En kötü sonuçlar bende.
Hangi köşede ağlasam diye düşünüyorum..
Hep sınıfıma kusur buldum ama belki de sorun bende..
Elinizdeki malzeme kadar öğretmeniz, hocam. Kendi ana babasının davranış veremediğine, bir şeyler öğretmek çok zor.
Bu arada okutulan metin ile ilgili bir açıklamayı yapayım. 46. kelimeden sonra, okuma metni kolaylaşıyor, 60. kelimeden sonra tekrar zorlaşıyordu.
Okuduğunu anlama olayı, metnin içinde geçen kelimeleri çocuğun bilip bilmemesi ile de ilgilidir. Buraya 60 kelimelik öyle bir metin ekleyebiliriz ki, dakika da 90 kelime okuyan bir öğrenci bile okuduğunun tek bir kelimesini bile anlayamazdı.
Bizim çalışmamızı, göz sıçramasını artırma çalışması gibi düşünmenizi isterim.
Bunun yanında, çocuğun sesi okunaklı gür bir sesle mi, yoksa silik ve cılız bir sesle mi okudu ?
Okurken kelimeleri doğru telaffuz ederek mi okudu?
Okurken uzun kelimeleri doğru mu okudu, heceledi mi ?
Okurken okumasını birden kesip dikkati dağıldı mı ?
Sınıftan alınan hikaye kitaplarını gerçekten okumuş mu, okur gibi mi yapmış ?
Okurken sesi titrer mi? Heyecan yapar mı?
En can alıcısı, yanlış okuduğunu anlayıp, kelimeyi düzelterek yeniden okuyan öğrenci keşfettiniz mi? (Okuduğunu sorgulayan öğrenci )
Gibi gibi, bir sürü işi gözlem yapma fırsatı da bulduk.
Elimizdeki istatistikler ile Türkiye'nin farklı coğrafyalarından ne kadar yakın ya da uzak olduğumuzu da gördük. Bence veli toplantısı öncesi iyi bir gözlem yaptık.
Hala önümüzde zaman varken, farklı bir şeylerde deneyebiliriz.
Mesela 1 dakikada kaç kelime yazma ya da
1 dakika da kaç toplama veya çıkarma işlemi yapar ?
Aklımıza Takılan Bazı Şeyler;
1-Okuma hızı önemli değil ise, sizce dakikada 5 kelimenin altında kalan öğrencilere okuyor diyebilir miyiz ?
2-Bu ortak çalışmanın bir benzerini tekrar yapalım mı ?