Önünüzde sesli bir harf var ise, (u-o-ö-ı) bugün mü yarın mı vereyim diye düşünmeden verin arkadaşlar. Yarın savaş çıkacağını bilseniz bile verin.
(S Ş Y harfleri de gizli sesli harflerdir. Çünkü ağzımız kapanmadan uzatılabilen harflerdir. Öğrenciler çabuk kavrar. )
Bu kurtarıcı harfler, acaba geride miyim diye düşünürken, size planlarınızdan birkaç harf zaman kazandırır. Okuduğu kelimenin ne olduğunu, dramatize etmeyi unutmayın. Mesela -m sessiz harfini okuturken, parmağını em dediğinizde çocuk bu davranışı anlıyor ve uyguluyorsa gibi.
Okunan kelime ya da hece, o an canlanıp eyleme dönüşüyorsa, sayfalarca yazı yazdırıp, fotokopi çekmenize gerek kalmıyor. Sene başından beri sınıfa, inanın hiç bir fotokopi vermedim.
(Ucuz bir set, aldım. Sadece içinde renkli heceler var diye hikaye kitapları da dahil renkli heceleri vardı)
Şimdi bakıyorum; çocuklar okuma sistemini çözdüğü halde yazmak istemiyor. Bunlar sıradan öğrenci zannetmeyin. Sanırım, diğer öğrencilerden bir kaç adım önde olanlar,Okumaya ilk geçen öğrenciler...
Papağan kuşu tekrarı gibi aynı yazıyı yazmaktan hoşlanmıyorlar. Yalan yazmayayım. Arada, aynı yazıyı tekrar yazmaktan hoşlanan öğrenci de var. Ne kadar güzel, aynı tekrar yazmışsın deyince seviniyor. Bıraksam 6 sayfa daha aynı şeyi üşenmeden yazar. Ne kadar kafa karıştırıcı bir durum. Neyse...
Siz öğrencilerinize okuduğu ses, hece, kelime, cümle, her neyse onla ilgili tiyatro, eyleme dönüşen uygulama yaptırmayı ihmal etmeyin. Duvarda yazılı resimli görsel kısa bir an için işe yarar. İşe çocuğu eylem olarak kattığınızda ömür boyu unutmaz. Hareket eden öğrencinize de, hareket etmeyen öğrencinize de iyi bir tavsiyedir.
Yarın u vermeyecektim ama sınıf tam olursa vereyim madem hocam
Bu canlandırma konusunda şöyle bir uygulama yapanlar vardı.
Okumuştum.
Kağıtlara cümleler yazılıyor.
Kapıyı kapa.
Camı aç.
Okuyan çocuk davranışı gerçekleştiriyor.
Ama öğrendiğimiz harflerle yazılacak cümleleri sınıfta şuan için gerçekleştirmek zor geldi