Hayattakilerin dünyasından da, ölülerin dünyasından da aynı çığlık yükseliyordu:" Önemsenmek istiyorum,değerli olmak istiyorum, sevilmek istiyorum..."
Kainatın her köşesinden de başka bir ses yükseliyordu: " Sizi çok seviyorum, sizi çok önemsiyorum, size çok değer veriyorum. Sizin için her an yarattığım nesnelere bakın, varlıklara bakın. Yağan yağmura bakın. Ellerinize bakın. Taşlara bakın. Gökteki aya bakın. En çokta size verdiğim, kendinize bakın. Size beni tanıma fırsatı verdim. Daha ne vermemi istiyorsunuz? Sizden çok mu şey istiyorum? Siz de, size verdiğim benliği bana verin."
............................. ............................. ..
Kendine acımanın en bildik yolu, şikâyet etmektir.
Hayatını şikâyet etme üzerine kurup sürekli bir mağduriyetten dem vurmak, narsistleşmiş benliğin kurnazca bir oyunudur.
............................. ...........................
Hayat bu değil midir zaten? Bulmak ve kaybetmek, doğmak ve ölmek, hastalanmak ve iyileşmek.
............................. .............................
Mustafa Ulusoy/Aynalar koridorunda ask