İlk Okuma Yazma Günlüğü 2022-2023

İyi tatiller 2. Dönem sadece Türkçe matematik olan birset arıyorum yada  iki ayrı da olabilir sadece turkce okuma anlama ve matematik olacak şekilde kaynak düşünüyorum varmi beğendiğiniz önereceğim kaynak rica etsem

Tavsiyem bizim önereceğimiz yayını değil de kendi beğendiğiniz yayını kullanınız. Sınıfınızın seviyesine ve vermek istediklerinizi hangisi karşılıyorsa o yayını seçiniz.

Merhaba, İfet hakkında bilgisi olan ya da ifet için görevlendirilmiş arkadaş var mı acaba? Sitesine baktım ama çalışmalar ne durumda, tavsiyesi olan var mı?

Öğretmenlerim bütün sayfaları dikkatle okudum ve notlar aldım. Bu 5. kez 1. sınıf okutuşum. Hiç kaynak kullanmadım şimdiye kadar. Sadece bu sene bir yayınevinin pdf'sini indirip fotokopilerinden yararlandım. Her gün en az 5 saatim yazıcı başında geçti. Velilere sözüm gereği renkli çıktı almak için her gün bu işle uğraştım. Pişman değilim. Ancak çok yoruldum. Harflerle ilgili fotokopiler haricinde matematik fotokopileri de vardı. Ayrıca İYEP kursunun her gün fotokopileri de. Neyse derdim bu değil. Dediğim gibi arkadaşların bütün yazılarını okudum. Şimdi bazı gerekli gördüğüm kısımlarla ilgili açıklamalarda bulunacağım. Seda metniydi sanırım. Onu ben de sınıfıma uyguladım. Bu arada son hafta 2 gün raporlu olduğum için son 2 harf 2. döneme kaldı. Sınıfım 20 kişi. 10 Suriyeli,10 Türk öğrencim var. Türklerin 1'i Iraklı. Her konuda en iyi olan da bu Iraklı Türk öğrencim. Matematikte toplamayı verdim. 5-6 kişi haricinde 2 basamaklı bir sayı ile 2 basamaklı bir sayıyı eldesiz toplama öğrendiler. Yan yana ve alt alta. 1'ler 20'ye kadar  1 kişi hariç herkes biliyor sanırım. 1'leri 100 kere kadar sayan 10 kişi var sanırım. Yazan ise yine 10 kişi var sanırım. Ayrıntılı kontrol etmedim. Dikteler de bakıyorum genelde. Yani sayı söylüyorum yazıyorlar. 2'şer 20'ye kadar ileri ve geri, 5'er 100'e kadar ileri ve geri,10'ar 100'e kadar ileri ve geri verdim. Her gün tekrar yaptık. Sanırım 20'den 14-15'i biliyor. Saymalar böyle.
Gelelim okuma ve yazmaya. Türklerin hepsi birleştirmeyi biliyor ve Suriyelilerden 5-6 tanesi de birleştirebiliyor. 1 Suriyeliden umudum yok. Ailesiyle görüştüm. Yaştan dolayı ana sınıfına gönderemedik. Ancak anneye söyledim. Son 2 ay kalana kadar bir ilerleme olmazsa bırakacağım diye. O da kabul etti. Kardeşi de benim sınıfımda. O da çok az ilerledi. Ancak biraz çaba gerekli. Beni uğraştıracak. 1 Suriyelim 1,5 ay geldi sonra İstanbul'a gittik, Ocak'ta geleceğiz dediler. Hala ses yok. Ne yapacağımı bilmiyorum. 1 Suriyelim de en az 30 gün gelmedi. Bildiğini de unutmuş. Yani kesik kesik geliyor. Çocuk okulu sevmiyormuş. Anne zorla getiriyor. Onu da ne yapacağım bilmiyorum. Dikteyi tam yapan ya da birkaç yanlışla yapan 10 kadar öğrencim var. Gerisinden 5-6 kişi az ya da yarım yapıyor. Bahsettiğim öğrenciler hiçbir şey yapamıyor.
Bütün sesleri Morpa'dan gösterdim. Çok uğraştım, çok didindim ancak bu kadar oldu.
Şimdi diğer konulara geleyim. en iyi okuyan en son 26 kelime okuyordu sanırım. Sadece 10-12 kişiyi ölçebildim. Diğerlerini ölçemedim. Her gün karesel metinler, ritmik okuma metinleri ve hızlı okuma metinleri vermeye çalıştım. Bu sayfalardaki arkadaşlara bakınca hiçbir ilerleme olmamış diyorum kendi kendime. Hayat Bilgisi hiç yapmadım. Saat tutarak metinler de verdim. 5 kere okumalı. Sonra hemen her gün -özellikle son 2 ay- tek tek okuma ve topluca okuma yaptırdım. her hafta bir kere en az dikte yaptık. İlk başlarda geçen yıllarda olduğu gibi kolay-orta-zor karışıktı. Sonra öğretmenimizin birinden örnek alarak her sesle ilgili açık ve kapalı 2 harfli heceleri dikte ettirdim. Sonra kısa 3-4 harfli hecelerden oluşan cümlelerle ilgili dikteler yaptık.
Ayrıca bu çizgili defter, kareli defter konusunda bazı görüşlerim var. Onları dile getirmek istiyorum.
Mesela kareli defter konusunda ne yapacağımı pek biliyorum demek yanlış olur. Genelde şimdiye kadar üzerinde durduklarım çok olmuştur, ancak genelde akışa bırakmışımdır. Sınıflar ilerledikçe düzene girdi hep. Çizgili defter de zaten çocukların durumu zayıf olduğu için -özel bir defter tercihi de yapmama rağmen- hep kullanıyorlardı. Fotokopi ile ilerledim ben yıllarca zaten. Defter kullanımı yapan arkadaşları da anlamaya çalıştım hep. Defter işime yaramıyor benim zannımca. Geçen yıl Türkçe dersinde herhalde ilk kez not tutturdum. Dil bilgisi konuları ile ilgili. Defter kullandırmıyorum anlamı çıkmasın ama. Matematikte kullanırım, problem çözerken mesela.
İşte böyle sorular kafamda hep. Gidiyorum geliyorum. Daha iyi nasıl olur diye düşünüyorum.
Yanlış mı gidiyorum bilmiyorum!!!

Öğretmenlerim bütün sayfaları dikkatle okudum ve notlar aldım. Bu 5. kez 1. sınıf okutuşum. Hiç kaynak kullanmadım şimdiye kadar. Sadece bu sene bir yayınevinin pdf'sini indirip fotokopilerinden yararlandım. Her gün en az 5 saatim yazıcı başında geçti. Velilere sözüm gereği renkli çıktı almak için her gün bu işle uğraştım. Pişman değilim. Ancak çok yoruldum. Harflerle ilgili fotokopiler haricinde matematik fotokopileri de vardı. Ayrıca İYEP kursunun her gün fotokopileri de. Neyse derdim bu değil. Dediğim gibi arkadaşların bütün yazılarını okudum. Şimdi bazı gerekli gördüğüm kısımlarla ilgili açıklamalarda bulunacağım. Seda metniydi sanırım. Onu ben de sınıfıma uyguladım. Bu arada son hafta 2 gün raporlu olduğum için son 2 harf 2. döneme kaldı. Sınıfım 20 kişi. 10 Suriyeli,10 Türk öğrencim var. Türklerin 1'i Iraklı. Her konuda en iyi olan da bu Iraklı Türk öğrencim. Matematikte toplamayı verdim. 5-6 kişi haricinde 2 basamaklı bir sayı ile 2 basamaklı bir sayıyı eldesiz toplama öğrendiler. Yan yana ve alt alta. 1'ler 20'ye kadar  1 kişi hariç herkes biliyor sanırım. 1'leri 100 kere kadar sayan 10 kişi var sanırım. Yazan ise yine 10 kişi var sanırım. Ayrıntılı kontrol etmedim. Dikteler de bakıyorum genelde. Yani sayı söylüyorum yazıyorlar. 2'şer 20'ye kadar ileri ve geri, 5'er 100'e kadar ileri ve geri,10'ar 100'e kadar ileri ve geri verdim. Her gün tekrar yaptık. Sanırım 20'den 14-15'i biliyor. Saymalar böyle.
Gelelim okuma ve yazmaya. Türklerin hepsi birleştirmeyi biliyor ve Suriyelilerden 5-6 tanesi de birleştirebiliyor. 1 Suriyeliden umudum yok. Ailesiyle görüştüm. Yaştan dolayı ana sınıfına gönderemedik. Ancak anneye söyledim. Son 2 ay kalana kadar bir ilerleme olmazsa bırakacağım diye. O da kabul etti. Kardeşi de benim sınıfımda. O da çok az ilerledi. Ancak biraz çaba gerekli. Beni uğraştıracak. 1 Suriyelim 1,5 ay geldi sonra İstanbul'a gittik, Ocak'ta geleceğiz dediler. Hala ses yok. Ne yapacağımı bilmiyorum. 1 Suriyelim de en az 30 gün gelmedi. Bildiğini de unutmuş. Yani kesik kesik geliyor. Çocuk okulu sevmiyormuş. Anne zorla getiriyor. Onu da ne yapacağım bilmiyorum. Dikteyi tam yapan ya da birkaç yanlışla yapan 10 kadar öğrencim var. Gerisinden 5-6 kişi az ya da yarım yapıyor. Bahsettiğim öğrenciler hiçbir şey yapamıyor.
Bütün sesleri Morpa'dan gösterdim. Çok uğraştım, çok didindim ancak bu kadar oldu.
Şimdi diğer konulara geleyim. en iyi okuyan en son 26 kelime okuyordu sanırım. Sadece 10-12 kişiyi ölçebildim. Diğerlerini ölçemedim. Her gün karesel metinler, ritmik okuma metinleri ve hızlı okuma metinleri vermeye çalıştım. Bu sayfalardaki arkadaşlara bakınca hiçbir ilerleme olmamış diyorum kendi kendime. Hayat Bilgisi hiç yapmadım. Saat tutarak metinler de verdim. 5 kere okumalı. Sonra hemen her gün -özellikle son 2 ay- tek tek okuma ve topluca okuma yaptırdım. her hafta bir kere en az dikte yaptık. İlk başlarda geçen yıllarda olduğu gibi kolay-orta-zor karışıktı. Sonra öğretmenimizin birinden örnek alarak her sesle ilgili açık ve kapalı 2 harfli heceleri dikte ettirdim. Sonra kısa 3-4 harfli hecelerden oluşan cümlelerle ilgili dikteler yaptık.
Ayrıca bu çizgili defter, kareli defter konusunda bazı görüşlerim var. Onları dile getirmek istiyorum.
Mesela kareli defter konusunda ne yapacağımı pek biliyorum demek yanlış olur. Genelde şimdiye kadar üzerinde durduklarım çok olmuştur, ancak genelde akışa bırakmışımdır. Sınıflar ilerledikçe düzene girdi hep. Çizgili defter de zaten çocukların durumu zayıf olduğu için -özel bir defter tercihi de yapmama rağmen- hep kullanıyorlardı. Fotokopi ile ilerledim ben yıllarca zaten. Defter kullanımı yapan arkadaşları da anlamaya çalıştım hep. Defter işime yaramıyor benim zannımca. Geçen yıl Türkçe dersinde herhalde ilk kez not tutturdum. Dil bilgisi konuları ile ilgili. Defter kullandırmıyorum anlamı çıkmasın ama. Matematikte kullanırım, problem çözerken mesela.
İşte böyle sorular kafamda hep. Gidiyorum geliyorum. Daha iyi nasıl olur diye düşünüyorum.
Yanlış mı gidiyorum bilmiyorum!!!

Bunu sizden başka kimse bilemez.

Merhaba, İfet hakkında bilgisi olan ya da ifet için görevlendirilmiş arkadaş var mı acaba? Sitesine baktım ama çalışmalar ne durumda, tavsiyesi olan var mı?

ifet ne ile alakalı hiç duymadim

Arkadaşlar bu seneki kullandığınız 1. sınıf setlerinden en memnun kaldıklarınız hangileri?

topes güzeldi öğrenciyi de bunaltmadi çok tekrar da yoktu

Öğretmenlerim bütün sayfaları dikkatle okudum ve notlar aldım. Bu 5. kez 1. sınıf okutuşum. Hiç kaynak kullanmadım şimdiye kadar. Sadece bu sene bir yayınevinin pdf'sini indirip fotokopilerinden yararlandım. Her gün en az 5 saatim yazıcı başında geçti. Velilere sözüm gereği renkli çıktı almak için her gün bu işle uğraştım. Pişman değilim. Ancak çok yoruldum. Harflerle ilgili fotokopiler haricinde matematik fotokopileri de vardı. Ayrıca İYEP kursunun her gün fotokopileri de. Neyse derdim bu değil. Dediğim gibi arkadaşların bütün yazılarını okudum. Şimdi bazı gerekli gördüğüm kısımlarla ilgili açıklamalarda bulunacağım. Seda metniydi sanırım. Onu ben de sınıfıma uyguladım. Bu arada son hafta 2 gün raporlu olduğum için son 2 harf 2. döneme kaldı. Sınıfım 20 kişi. 10 Suriyeli,10 Türk öğrencim var. Türklerin 1'i Iraklı. Her konuda en iyi olan da bu Iraklı Türk öğrencim. Matematikte toplamayı verdim. 5-6 kişi haricinde 2 basamaklı bir sayı ile 2 basamaklı bir sayıyı eldesiz toplama öğrendiler. Yan yana ve alt alta. 1'ler 20'ye kadar  1 kişi hariç herkes biliyor sanırım. 1'leri 100 kere kadar sayan 10 kişi var sanırım. Yazan ise yine 10 kişi var sanırım. Ayrıntılı kontrol etmedim. Dikteler de bakıyorum genelde. Yani sayı söylüyorum yazıyorlar. 2'şer 20'ye kadar ileri ve geri, 5'er 100'e kadar ileri ve geri,10'ar 100'e kadar ileri ve geri verdim. Her gün tekrar yaptık. Sanırım 20'den 14-15'i biliyor. Saymalar böyle.
Gelelim okuma ve yazmaya. Türklerin hepsi birleştirmeyi biliyor ve Suriyelilerden 5-6 tanesi de birleştirebiliyor. 1 Suriyeliden umudum yok. Ailesiyle görüştüm. Yaştan dolayı ana sınıfına gönderemedik. Ancak anneye söyledim. Son 2 ay kalana kadar bir ilerleme olmazsa bırakacağım diye. O da kabul etti. Kardeşi de benim sınıfımda. O da çok az ilerledi. Ancak biraz çaba gerekli. Beni uğraştıracak. 1 Suriyelim 1,5 ay geldi sonra İstanbul'a gittik, Ocak'ta geleceğiz dediler. Hala ses yok. Ne yapacağımı bilmiyorum. 1 Suriyelim de en az 30 gün gelmedi. Bildiğini de unutmuş. Yani kesik kesik geliyor. Çocuk okulu sevmiyormuş. Anne zorla getiriyor. Onu da ne yapacağım bilmiyorum. Dikteyi tam yapan ya da birkaç yanlışla yapan 10 kadar öğrencim var. Gerisinden 5-6 kişi az ya da yarım yapıyor. Bahsettiğim öğrenciler hiçbir şey yapamıyor.
Bütün sesleri Morpa'dan gösterdim. Çok uğraştım, çok didindim ancak bu kadar oldu.
Şimdi diğer konulara geleyim. en iyi okuyan en son 26 kelime okuyordu sanırım. Sadece 10-12 kişiyi ölçebildim. Diğerlerini ölçemedim. Her gün karesel metinler, ritmik okuma metinleri ve hızlı okuma metinleri vermeye çalıştım. Bu sayfalardaki arkadaşlara bakınca hiçbir ilerleme olmamış diyorum kendi kendime. Hayat Bilgisi hiç yapmadım. Saat tutarak metinler de verdim. 5 kere okumalı. Sonra hemen her gün -özellikle son 2 ay- tek tek okuma ve topluca okuma yaptırdım. her hafta bir kere en az dikte yaptık. İlk başlarda geçen yıllarda olduğu gibi kolay-orta-zor karışıktı. Sonra öğretmenimizin birinden örnek alarak her sesle ilgili açık ve kapalı 2 harfli heceleri dikte ettirdim. Sonra kısa 3-4 harfli hecelerden oluşan cümlelerle ilgili dikteler yaptık.
Ayrıca bu çizgili defter, kareli defter konusunda bazı görüşlerim var. Onları dile getirmek istiyorum.
Mesela kareli defter konusunda ne yapacağımı pek biliyorum demek yanlış olur. Genelde şimdiye kadar üzerinde durduklarım çok olmuştur, ancak genelde akışa bırakmışımdır. Sınıflar ilerledikçe düzene girdi hep. Çizgili defter de zaten çocukların durumu zayıf olduğu için -özel bir defter tercihi de yapmama rağmen- hep kullanıyorlardı. Fotokopi ile ilerledim ben yıllarca zaten. Defter kullanımı yapan arkadaşları da anlamaya çalıştım hep. Defter işime yaramıyor benim zannımca. Geçen yıl Türkçe dersinde herhalde ilk kez not tutturdum. Dil bilgisi konuları ile ilgili. Defter kullandırmıyorum anlamı çıkmasın ama. Matematikte kullanırım, problem çözerken mesela.
İşte böyle sorular kafamda hep. Gidiyorum geliyorum. Daha iyi nasıl olur diye düşünüyorum.
Yanlış mı gidiyorum bilmiyorum!!!

Hocam hangi ilde çalışıyorsunuz ki böyle sınıfınızın yarısı yabancı uyruklu? Çok zor bir durum özellikle Türkçe bilmiyorlarsa…
Ben geçen sene 24 kişilik bir sınıfı ikinci dönem aldım… 8 kişi birleştiremiyordu… Her gün onlarla hece birleştirme çalıştım her gün basit kelimeler verdim… Aynı kelimeyi 2-3 satır yazdılar vs… Bu sene 1 tanesi hariç okuyorlar… O bir tanesinde de öğrenme güçlüğü var harfleri akılda tutamıyor… Hareketlerle öğretiyorum ona… En baştan çalışmanız gerekebilir bu öğrencilerle ama okuduklarını görmek çok keyifli oluyor…

herkese iyi pazarlar arkadaşlar. bilim ve kültür yayınları türkçe, kök yayınları hayat bilgisi kitabı sunularını hazırladım. ekledim. umarım işinize yarar.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Türkçeden dört tema, hayat bilgisinden son tema hariç sunular eklenmiştir.

pdf dosyalarını düzenleyebiliceğim bir program var mı arkadaşar?

pdf dosyalarını düzenleyebiliceğim bir program var mı arkadaşar?

Birçok program var. Bazıları;
Adobe Acrobat Pro Dc
PDF X-Change Editor
Foxit Reader
Infix PDF Editor
iSkysoft PDF Editor
Ben şu anda Adobe Acrobat Pro Dc  programını kullanıyorum.

Değerli zümrem,

Öncelikle hepimize geçmiş olsun. Büyük bir felaketi farklı şekillerde de olsa hep birlikte yaşıyoruz. Yitip giden canları, yıkılan hayatları, kaybolan umutları görünce çok uzun süre boyunca bunun etkilerini yaşayacağımız aşikar.

Biz öğretmenler, bu süreçte ülkemizin umudu, geleceğe tutunan kolu olmak zorundayız. Bir an önce ayağa kalkıp çocuklarımızı ele alıp onlar için eğitime başlamalıyız.

Ben, Adana'da çalışıyorum. Mart ayına kadar okulları "tatil edilen"  10 ilden birisindeyim yani. Dolayısıyla iki hafta daha çocuklarımın okula erişimi olmayacak. Geçen haftayı da sayarsak toplamda üç hafta olacak. Okulumun bulunduğu çevrede depremin "yıkım" etkisi görülmedi. Evlerde hasar söz konusu değil. Çocuklar evlerinde ve bizim onlara ulaşmamızı bekliyorlar düşüncesindeyim. (Bana gelen mesajlardan dolayı böyle düşünüyorum.)

Zihnimi kurcalayan ve siz değerli arkadaşlarımın görüşünü istediğim üç nokta var:

1. Salgın dönemi boyunca yaşadıklarımız gösterdi ki, okuldan-etkinliklerden uzak kalan öğrencilerde büyük akademik ve sosyal kayıp oluşuyor. Sonrasında müfredat düzeltmeleri yapılmadığı için bu eksikliklerin-kayıpların telafisi çok da kolay olmuyor.

Buradan yola çıkarak; acaba tıpkı salgın döneminde olduğu gibi uzaktan eğitim-canlı ders yapsak uygun olur mu? (Psikolojik desteği ihmal etmeden) Bu durum çocuklara nasıl etki eder?

2. Canlı ders desteği ya da ödevlendirme şeklinde bir çalışmanın yararı olur mu?

3. Sizler neler yapmayı planlıyorsunuz ya da yapıyorsunuz?

Bu konuda görüşlerinizi yazabilirseniz çok yararlı olur.

Afette ölmüşlerimize rahmet, hastalarımıza şifa, yakınlarına sabır diliyorum.Zor bir sürecteyiz.Trabzondayim ama her gün destek için bir gayret içerisindeyiz.Bazi arkadaşlarım sahada.Trabzon da okulun en üst katinda 13.24 depreminde sallandik,okul çantaları hala sınıfta,bazıları korktu.Cocuklarim psikolojik olarak haberleri izleyip belkide etkileniyor,yarın okula gidip okuma anlama ve matematik dergilerini masama bırakacağım.isteyen veliler gelip alabilir diye msj atacağım,çocuklar meşgul olsunlar diye düşünüyorum.O bölgedeki kardeşlerimizin,büyüklerimizin ve çocuklarımızin Allah yardımcılari olsun😔iyi geceler

Değerli zümrem,

Öncelikle hepimize geçmiş olsun. Büyük bir felaketi farklı şekillerde de olsa hep birlikte yaşıyoruz. Yitip giden canları, yıkılan hayatları, kaybolan umutları görünce çok uzun süre boyunca bunun etkilerini yaşayacağımız aşikar.

Biz öğretmenler, bu süreçte ülkemizin umudu, geleceğe tutunan kolu olmak zorundayız. Bir an önce ayağa kalkıp çocuklarımızı ele alıp onlar için eğitime başlamalıyız.

Ben, Adana'da çalışıyorum. Mart ayına kadar okulları "tatil edilen"  10 ilden birisindeyim yani. Dolayısıyla iki hafta daha çocuklarımın okula erişimi olmayacak. Geçen haftayı da sayarsak toplamda üç hafta olacak. Okulumun bulunduğu çevrede depremin "yıkım" etkisi görülmedi. Evlerde hasar söz konusu değil. Çocuklar evlerinde ve bizim onlara ulaşmamızı bekliyorlar düşüncesindeyim. (Bana gelen mesajlardan dolayı böyle düşünüyorum.)

Zihnimi kurcalayan ve siz değerli arkadaşlarımın görüşünü istediğim üç nokta var:

1. Salgın dönemi boyunca yaşadıklarımız gösterdi ki, okuldan-etkinliklerden uzak kalan öğrencilerde büyük akademik ve sosyal kayıp oluşuyor. Sonrasında müfredat düzeltmeleri yapılmadığı için bu eksikliklerin-kayıpların telafisi çok da kolay olmuyor.

Buradan yola çıkarak; acaba tıpkı salgın döneminde olduğu gibi uzaktan eğitim-canlı ders yapsak uygun olur mu? (Psikolojik desteği ihmal etmeden) Bu durum çocuklara nasıl etki eder?

2. Canlı ders desteği ya da ödevlendirme şeklinde bir çalışmanın yararı olur mu?

3. Sizler neler yapmayı planlıyorsunuz ya da yapıyorsunuz?

Bu konuda görüşlerinizi yazabilirseniz çok yararlı olur.

virüste herkes evinde benim bulunduğum yerde evinden apar topar çıkıp bir daha dönmeyen var kitaplarının evde kaldığını saymasak bile intetnet sıkıntısı yaşayacak olan çok olacaktır. Online eğitim çok zor olur

Hepimize geçmiş olsun. Afet bölgesinde hayatını kaybedenlere Allah tan rahmet diliyorum. Tüm depremzedelere geçmiş olsun, bir an önce yaralar sarılır, inşallah.
Afet bölgesinde değilim ama tüm halkımız gibi bizde manevi olarak çok etkilendik. 99 depremine İstanbul' daydım. Çok zor bir durum.
Geçen hafta çocuklara az da olsa günlük çalışma gönderdim. Eba dan ,wordwall dan etkinlikler gönderiyorum. Özellikle eba dan çizgi filmleri paylaştım.
Bu hafta Okuma ,Anlama kitabımızdan günlük ödevler göndereceğim. velilerle iletişim halindeyiz. Çocukların olumsuz haberlerden uzak tutmalarını tavsiye ediyorum.
Maalesef elimizden gelenler bunlar. Haftaya 71 ilde okullar açılıyor. Dilerim  en kısa zamanda afet bölgesinde yaralar sarılıp eğitime devam edilir.

Değerli zümrelerim,  yitip giden tüm canların acısını içimde hissederek ve çaresizlik içinde yazıyorum. Yaşamlarını yitirenlere rahmet diliyorum. Kalanlar için durum gerçekten çok zor.
Burada depremi hiç hissetmedik. Ama şoku hala yaşıyoruz. Geçen hafta kaynak kitaplarından tekrar ödevleri ve okuma etkinlikleri verdim. Bu hafta günlük olarak yine kaynaklardan vereceğim. Yanlarında da pinterestten indirdiğim eğlenceli etkinlikleri ekliyorum. Onlar da etkilendiler . Etkinliklerini yaparken video çekip bana gönderiyorlar. Hepsini nasıl da özlemişim, onlarda da aynısı var. Depremi nasıl anlatırım diye videolar izledim, kaynakları okuyacağım. Okul açılana dek böyle düşünüyorum.
Uzaktan eğitim bence çok zorlayıcı olur. İletişim ve sosyalleşmek (onların birazcık da olsa yüzünü güldürebilmek) yani yüz yüze eğitim daha iyi olur diye düşünüyorum. Bizim için de bu geçerli tabi.
Deprem bölgesindeki arkadaşlarım kolaylıklar diliyorum. Acıdan uzak günler olsun...