Günaydın mı diyeyim iyi geceler mi diyeyim bilemedim ki. Uykum kaçtı sinir bozukluğundan yine
Şu dersliğimi bir tamamlayabilsem rahatlayacağım.
Şöyle bir bakıyorum, bizim geçen seneki trafik dersi var mı yok mu sorununa dönmüş bu iş. İkinci dönem bile uyum var mıyı tartışacağız herhalde.
Öğretmenlerim, zaten uyum programı kaldırılsa bu yönde bir açıklama yapılırdı değil mi? Ayrıca 60 aylıklar halen okula geliyor. Küçüklerin kaydı yapılmıyor diye bir yanlış algı da var ortada. Uyum kitapları sizin okullarınıza gelmemiş olabilir ama varlar. Uyum dönemi geçen sene de esnekti. Sınıfın durumuna göre son günü 29 Kasım olacak şekilde ister 12 hafta ister 3 hafta uygulanabiliyordu. Bu yıl da aynı şey söz konusu. Sınıfınızı gözlemlersiniz. Durumlarına göre uyum sürecini ister uzatır 12 hafta yaparsınız ister 2 haftada bitirirsiniz. Ders kitapları zaten hiçbir zaman güncel olmadı ki bu sene öyle olsun. Onlara bakarsanız yanılırsınız. Uyum programı aksi yönde bir açıklama yapılmadığına göre var ve süresi sizin sınıf seviyenize bağlı.
Bir de lütfen uyum dönemini sadece çizgi boyama çalışmalarıyla geçirmeye kalkışmayın. O zaman elbette hem çocuklar hem siz sıkılırsınız. Bu süreci okul ortamına alışma, kuralları benimseme, arkadaşlarla uyum içinde olma gibi kazanımlar için de bir fırsat olarak görelim. Bizim eğitim sistemimizin en büyük hatası tekrar ve pekiştirmeye zaman bırakmaması. Herhangi bir kazanımı iki ders işleyip üç soru çözdürünce kazanılmış varsayıyoruz. Oysa bu yaş çocukları bol tekrara ihtiyaç duyar. Uyum sürecini bu tekrar ve pekiştirmeler için bir fırsat olarak görürsek daha iyi olur bence. Artık bazı şeyler değişti. Biz istesek de istemesek de bizler de değişmeliyiz. 72 ay üstü çocuklara yaptığımız muameleyi şimdi 60 ay üstü çocuklara yapmaya kalkışırsak hem biz hem onlar kaybeder. Sakin ve kararlı şekilde devam edelim. Çocuklarımız hazır oluncaya kadar bekleyelim. Kimse yakamıza yapışmış değil Aralık'ta okumaya geçilecek diye. Ki yapışsa ne olur birinci sınıf Ocak değil Haziran ayına kadar sürüyordu son baktığımda.
Herksete bir karamsarlık bir depresyon hali var. Yahu bu çocuklar analarının kucağından kalkıp geldi elimize. Tabii ki alışmakta zorlanacaklar, korkacaklar, çekinecekler. Resim yapamıyor olmaları, kalem tutamıyor olmaları, ağlamaları kadar doğal birşey yok. Sadece zamana ve desteklenmeye ihtiyaçları var. Herşey yoluna girecek. Şunu kabul edelim; bundan sonra birinci sınıflar eskisi gibi olmayacak. Biz de eskisi gibi olamayız bu yüzden. Bugüne kadar çocuklar rekabeti sever dedik ilk günden öğrencilerimizi birbirine rakip yaptık, yarıştırdık, sıraladık, 5,6 sene sonra girecekleri sınavlara hazırlamaya kalkıştık. Sonuçlar ortada. Birşeyler değişmek zorunda ve bu değişime kendimizden, yöntemlerimizden başlamalıyız.
Ne diyeyim, hepinize günaydın diyeyim bari
Haydi, kolay gele!