İlkokuma Yazma Günlüğü 2018 - 2019

Bir sorun, onun ana kaynağı anlaşılmadan çözülemez.
Yoksa, asıl sorunu değil, belirtiyi çözmüş
oluruz .
.,. Ödül ana sorunla değil, belirtiyle ilgilenir. Örneğin,
anne çocuğun neden ödev yapmadığıyla değil,
sadece ödevin yapılmasıyla ilgilenir. Onun için
ödül kullanır.
"' Asıl sorunla uğraşmak istemeyenler, ödül kullanır.
Çünkü soruna emek ve zaman vermek istemez.
Bu zor bir süreçtir. Kısa yoldan çözmeyi ister.
"' Kısa yoldan çözerse, kısa yol daha sonra daha
büyük bir sorun çıkarır. Ödülle iş yaptırtır ama
sonra çocuk dış odaklı olur.
"' Kontrolcü aileler de ödül kullanır çünkü çocuk
kendisine bağımlı olsun ister. Hem kendi istekleri
olsun diye hem de çocuğun sevgisinden yoksun
kalmamak için.
"' Bir durumda ödül kullanılabilir. Çocukta iç motivasyon,
merak ya da ilgi yoksa, dış motivasyonla
deneyim sağlatılır. Sonra bu deneyimle iç motivasyon
oluşturulur.

BENİ ÖDÜLLE CEZALANDIRMA kitabından alıntıdır.

BUNU ÇOK SEVDİM

Çocuk yetiştirmede bir kolay olan vardır bir de
doğru olan. Doğru olan anlayışı yerleştirmek zaman
ve çaba ister. Bugün kolayı seçen, yarın zorla
uğraşır.

BENİ ÖDÜLLE CEZALANDIRMA kitabından alıntıdır.

Sabah tören için sıra olduk.Hazırlıklar yapılırken Hayat bayram olsa şarkısı çalınmaya başladı.oynayanlar eğlenenler var.Bir tane öğrencim bana döndü:Öğretmenim ben okula gelmeyeli İstiklal Marşı baya bi değişmiş.Geçen yıl anasınıfında böyle değildi....Yıllarca güleceğim masumluğuna

Bende 61 aylık var veli .... anlamıyor yapar hocam diyor müdüre sordum şimdiden kalması için gerekli tedbirleri al dedi .

hocam siz istediğiniz kadar tedbir alın malesef velinin izni olmadan sınıfta kalamaz

Değerli meslektaşlarım..Yarın öğrencilere minyonlar çizgi filmini getireceğime söz verdim.Bildiginiz güvenilir film indirme sitesi var mı?

O ÇİZGİ FİLM İÇİN PEK İYİ ŞEYLER KONUŞULMUYOR.

Filmin bir illuminati ürünü olduğunu iddaa edenler çoğunlukta: buna tek gözlü minyonları da kanıt olarak gösteriyorlar. Şunu belirteyim: filmin yapımcı şirketinin ismi de illuminati! Hani biraz zorlarsak minyonları illuminati’ye ve hatta yahudilere entegre edebiliriz. Ama buna gerek yok: yine de filmin çocukların üstünde olumsuz etkiler oluşturacağı bir gerçek. ‘Kötülere, kötülüğe hizmet etmek’ güzel bir şeymiş gibi, eğlenceli bir şekilde anlatılıyor da film ondan böyle söylüyorum. Bu arada aklımdayken: Minyonlar filminde ‘para para para’ sözüyle tanıdığımız Napolyon’un da kötü bir efendi olarak lanse edilmesi ilginç bulduğum sahnelerden biriydi. Minyonların, yahudiler gibi yollara düşmesi, sürekli peygamber gelen insanlar gibi farklı insanların denenmesi ve daha bir çok sahne… aaa bir dakika! Ben de komploculara katıldım sanırım.

 Filmin arka planında çok ince mesajlar içerdiği gerçek. Bir kaç kez izledikten sonra gerçekler ortaya çıkacaktır. Ama bu kadar ciddiye almaya gerek yok değil mi? Sonuçta bir animasyon film!

!!!

Bugün birisi "kaçıncı sınıf hocam ?"  deyince birden tek nefeste 3. Sınıf dedim          1 -2 saniye sonra kendime gelip 1 dedim bitkin bi sesle.....    

Listem 42 kişi ancak şu ana kadar 11 öğrencimi hiç görmedim. Sınıfım genel olarak iyi. Bir tane özel öğrencim var. Bir tane Suriyeli öğrencim var. 2 tane okuma-yazma bilen öğrencim var. Biri hiç takılmadan kelime kelime, akıcı okuyor. Zihinden toplama ve çıkarma yapıyor.  Yani şu an 1. sınıfta kazanması gereken her kazanıma sahip. Yarın dikte yaptıracağım. Ailesine sınıf atlatmayı teklif ettim. Yarın iyice gözlemleyip, aileyle kararını vereceğim. Zaten 4 yaşından beri okuyormuş. 1. sınıfta zaman kaybetmesini ve sıkılmasını istemiyorum. Diğer öğrencim heceleyerek okuyor. O şu an 1. sınıfın 2. dönemi seviyesinde, onun sınıf atlaması uygun olmaz. Hayat Bilgisinde tanıştık, matematikte uzamsal ilişkilere giriş yaptık, çizgi çalışmalarına başladık. Ders kitapları bugün geldi dağıttık. Sınıf kurallarını belirledik. Yapmak istemeyen ve sıkılan 2-3 öğrencim var. Ağlayan yok çok şükür. 6 ders 1. sınıflar için çok fazla. Son ders eziyet hem bize hem çocuklara. Oyun hamuru oynadık, resim çizdik, çizgi film izledik yine de günü bitiremedik. Acilen ilkokullarda ders saati 5'e düşürülmeli.

Evet İskete hocam. Bence de 1.sınıflarda 5 ders olmalı. Gerçekten çok fazla geliyor 6 ders.

Listem 42 kişi ancak şu ana kadar 11 öğrencimi hiç görmedim. Sınıfım genel olarak iyi. Bir tane özel öğrencim var. Bir tane Suriyeli öğrencim var. 2 tane okuma-yazma bilen öğrencim var. Biri hiç takılmadan kelime kelime, akıcı okuyor. Zihinden toplama ve çıkarma yapıyor.  Yani şu an 1. sınıfta kazanması gereken her kazanıma sahip. Yarın dikte yaptıracağım. Ailesine sınıf atlatmayı teklif ettim. Yarın iyice gözlemleyip, aileyle kararını vereceğim. Zaten 4 yaşından beri okuyormuş. 1. sınıfta zaman kaybetmesini ve sıkılmasını istemiyorum. Diğer öğrencim heceleyerek okuyor. O şu an 1. sınıfın 2. dönemi seviyesinde, onun sınıf atlaması uygun olmaz. Hayat Bilgisinde tanıştık, matematikte uzamsal ilişkilere giriş yaptık, çizgi çalışmalarına başladık. Ders kitapları bugün geldi dağıttık. Sınıf kurallarını belirledik. Yapmak istemeyen ve sıkılan 2-3 öğrencim var. Ağlayan yok çok şükür. 6 ders 1. sınıflar için çok fazla. Son ders eziyet hem bize hem çocuklara. Oyun hamuru oynadık, resim çizdik, çizgi film izledik yine de günü bitiremedik. Acilen ilkokullarda ders saati 5'e düşürülmeli.

Katılıyorum sn Öğretmenim ilk kez kafam dank etti.6 ders 1.sınıflara fazla değil,çoook fazla

Değerli meslektaşlarım..Yarın öğrencilere minyonlar çizgi filmini getireceğime söz verdim.Bildiginiz güvenilir film indirme sitesi var mı?

ters yüz izletilebilir. ferdinand

Bir sorun, onun ana kaynağı anlaşılmadan çözülemez.
......
BENİ ÖDÜLLE CEZALANDIRMA kitabından alıntıdır.

özellikle 1. sınıfta ödül kullanımı sorun çözmekten ziyade davranış pekiştirme içindir.

mesela doğru bir davranışı yapan öğrenciyi ödüllendirdiğinizde (belki sadece iyi bir söz, belki sadece iyi bir not vermek...) öğrencinin beyninde doğruyu yaptığına dair güçlü bir algı oluşur. tekrarlar sonucunda, doğruyu ve iyiyi  yapmayı hedefleyen çocuk sonunda ödül olmasa bile bu davranışları tekrarlayacaktır. eninde sonunda bu çocuk büyüyecek ve kendine has doğruları olacak ve ona göre yaşayacaktır. işte o zaman mantıklı bir değerlendirme yapabilecektir.
fakat çok küçük bir çocuk şu çıkarımı yapamaz:
doktor olacağım<-o halde tıp okumalıyım<- o halde üniversite sınavından yüksek not almalıyım<- o halde üniversite sınavında çıkacak soruları çözecek yeterlilikte olmalıyım<- o halde sınavda çıkacak soru türlerine göre temel bilgileri edinmeliyim<- o halde edinmem gereken temel bilgileri anlayabilmek için yeterli bulunuşlukluk düzeyinde olmalıyım<-o halde yaşıma göre ihtiyaç duyduğum düzeyi tespit etmeliyim<- o halde tespit ettiğim bu düzeye uygun şekilde kaynaklar edinmeliyim<-o halde bu kaynakları kullanarak kendimi çalışarak geliştirmeliyim<-o halde çalışmam planlı olmalı<-o halde planıma göre çalışmamın bu güne düşen parçasını gerçekleştirmeliyim<-o halde ödevimi yapmalıyım.

bütün bu olalayın farkında olacak şekilde bir öğrenci ancak lise veya üniversite düzeyinde olmalı.

fakat insan genelde uzun vadedeki büyük kazanımlar yerine kısa vadedeki küçük kazanımları tercih etme eğilimindedir.

doğru ve ADALETLİ kullanılan ödüllendirme sistemi iş görür.

ödül var <- o halde çalışmalıyım, hatta en iyi ben olmalıyım.

şimdilik öğrenciler bu kısmı düşünsün, işlemin diğer basamaklarını öğretmenleri olarak düşünmek bizim görevimiz.

Hecelemeden okutmayı nasıl başardınız?

özzzz öğretmenim detaylıca paylaşmış diğer sayfada benim yaptığımı da anlatayım sizlere:
ses hissettirme çalışmalarıyla başlıyordum. ardından nurhan uz öğretmenimizin şarkısıyla pekiştirip kimin adında var oyunu oynuyorduk.oyuna doyarak o bölümü bitirip sesin yazımı işine giriyorduk havada sırada kolumuzla burnumuzla....artık allah ne verdiyse sesi yazıp deftere geçiyorduk. sesi deftere 3 satır yazıyorduk. herkes istediği renk kalemle..görseniz defterleri renkgarenk bıcır bıcır...
sonra iş hecelere geliyordu ama bize uğtamıyordu. çünkü heceyle işimiz yok.. mesela k sesinden sonra ka ki ke falan hiç yazmadık. ka yı tahtada birleştirdik sonra anahtar kelimelerimizden kalemi yazdık kalemin görselini deftere yapıştırdık ardından hemen kalemin içinde geçtiği cümlelere geldik. o kadar güzel cümleler çıkıyor ki insan şaşırıp kalıyor. ( mesela y sesini verdiğimde dayı kelimesini  oluşturduk cocuğumdan çıkan cümle Ali dayı bir gecede paraları 7. sen bu cümleyi dikte olarak yazdırabilir misin cok zor ama bunu çocukların kendisi yapması ohh ne büyük bi mutluluk.. )
çümlenin ne olduğunu bilen çocuklarım kendi kendilerine kelime sayıları,olumlu- olumsuz cümle, soru cümlesi, ünlem cümlesi hepsini kendileri olusturdu. sorunsuz bi şeklide öğrendiler...'ormanlarımız' kelimesini hecelemeden bi çırpıda okuyan öğrencisin olmasını kim istemez. işste ben ve ses temelli cümle yöntemini doğru uygulayan tüm arkadaşlar bu zevki sonuna kadar tattı..
uygulamada anlatamadığım bir sürü şey varç bunun için ilgili forum konusu '1. sınıfı hecelemeden okumanın önemi' inceleyin öğretmenim...

not not şu an aklıma gelen bir cümle: Soylu sobayı elleme ellerin yanar.(sobayı öğrenmedikleri için onun resmini yapmışlardı.)

 bu gün ise dünkü planlamama uyarak günü bitirdim. sınıfmda 3 tane anasınıfına gitmeyen öğrecim var. onlarla daha fazla ilgilenmem gerekiyor.. şimdi biraz yarının planlamasını yapmam lazım. 2 çocuk olunca işi bu saate kalıyor
tüm zümrelerime iyi geceler...

1.sınıflar 5 saate düşürülmeli.Bizi duyan bir tane bile yetkili yok.

1-yoklama-Sınıf Kuralları
2- Sınıf Kuralları
3-Çizgi çalışması ve boyama
4-Okulistikten şarkı dinleme-el hareketleri
5-çizgi çalışması ve boyama
6- Mandallarla makarna taşıma

Hadi hayırlı uğurlu olsun. Çocuklar hem her şeyi yapmak istiyorlar hem de hiç bir şeyi yapmak istemiyorlar. Hepimize Allah kolaylık versin.

Günaydın herkese okulistik üyeliği öğretmenlere ücretli mi? Bende üye olmak istiyorum

Bugün bahçede hangi oyunları oynayabiliriz farklı öneriniz var mı