( Uzuuun bi mesaj yazmıştım, bağlantı sorununda gitti ama tekrar yazacağım
)
Yeni görev yeriniz ve hattınız hayırlı olsun Selvi Öğretmenim ve ben size teşekkür ediyorum
Yarın neler yapacağımı yazacaktım bağlantı sorunu bir türlü izin vermedi bu akşam ama yılmayacağım
Hayat Bilgisi : Yarın " İşte Ben " konusunu işleyeceğim. Derse körebe olarak gireceğim
Gözlerimin geçici olarak görmediğini söyleyip, dokunduğum kişinin bana kendini tarif etmesini, böylece kendisini tanıyacağımı söyleyeceğim
Böylece bana fiziki özelliklerini seve seve saymış olacaklar
Veya, bir gazeteci veya televizyoncu
sınıfımıza gelse kendilerini nasıl tarif ederlerdi sorusunu sorabilirim; kendim sunucu taklidi yaparak, neşe içinde kendilerini anlattıkları bi tv programı ortamı oluşturabilirim
Kitaptaki oyunları pek beğenmedim. Onlar yerine, kendi uyarladığım " Zıpla şaplat " oyununu oynatmayı düşünüyorum
Oyun şu şekilde olacak : " Mavi gözlü olan kimse, zıpla şaplat " dediğimde bu özelliğe sahip çocuklar halka halindeyken yerinde zıplayıp, ellerini şaplatacak. Kendi özelliğini duyup zıplamayan şaplatmayan kişi elenecek
Tabi, bu oyundan önce kendi özelliklerini dile getirip, farkında olmaları çok önemli, yoksa düşünceye dalar " Acaba ben nasılsım?" diye
Matematik : Matematik dersinde dışarıya çıkarıp, havadaki bulutları, bahçedeki ağaçları saydıracağım. bir avuç taş alıp, " acaba kaç taş sığmıştır avucuma? " deyip, kestirimde bulunmalarını isteyip, sonuca en yakın cevabı veren kişiyi alkışlamalarını isteyeceğim
Sonra onları tek sıraya dizip, ritmik sayma yapmalarını isteyeceğim. Ama oyunla tabi ki
1'erli ritmik sayma yaptıracağım önce ve işaret parmaklarını, diğerleri kapalı olacak şekilde ( 1 sayısını göstermek için) havaya kaldıracaklar ve yere bir biraz küçük bir halka çizeceğim. Sırayla sayısını söyleyen halkadaki yerini alacak. Tüm öğrencier halkanın içine sığdıktan sonra bu sefer geriye doğru saymayı denemelerini isteyeceğim. Yanlış söyleyen elenebilir veya doğruyu bulması için teşvik edilebilir
Aynı oyunu 10'arlı ritmik sayma için de kullanacağım ( Şimdiden alışmaları için ). Bu sefer tüm parmakları havada 10'arlı sayarak daireye girecekler ve daha önce girmiş olanla " çak " yapacaklar ve süreç devam edecek
- 10 ( Ali)
- 20 ( Zeynep - elerini Ali ile çakacak)
- 30 ( Fatih - ellerini Zeynep ile çakacak)...
100'den sonra tekerlemeye devam edip, yerlerinde donacaklar
Türkçe : Türkçe dersinde yarın ters bardak çalışması yaptıracağım ama çocuklarımın kalem hakimiyetleri güçlenip, bilekleri daha işlekleşsin diye önce boş dosya kağıtları dağıtacağım. Ve bir hikayeyle derse başlayacağım :
- Şuan büyük ağaçların olduğu, yemyeşil bir ormandayız ve yukarıya bakın? Ne var gökyüzünde ?
- Bulutlarrrr!!!
- Evettt, o zaman hadi hemen kağıtlarımızın en başına bir sıra bulut çiziyoruz ama çok hızlı çizeceğiz. Ben 10'ar 10'ar 100'e kadar sayacağım, 100 dediğimde herkes bir sıra bulutu çizip, bitirmiş olacak ( 10'arlı ritmik sayma tekrarı yapıyorum aynı zamanda, siz 1'erli yaptırabilirsiniz )
Deyip, hızlıca bulut çizdireceğim. Sonra:
- Ooo, onlar ne öyle? Martı değil mi onlar? Deniz yakın demek ki ormana. Hadi martı çiziyoruz şimdi deyip, ritmik sayma eşliğinde kağıtlarına çok hızlı bir şekilde ters bardağa benzeyen martı çizmelerini isteyeceğim...
Bu şekilde kağıdı benim yaptığım benzetmelerin ışığında, çeşitli çizgi şekilleriyle doldurmalarını sağladıktan sonra kağıdın arkasındaki boyama çalışmasını yapabileceklerini söyleyeceğim. Diğer saat de Gökyüzündeki martıların , onları çok sevdiğini ve yem için çalışma kağıtlarına, yanyana ve sıkışık olarak konduklarını söyleyip, onları incitmeden, baş ve ayaklarını dallara ( kılavuz çizgilere ) dokundurarak çizmelerini isteyip, " Pazara gidelim " şarkısıyla sabah derslerini noktalayacağım
Öğleden sonraya gelince, yaparız elbet bişeyler