çocukluğun saf cennetinde yaşarken düşüp dizini yaralayan küçük, ilerde
başına nelerin geleceğini bilemiyor.
Yaşamak nedir ki ?..
Düş kırıklıkları…
Yıkılmış tutkular…
Kırık seviler…
Yitirilmiş dostluklar…
Unutulmayacak ölümler…
Uçup giden sevgililer…
Acılı aşklar…
İnsan yaralana yaralana yaşar.
Çünkü, yaşam tam bir savaş meydanıdır, yaralanmadan yaşamak olanaksızdır
Peki, insanın yüreğini açıp baksanız, geçmişin yara izlerini görebilir
misiniz ?..
Hayır !…
***
Çünkü, insan çocuk gibi…
Yüreği yaralandıktan kısa bir süre sonra, akan kan duruyor,
pıhtılaşıyor, aradan zaman geçince yara kabuk bağlıyor, kaşınmaya
başlıyor.
Yaranın kurumuş kabuğunu çocuksu bir güdüyle kaldırınca, altında yeni
ve taze bir ten oluştuğunu görüyorsunuz.
Bereket zaman akıyor…
Ya dursaydı ?…” ''İlhan SELÇUK''