İlkokuma Yazma Günlüğü 2

           Tebrik ederim okumaları gayet iyi
             Başarınızın sırrı?

teşekkür ederim öğrt. biz yarıyıl tatiline kadar okumaya geçmiştik sonrasında hemen mutlunun hızlı okuma kitabını aldık göz kaslarını geliştirici egzersizler yaptık cd yi çoğaltıp hepsine verdim ayrıca 40 ve üstü okuyanlara küçük ödüller veriyorum 40 ın üstüne çıkıp ödül alanlar bir sonraki okumada 10 kelime arttırmak zorunda arttırırsa yeniden ödül almaya hak kazanıyor her gün kısa metinlerle okuma anlama anlatma  çalışması yapıyoruz velilerimin çoğu da  ilgililer hocam işi başta sıkı tuttum siz kanınızdan olan en değerli varlığınızla ilgilenmezseniz benim gibi elden ilgi beklemeye hakkınız olmaz gibi aragazlarla yürüdük

Dakikada 161 okuyan pek normal değil de diğerleri normal öğretmenim Hormonlu öğrenci mi ki acaba

Benim sınıfta da sene başında okuma bilerek başlayan öğrencilerim 100 ün üzerinde 120- 117- 128-148 gibi. Düz yazıda daha fazla okuyorlar. Gerisi en az 20 okuyor ağırlıklı 30 -50 kelime arası.

İyi geceler arkadaşlar. Güzel bir gün diliyorum. Artık yeni günün tarihi başladı.
Hocam o kadar çok fikir paylaşıp uyguluyoruz ki, hocamın hangi fikrimizi kullandığını bilmiyorum.
Dikte konusunda karesel metinler gibi yazdırma yapmak zorluk çekenlere fayda sağlıyor.
Bir de tüm sesleri büyük ve küçük aynı cümlede geçecek şekilde yazdırmak işe yarıyor. Burada en önemli nokta cümlelerin 3 kelimeyi geçmemesine dikkat etmek. Eğer kelime çoğalırsa cümle yazma sayısı azalır.

Ali ata bak.
Baba baba gel.
Canan camı sildi.
Çetin çilek topla.
Dursun orada durdu.
Ece eve gelecek.
... gibi
Kolaylılar.İyi geceler hocam şekiller içinde çıkanları boyamak işe yarıyor.
Bugün ekledim. Sabah nasip olursa dokümanlarda paylaşacağız, işinizi kolaylaştıracak çalışmalar.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

öğretmenim  çok teşekkürler.ben bir derste en fazla 5-6 cümle yazdırabiliyorum.çok zorlanıyorlar .hatta artık dikte yapmak istemiyorum.harfler bitmek üzere.mantığı kavrdılar fakat dikte vasat.ne yapsam bilmiyorum.

Arkadaşlar toplama işleminde verilmeyen toplananı bulmayı nasıl anlattınız,benim çocuklar çok zorlandılar,farklı yöntemi olan varsa paylaşabilir mi?.Saygılar

Benim sınıfta da sene başında okuma bilerek başlayan öğrencilerim 100 ün üzerinde 120- 117- 128-148 gibi. Düz yazıda daha fazla okuyorlar. Gerisi en az 20 okuyor ağırlıklı 30 -50 kelime arası.

benim öğencim sene başında hiç bilmiyordu sesleri de tanımıyodu

Benim sınıfta da sene başında okuma bilerek başlayan öğrencilerim 100 ün üzerinde 120- 117- 128-148 gibi. Düz yazıda daha fazla okuyorlar. Gerisi en az 20 okuyor ağırlıklı 30 -50 kelime arası.

Ben ne edem nerelere gidemmm. Oy oy oy 148 kelimeyi ben okuyamam yaw

      Bu kadar çabalamasam ne olurdu bu sınıf acaba ?İyi öğrencileri gözüm görmüyor, kötüler moralimi sıfıra indirmekte bire bir Taş olsa çatlardı! Bunlarda ilerleme yok yok yok

eksileni bulmak ile ilgili aklıma bir şey geldi bu gün derste bir öğrencimin suluğunu aldım içerisindeki su miktarını kalemle işaretledik.sonra bardağına bu sudan bir miktar boşalttık su miktarının azaldığını gördük suyu tekrar içine döktük su miktarı eski çizgiye kadar geldi suluğun dolu halini eksilen,bardağa dökülenin çıkan,bardağa döktükten sonra sulukta kalanın fark olduğunu bulduk tahtaya terimlerle çıkarma işlemi yazdım su dolu şişeyi eksilenin yanına tuttum suyu bardağa boşaltıp bardağı çıkanın yanında gösterdim kalanı da farkın yanında gösterdim ve defalarca bardağa döküp tekrar suluğa boşalttım bunu yaparken de başlangıçtaki su miktarını bulmak için bardaktaki su ile suluktaki kalan suyu biraraya getirdiğimizi yani topladığımızı söyledik böyleceee çıkarmada eksileni bulmak için çıkanla kalanı topluyoruz sonucuna vardık çok uzun oldu ama faydasını gördüğüm için ayrıntılı anlatayım dedim

Uykum gelmese de yatma zamanı geldi. Günlüğü ben kapatayım ahmetce öğretmenim sabah açar Anahtarı paspasın altına koyarım. Orada bulamazsan saksının içine bak ahmetce öğretmenim.

Herkese hayırlı geceler.

   Hayırlı sabahlar gününüz mutlu gönlünüz huzurlu yavrularınız okuduklarını anlayabilecek şekilde güzelce okusunlar değerli kardeşlerim.

Uykum gelmese de yatma zamanı geldi. Günlüğü ben kapatayım ahmetce öğretmenim sabah açar Anahtarı paspasın altına koyarım. Orada bulamazsan saksının içine bak ahmetce öğretmenim.

Herkese hayırlı geceler.

atom111 hocam sağ olsun açıveriyor günlüğü. Takipteyim ben de.

Gönlünüzce geçirebileceğiniz bir gün dileğiyle. Gününüz aydın olsun kıymetli zümrelerim.

Hayırlı sabahlar zümrelerim.
Müfettişler ilçedeler ve her an gelebilirler.Çünkü geçen yıl gelmediler.
Yardımcı kaynak işine çok kızıyorlarmış.
Veli toplantı tutanaklarını inceliyor,para -döküm var mı diye bakıyorlarmış.
Okuma yazma üzerinde çok duruyorlarmış.
Teftişten yana şanslı değilim.
İstediğim önce saygı ve emeklerimin görülmesi.
Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun.

San Francisco Körfezi’ndeki bir okulda, okul müdürü üç öğretmeni çağırıp şöyle demiş:

“Siz üç öğretmen, sistemde en iyi ve en uzman kişiler olduğunuz için, doksan tane seçkin üstün zekalı öğrenciyi size vereceğiz.

Bu öğrencilerin gelecek yıl da hızlarını korumalarını sağlamanızı ve çok şey öğrenmelerini bekliyoruz.”

Üç öğretmen, öğrenciler ve öğrencilerin anne ve babası bunun çok iyi bir fikir olduğunu düşünmüşler.

O okul dönemi, hepsinin özellikle hoşuna gitmişti.

Okul bittiği zaman öğrenciler bütün San Francisco Körfezi’ndeki diğer öğrencilere göre yüzde 20–30 daha başarılıydı.

Yıl sonu geldiğinde müdür üç öğretmeni çağırıp onlara:

“Bir itirafta bulunmak istiyorum. En zeki öğrencilerin 90’ı sizde değildi.

Onlar ortalamanın biraz üstünde öğrencilerdi.

90 öğrenciyi sistemden tesadüfen seçtik.”

Öğretmenler, doğal olarak öğrencilerde görülen başarının kendi istisnai öğretme becerilerine bağlanması gerektiği sonucuna vardı.

“Bir itirafım daha var.” dedi müdür:

“Siz de en parlak öğretmenler değilsiniz.

İsimlerinizi bir şapkanın içine doldurduğum kâğıtların arasından rastgele seçtim.

SİZ İNANDIĞINIZ İÇİN BAŞARILI OLDUNUZ...

 

San Francisco Körfezi’ndeki bir okulda, okul müdürü üç öğretmeni çağırıp şöyle demiş:

“Siz üç öğretmen, sistemde en iyi ve en uzman kişiler olduğunuz için, doksan tane seçkin üstün zekalı öğrenciyi size vereceğiz.

Bu öğrencilerin gelecek yıl da hızlarını korumalarını sağlamanızı ve çok şey öğrenmelerini bekliyoruz.”

Üç öğretmen, öğrenciler ve öğrencilerin anne ve babası bunun çok iyi bir fikir olduğunu düşünmüşler.

O okul dönemi, hepsinin özellikle hoşuna gitmişti.

Okul bittiği zaman öğrenciler bütün San Francisco Körfezi’ndeki diğer öğrencilere göre yüzde 20–30 daha başarılıydı.

Yıl sonu geldiğinde müdür üç öğretmeni çağırıp onlara:

“Bir itirafta bulunmak istiyorum. En zeki öğrencilerin 90’ı sizde değildi.

Onlar ortalamanın biraz üstünde öğrencilerdi.

90 öğrenciyi sistemden tesadüfen seçtik.”

Öğretmenler, doğal olarak öğrencilerde görülen başarının kendi istisnai öğretme becerilerine bağlanması gerektiği sonucuna vardı.

“Bir itirafım daha var.” dedi müdür:

“Siz de en parlak öğretmenler değilsiniz.

İsimlerinizi bir şapkanın içine doldurduğum kâğıtların arasından rastgele seçtim.

SİZ İNANDIĞINIZ İÇİN BAŞARILI OLDUNUZ...

San Francisco Körfezi’ndeki bir okulda, okul müdürü üç öğretmeni çağırıp şöyle demiş:

“Siz üç öğretmen, sistemde en iyi ve en uzman kişiler olduğunuz için, doksan tane seçkin üstün zekalı öğrenciyi size vereceğiz.

Bu öğrencilerin gelecek yıl da hızlarını korumalarını sağlamanızı ve çok şey öğrenmelerini bekliyoruz.”

Üç öğretmen, öğrenciler ve öğrencilerin anne ve babası bunun çok iyi bir fikir olduğunu düşünmüşler.

O okul dönemi, hepsinin özellikle hoşuna gitmişti.

Okul bittiği zaman öğrenciler bütün San Francisco Körfezi’ndeki diğer öğrencilere göre yüzde 20–30 daha başarılıydı.

Yıl sonu geldiğinde müdür üç öğretmeni çağırıp onlara:

“Bir itirafta bulunmak istiyorum. En zeki öğrencilerin 90’ı sizde değildi.

Onlar ortalamanın biraz üstünde öğrencilerdi.

90 öğrenciyi sistemden tesadüfen seçtik.”

Öğretmenler, doğal olarak öğrencilerde görülen başarının kendi istisnai öğretme becerilerine bağlanması gerektiği sonucuna vardı.

“Bir itirafım daha var.” dedi müdür:

“Siz de en parlak öğretmenler değilsiniz.

İsimlerinizi bir şapkanın içine doldurduğum kâğıtların arasından rastgele seçtim.

SİZ İNANDIĞINIZ İÇİN BAŞARILI OLDUNUZ...

Başarının hikayesi çok başarısızlığında mazereti . Bu hikayenin değişik versiyonlarını okumuştum. Elbetteki ülkemizde her alanda ufku açık yöneticilere ihtiyaç var.