Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah size, mutlaka emanetleri [işleri] ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder.) [Nisa 58]
---
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(İş ehli olmayana [layık olmayana] tevdi edildiği [verildiği] zaman, kıyameti bekle.) [Buhari]
--
--
Bu ayet ve hadislerden benim anladığım işi yada emaneti yandaşına ,hısımına,partiline,hemşerine değil işi bilene yani ehil olana ver diyor.
şimdi önümüzde mükemmel ayet ve hadisler var.ne denilse gerisi boş.ancak biz yine bildiğimizi yaparız.çünkü cesuruz(cahil cesur olur ya).bizim mantığımız "bizden olsun, isterse çamurdan olsun" şeklinde çalışır.işi ehline verme meselesi aslında kanunlarlada sabittir.ama bu vekalet etme şekli hep alternatif olmuştur işin ehline verilmesine.aslında ehil olma durumu yönetime göre de değişiyor.herkesin adamı ehil oluyor, diğerleri ne oluyor bilmiyorum.amaçların, hedeflerin belirlenmesi ve doğru belirlenmesi ehil olacak kişilerinde bir nebze belirlenmesine vesile olabilir.hepimiz bu güzide ve necip milletin emrindeyiz.ne demek "sen bizden değilsin" ağzınla kuş tutsan da nafile!!!!
çalışma alanları yaptığı işle bağdaşmayan çok yönetici var kurumlarda.kim bu şartlarda işin ehli verildiğinden söz edebilir ki?
kimse ülkesini bir diğerinden daha fazla sevdiğini iddia edemez.sevgi ancak hizmetle ölçülür,devlet malı ve millet malı bir toplu iğneyi heba etmemekle ölçülür.
çalışma ortamında çalışanlarla anlaşmak, uyumlu olmak, hem fikir olmak elbette güzel.ama ortak paydamız "TÜRKİYE" değil mi?siyasi fikirlerin temelinde ülkeye hizmet etmek yatmıyor mu?mesele nedir o zaman?gerisini benim aklım almaz.elbette art niyetliler olacaktır.sağlıklı bir sistem onları zaten eleyecektir.verelim el ele, çalışalım Türkiye için.hepsi bu.
selamlar