Üstün Dökmen hocamın yanılmıyorsam İLETİŞİM ÇATIŞMALARI VE EMPATİ kitabında okumuştum.Diyordu ki insanlar yeni birşey yapmaya kalkıştıklarında en olumsuz keti başta eşleri vuruyormuş.Benim eşimde dahil olmak üzere sen kadınsın yapamazsın,başaramazsın.11 yıldır sınıf öğretmenliği yapıyorum.Asıl branşım biyoloji.Mezuniyet 2001.2009 da Anadolu ve Fen liselerine öğretmen seçim sınavına girmek istedim.Eşimin dediği girme rezil olursun.8 yıldır branşım ile ilgili tek kitap yüzü açmadım.Eşime dedim görürsün sen hiç çalışmadan gireceğim.Zaten kızım daha bebek çalışmak ne mümkün.Derken sınava girdim.68 aldım.Eşimdeki cümle aynen şu ammada yüksek almışsın.Ben o sınava girsem adımı yazsam en az 70.Branşımda yarıştığım öğretmenlerin hepsi bir fiil lisede branşında çalışan öğretmenler.Derken 1 ay sonra sonuçları il sıralamalarını bakanlık açıklamış ilde 20 tane biyoloji öğretmeninin içinde 4.olmuşum.Haberim yok.Puanımı biliyorum fakat il sıralamalarından haberim yok küçük bebeğimden dolayı kafamı kaşıyacak vaktim yok.Arkadaşlarım tebrik için arıyorlar listeyi görmüşler.Derken yıl 2012 ve eşim lisede çalıştığı için aynı sınava girmek zorunda.Girdi ve ne oldu hani adını yazsa 70 di ya 61 puanı zor aldı.60 baraj zaten.İlde 28.oldu.Ama dilime düştü bir kere.Ondan sonra bir daha bana yapamazsın edemezsini bıraktı.Helal olsun sana dedi.Şimdi dediği bizim hanım kafaya neyi takarsa yapar onu oldu.Demem o ki Türk toplumunun genel sorunu kadını aşağılamak.Öyle olmasa kadın için eksik etek,saçı uzun aklı kısa,elinin hamuruyla erkek işine karışma denirmiydi hiç.Aslında bilmiyorlar ki kadın ne kadar eğitimli olursa toplum o kadar gelişir.Unutmayalım ki çocuğun ilk öğretmeni annesidir.Kadınlara toplumdaki imkanlar sonuna kadar sunulsa neler başardıklarına herkes şaşar kalır.