız, rahat seyredebiliyorum artık
Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği,
elimi sıkarken sapladığı bıçak.
Nafile, artık kışkırtamıyor beni düşman.
Geçtim putların ormanından baltalayarak
nede kolay yıkılıyorlardı.
Yeniden vurdum mihenge inandığım şeyleri,
çoğu katkısız çıktı çok şükür.
Ne böylesine pırıl pırıl olmuşluğum vardı,
ne böylesine hür.

İyice yaklaştı bana büyük karanlık.
Dünyayı telaşsız, rahat seyredebiliyorum artık.
Bakınıyorum başımı kaldırıp işten,
karşıma çıkıveriyor geçmişten
bir söz
bir konu
bir el işareti.

Söz dostça
koku güzel,
el eden sevgilim.
Kederlendirmiyor artık beni hatıraların daveti
hatıralardan şikayetçi değilim.
Hiçbir şeyden şikayetim yok zaten,
yüreğimin durup dinlenmeden
kocaman bir diş gibi ağrımasından bile.

İyice yaklaştı bana büyük karanlık.
Artık ne kibri nazırın, ne katibin şakşağı.
Tas tas ışık döküyorum başımdan aşağı,
güneşe bakabiliyorum gözüm kamaşmadan.
Ve belki, ne yazık,
hatta en güzel yalan
beni kandıramıyor artık.
Artık söz sarhoş edemiyor beni,
ne başkasının ki, nede kendiminki.

İşte böyle gülüm,
iyice yaklaştı bana ölüm.
Dünya, her zamankinden güzel, dünya.
Dünya, iç çamaşırlarım, elbisemdi,
başladım soyunmağa.
Bir tren penceresiydim,
bir istasyonum şimdi.
Evin içerisiydim,
şimdi kapısıyım kilitsiz.
Bir kat daha seviyorum konukları.
Ve sıcak her zamankisinden sarı,
kar her zamankinden temiz. 

Çevrimdışı seyyah283

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 50
  • 136
  • 50
  • 136
# 08 Haz 2009 08:49:32
SENİ DÜŞÜNÜRÜM
 
Seni düşünürüm
Anamın kokusu gelir burnuma
Dünya güzeli anamın

Binmişsin atlıkarıncasına içimdeki bayramın
Fırdönersin eteklerinle saçların uçuşur
Bir yitirip bir bulurum al al olmuş yüzünü

Sebebi ne
Seni bir bıçak yarası gibi hatırlamamın
Sen böyle uzakken senin sesini duyup
Yerimden fırlamamın sebebi ne?

Diz çöküp bakarım ellerine
Ellerine dokunmak isterim
Dokunamam
Arkasından camın
Ben bir şaşkın seyircisiyim gülüm
Alaca karanlığımda oynadığım dramın 

Çevrimdışı a.pınar şirin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 923
  • 465
  • 923
  • 465
# 08 Haz 2009 09:00:32
YÜRÜMEK...

yürümek;
yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
karanlığın gözüne bakarak yürümek..
yürümek;
dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek ..
yürümek;

yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek ..
yürümek;
yürekten gülerekten yürümek ...

Çevrimdışı seyyah283

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 50
  • 136
  • 50
  • 136
# 08 Haz 2009 09:18:41
           VATAN HAİNİ
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson´un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

Üstad şimdi yaşasaydı, bu şiiri yine yazardı.

Çevrimdışı volkan_61

  • Yeni Üye
  • 4
  • 2
  • 4
  • 2
# 08 Haz 2009 10:27:34
bu şiiri adım kadar  çok sevıyorum üstad ne güzel yazdı yeminle kullanabileceği en güzel kelimelri kullanmış.şimdi soruyorum sizlere vatan haini nazım hikmet mi yok sa başkaları mı?????????????

Çevrimdışı a.pınar şirin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 923
  • 465
  • 923
  • 465
# 08 Haz 2009 11:01:54
ne güzel şiir değil mi?sık sık okumak lazım.hatırlamak ve hatırlatmak lazım vatan sevgisinin tanımını...

Çevrimdışı ayşe arı

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 164
  • 229
  • 164
  • 229
# 08 Haz 2009 22:22:15
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
           VATAN HAİNİ
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson´un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

Üstad şimdi yaşasaydı, bu şiiri yine yazardı.
   Nazım Hikmet'in en anlamlı şiiri teşekkürler hatırlattığınız için...

Çevrimdışı gitarz

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 127
  • 129
  • Türkçe Öğretmeni
  • 127
  • 129
  • Türkçe Öğretmeni
# 09 Haz 2009 12:12:02
unutulmaz nazım..

Çevrimdışı dadal_33

  • Uzman Üye
  • *****
  • 352
  • 455
  • 352
  • 455
# 09 Haz 2009 12:42:55
Dağlarda tek tek
  ateşler yanıyordu.
  Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
  şayak kalpaklı adam
  nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
  güzel, rahat günlere inanıyordu
  ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
  birdenbire beş adım sağında onu gördü.
  Paşalar onun arkaındaydılar.
  O, saati sordu.
  Paşalar: "Üç" dediler.
  Sarışın bir kurda benziyordu.
  Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
  Yürüdü uçurumun başına kadar,
  eğildi, durdu.
  Bıraksalar
  ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
  ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
  Kocatepe'de Afyon Ovası'na atlıyacaktı.

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı ayşe arı

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 164
  • 229
  • 164
  • 229
# 09 Haz 2009 13:06:28
ATAMIZI bir şiir ve bir şair  bu kadar güzel anlatabilir...Nazım Hikmet farkı...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK