Karpuzun Kansere Faydası

Çevrimdışı rizab

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
28 Haz 2009 17:45:26
Yaz mevsiminin vazgeçilmez meyvelerinden karpuz, içeriğinde bol miktarda bulunan “laykopen” maddesi nedeniyle kanser türlerine karşı etkisinin yanı sıra kalp fonksiyonlarının ve kan basıncının düzenlenmesine de yardımcı oluyor.

Karpuzun yüzde 95'inin sudan oluştuğunu bildiren uzmanlar, temizleyici özelliği nedeniyle böbrekleri çalıştırdığını ve idrar söktürdüğünü belirtti.

Yaz mevsiminde insanlara bol miktarda karpuz tüketmelerini tavsiye eden uzmanlar, “laykopen” maddesinin antioksidan özelliği nedeniyle kansere karşı koruma sağladığını ifade etti.

Kansere yol açan en büyük sebeplerden birinin doku ve organların zararlı maddeler nedeniyle hasar görmesi olduğuna dikkat çeken uzmanlar, karpuzun içeriğinin zararlı toksinlerin sağlıklı doku ve organlara bağlanmasını engellediğini bildirdi.

ZAYIFLAMAK İÇİN İDEAL

Uzmanlar, karpuzun besin değerinin kabuğunda saklı olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Bu nedenle, olabildiğince kırmızı etli kısmın altındaki beyazımsı kısmı tüketmeye bakmalısınız. Kısa sürede çok kilo vermenin bir yolu da karpuz rejimi yapmaktan geçiyor. Bol miktarda su içermesi, şeker barındırması ve boşaltımı hızlandırması gibi özellikleri nedeniyle kilo vermeyi sağlayabiliyor. Ancak süreyi kısa tutmak ve tek yanlı bu beslenmeye yüklenmemek koşuluyla.”

Karpuzun besin değeri açısından da oldukça zengin bir meyve olduğunu belirten uzmanlar, orta boy bir karpuzdan kesilen ince bir dilimin 6.4 gram kanbonhidrat, bir miktar protein ve yağ ile 26 kalori içerdiğini bildirdi.

Karpuzun yüksek miktarda su içerdiğini ve hazmı kolay olan bir meyve olduğu için de sık tuvalete gidilmesini ve buna bağlı olarak vücuttan atık maddelerin daha sık dışarı atılmasını da sağladığını anlatan uzmanlar, karpuzun bu özelliklerinden yararlanmak için yemeklerden çok önce, mide boşken tüketmek gerektiğini söyledi.

Karpuz çekirdekleri de içinde bulunan “cucurbocitrin” adlı maddeyle kan basıncını düşürmeye ve böbrek fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı olduğunu ifade etti.

Uzmanlar, yağ ve kolestrol içermemesi ve kalorisinin de düşük olması nedeniyle yaz aylarında yapılan diyetlerde özel bir yeri bulunan karpuzun tüketilmesi için olgunlaşmış olmasına özen gösterilmesi gerektiğini bildirdi.

Tatlı, sulu ve olgun bir karpuz seçmek için kabuğunun renginin parlak değil, mat olmasına ve tırnakla hafifçe kazındığında yeşil kısmının kolayca çıkmasına, toprağa oturan kısmının renginin açık sarı olmasına dikkat edilmesi gerektiği belirtildi.

Uzmanlar, kesilerek alınan karpuzun içinin renginin parlak kırmızı, çekirdeklerinin de koyu kahverengi veya siyah renkte olmasına dikkat edilmesini istedi.


ANADOLU AJANSI

Çevrimdışı rizab

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 28 Haz 2009 17:47:20
Birde Benim Tavsiyem Karpuzun Küçüğünü Almayın.büyük Karpuz Her Zaman Makbuldur.

Çevrimdışı hemaw

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.400
  • 19.127
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.400
  • 19.127
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 28 Haz 2009 18:00:03
rizab hocam kanser önleyici gıdalar hakkında özel bir ilginiz var. bunun nedeni nedir? benim annem kanser hastası olduğu için özellikle takip ediyorum. paylaşımlarınız için de ayrıca teşekürler.

Çevrimdışı rizab

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 28 Haz 2009 19:06:50
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
rizab hocam kanser önleyici gıdalar hakkında özel bir ilginiz var. bunun nedeni nedir? benim annem kanser hastası olduğu için özellikle takip ediyorum. paylaşımlarınız için de ayrıca teşekürler.


özel neden yok. bende reflü var. yanlız babam  akçiğer hanımın babası beyin kanserinden genç yaşta aramızdan ayrıldılar. 3  senedir alternatif tıpla ilgileniyorum. mayıs ayı benim kantoron otu,kekik,alıç, papatya ebegümeci gibi bazı otları topluyor. okulla beraber kahve içmiyor kendi yaptığım yeşil çaylardan içiyorum. yanlız bu üç süre zarfında bitkiler hakkında çok şey öğrendim.  Allah kimseye sağlık sorunu vermesin hatanelere düşürmesin. anneniz ne kanseri. size tavsiyem ısırgan otu yanlız mümkünse tohumunu biz buna erkek ısırgan diyoruz. geçen ay olsaydı toplar size yollardım. yanlız hepsi burada gibi yerlerde ısırgan tohumu kapalı ambalajda satılıyor. balla karıştırıp yiyorsunuz. tabi bulursanız ısırgan otu haşlama salatası  nı sofradan eksik etmeyin. mide kanseri ise  kantoron yağı içmenizi günde 1 tatlı.  kaşığı tavsiye derim.tabi bu tavsiyeler i yaparken tıp ilaçları ve doktor tavsiyelerini ihmal etmeyin. Annenize acil şifalar dilerim.

Çevrimdışı hemaw

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.400
  • 19.127
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.400
  • 19.127
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 28 Haz 2009 20:51:53
annem meme kanseri göğsünün biri alındı. 2ile3. aşama arasında farkettik. şimdi sağlığı iyi üç ayda bir kontrole gidiyor. ancak doktoru ısırgan otunu tavsiye etmedi. sanırım önleyici etkisi var. bazı bitkileri dikkatli kulanmak gerekiyor. bilinçsizce kullanınca fayda yerine zarar veriyor. mesela bizim buralarda baba halil ana babazahteri gibi isimleri olan kekik ailesinden bir bitki var şeker hastalığına, tansiyona, boğaz iltihabına iyi geliyor. ben de  kullandım. ancak düşük tansiyon olduğu için bayıldım. çünkü yüksek tansiyon hastalarının kullanması gerkiyormuş. doktorumuz meyve ve sebze ağırlıklı ve doğal besinlerle beslenmemizi ve her şeyi mutlaka mevsiminde yememiz gerektiğini söyledi.
bitki çaylarını tercih ediyorum ama kahveden bir türlü vazgeçemedim.
ilginize teşekkürler. butondan olmadı malum 24 saat uygulaması

Çevrimdışı makalamar

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 422
  • 108
  • 422
  • 108
# 28 Haz 2009 21:55:36
süpermiş:)

Çevrimdışı Ayilikçi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.835
  • 2.961
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.835
  • 2.961
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Haz 2009 22:06:53
paylaşım için çok teşekkürler...

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 28 Haz 2009 22:19:04
  Karpuzu zaten çok severim.Yazın kahvaltıda bile yerim. rizab öğretmenim, bende de reflü var. Ayrıca daha önceki yıllarda mide kanaması da geçirdim. O yüzden kantoron otunu çay gibi demleyip içtim. Çok iyi geldi.
  Karpuzun sindirimi de kolay olduğu için yazın bol bol yemek gerekiyor. Hatırlattığınız için teşekkürler.

Çevrimdışı alüminyum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 792
  • 940
  • 792
  • 940
# 28 Haz 2009 22:46:57
Karpuz sindirim sistemi tembelliği olanlara iyi gelmiyor.

Çevrimdışı berksema

  • Uzman Üye
  • *****
  • 346
  • 2.036
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 346
  • 2.036
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Haz 2009 16:49:38
Fazla yenmesi de çok kilo yapıyor. Bunu da unutmayın.

Çevrimdışı saraydangelme

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
# 06 Tem 2009 13:42:31
   


Türk bilim adamları, antikanserojen özelliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanan siyah üzümün kanser hastalarında destekleyici tedavide kullanılması için proje yürütecek.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ile Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’nın ortaklaşa yürüteceği projenin başarıya ulaşması halinde hastalar yüksek fiyata aldıkları ithal ürünü çok ucuza edinebilecek.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, dünyada ve Türkiye’de artış gösteren lösemi, lenfoma ve myeloma gibi hastalıklara yönelik tedavilerde büyük gelişme olmasına rağmen olumlu sonuç alınamayan vakalar da bulunduğunu söyledi.

Yıllardır ”Kemoterapinin yanı sıra destekleyici bir ürün alıp alamayacakları”nı soran hastalarına bununla ilgili bilimsel yayınlar az olduğu için çekingen yanıtlar verdiğini anlatan İlhan, bazı hastalarının ithal edilen pahalı ürünlerden kullandıklarını ifade etti. İlhan, sözlerini şöyle sürdürdü:


”Son yıllarda siyah üzümün kabuğunda bulunan resveratrol adı verilen doğal antibiyotiğin lösemi hastalarında etkili olduğuna ilişkin araştırmalar yayımlandı. Bununla ilgili bir çalışma 33. Ulusal Hematoloji Kongresinde ikincilik ödülü aldı. Nature gibi dünyanın belli başlı dergilerinde bu maddenin kanser hücrelerine karşı etkili olduğu gösterildi ve çalışma çok hızlı ilerliyor. Hatta KML türü kanserli hastalarda çok etkin olan Glivec ilacına direnci olanlarda bile bu maddenin etkili olduğu ortaya çıktı. Yürüteceğimiz bu sosyal sorumluluk projesiyle önce Ziraat Fakültesi’ndeki araştırmacılar tarafından resveratrolun ülkede yetişen siyah üzümlerdeki oranı belirlenip ıslah çalışmaları yapılacak. Projenin ikinci aşamasında ise tıp fakültemizin hematoloji bilim dalında önce hayvan, sonra da insan deneyleriyle bu maddenin hastalar üzerindeki etkinliği belirlenecek. Proje başarıya ulaşırsa hastalar bu ürünlere çok daha ucuza ulaşabilecek.”

”Ürünün kemoterapi gören hastalarda etkili olup olmadığı” sorusu üzerine de İlhan, bazı bilim adamlarının kemoterapiden sonra değerlerinde düşme olan trombosit ve lökositlerin toparlanmasında bu maddenin etkili olduğunu gösteren çalışmalar ortaya koyduklarını bildirdi. İlhan, ”Literatüre geçen çok başarılı sonuçlar var. Kemoterapide dirençli olgularda bile işe yaradığı görülmüş” şeklinde konuştu.

Antikanserojen etkisi olan bu maddenin bir alternatif tedavi değil, ilaçla beraber alınması gereken tamamlayıcı bir ürün olduğunu vurgulayan İlhan, ”Lösemi ve lenfoma tedavisinde, kemoterapinin etkisinin artırılması ya da yan etkilerinin azaltılması için kullanılabilecek. Ama bunun için öncelikle projemizin sonuçlanması gerekir” dedi.

-RESVERATROLUN ANTİKANSEROJEN VE ANTİMUTAJEN ÖZELLİĞİ-

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gökhan Söylemezoğlu da siyah üzümün soğuk hava koşulları, mantar enfeksiyonları gibi etkenlere bağlı olarak kendini korumak için ürettiği resveratrolun, antikanserojen ve antimutajen özelliği bulunduğunu söyledi.

Bu maddenin siyah üzüm çeşitlerinde yoğun olarak bulunduğunu anlatan Söylemezoğlu, araştırma kapsamında, asmanın gen merkezi olan Türkiye’de yetiştirilen üzüm çeşitlerinde bu maddenin düzeyinin belirleneceğini kaydetti.

Söylemezoğlu, çalışma kapsamında üzümün çekirdeği, kabuğu ve salkım sapının yanı sıra şarap ve pekmez gibi bu meyveden üretilen ürünlerdeki resveratrol düzeyine de bakacaklarını bildirdi.

Üzüm suyu ve kuru üzüm gibi besinlerdeki resveratrol oranını da araştıracaklarını belirten Söylemezoğlu, ”Bu araştırma, hem kültür çeşitlerinde hem yabani tipteki asmalarda hem de Amerikan türlerinde yürütülecek” diye konuştu.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak ise projeyi TÜBİTAK, DPT ve diğer ilgili kuruluşların desteğiyle yürütmeyi planladıklarını söyledi.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK