Kitabın felsefesi

""Alıntı sahibi: fusunali üzerinde Bugün  10:05:20 ÖÖ
17 yaşına kadar izmir il halk kütüphanesi,çocuk kütüphanesi ve milli kütüphanede her türden kitabı bizzat kütüphaneye gidip okuyan,gece lambası altında annemin" uyu artık" diye söylenmesine rağmen bitirmeden uyuyamayan ,şu an 40 yaşında her yıl mutlaka 30 kitap okuyan,evime gelen  küçük büyük herkese kitap veren biri olarak hala öğretmenler kitap okumuyor diye düşünen ve yazanları bizi kendini yetiştirmeyenler diye adlandıranlara şunu sormak istiyorum siz kaç kitap okudunuz? kendinizi yeterli hissediyor musunuz?

Alıntı sahibi: fusunali üzerinde Bugün  10:08:25 ÖÖ
Son yıllarda en çok okunan kitaplar kategorisinde psikolojik yazıların öne çıkmasına,kitap okumanın bir modası olmasına,kitapların yazarlara göre seçilmesine,tek felsefe ya da tek düşünceyi irdeleyen türden kitapların okunmasına ne diyorsunuz?

Hocam dilerseniz söylediklerinizi "Kitabın Felsefesi" konusunda paylaşabiliriz.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Saygılar.""

Kitapların insan merkezlı olmasına ve günümüzde psikolojik tahlillerin daha çok vıtrınlerde yer almasını ben kendımce söyle  ifade etmek istiyorum...İnsanlık artık kendini buldu,insanı tanımanın önemini farkettiler.Bu yüzden insan odaklı yayınlar çoğaldı.İnsan kendini tanıdıkça yenı sorunlarını,sıkıntılarını da öğrendi..Psikolojik tahlillerin olduğu kitaplar çoğunlukla insanın yaşadığı sıkıntılara çözüm sunan rahatlatıcı telkinlerin olduğu eserler..İnsanlarda hem kendilerini daha ii tanımak hem de sıkıntılarına çözüm yoları bulmak için bu yolu tercih etmeye başladılar diye düşünüyorum..

bir de şunu hatırlatayım.evet internette zaman geçiriyoruz ama okuyarak.Kitap okumakla eş değer olmasa da OKUYORUZ ama.

bir de şunu hatırlatayım.evet internette zaman geçiriyoruz ama okuyarak.Kitap okumakla eş değer olmasa da OKUYORUZ ama.

Hocam yukarıdakı değerlendirmeniz takdire değer..Özellikle şu iki cümle ne kadar çok şeyi ifade ediyor aslında...

"Kitaplar hayatıma giren en doğru alışkanlık"

"Aslında yazarını bilmeden okumak  ön yargım olmadan okumam için aldığım bir karardı""

Son yıllarda en çok okunan kitaplar kategorisinde psikolojik yazıların öne çıkmasına,kitap okumanın bir modası olmasına,kitapların yazarlara göre seçilmesine,tek felsefe ya da tek düşünceyi irdeleyen türden kitapların okunmasına ne diyorsunuz?

Kitapların insan merkezlı olmasına ve günümüzde psikolojik tahlillerin daha çok vıtrınlerde yer almasını ben kendımce söyle  ifade etmek istiyorum...İnsanlık artık kendini buldu,insanı tanımanın önemini farkettiler.Bu yüzden insan odaklı yayınlar çoğaldı.İnsan kendini tanıdıkça yenı sorunlarını,sıkıntılarını da öğrendi..Psikolojik tahlillerin olduğu kitaplar çoğunlukla insanın yaşadığı sıkıntılara çözüm sunan rahatlatıcı telkinlerin olduğu eserler..İnsanlarda hem kendilerini daha ii tanımak hem de sıkıntılarına çözüm yoları bulmak için bu yolu tercih etmeye başladılar diye düşünüyorum..
 

bunun sonucu olarak umarsamazlığın arttığını,her olayın kanıksandığını gelişmelerin insanlar üzerinde fazla etkili olmadığını ya da çözüm üretmek yerine tv deki eğlence programlarının teselli olduğu bir topluma mı dönüştürüldük acaba.

kesinlikle öyle size katılıyorum fusunali.Okulda biile çocuklar tv programlarından bahsediyorlar,okudukları kitaplardan bahsetmiyorlar ki.Evde de saatlarce tv karşısında ilgisiz , bilgisiz aileler olunca çocuklar da öyle oluyr.Okulda aşılamaya çalışıyoruz ama  bakalım .sabır gerekiyor.bir de istek olacak çocuğun içinde.Ben de ilgisiz bir ailede büyüdüm.Ama ortaokula geldiğimde kütüphaneye üye olmuştm.Lisede de hem okul kütüphanesi hem şehir kütüphanesi hem de mahallelerde dolaşan gezici kütüphaneye üye olup farklı eserler okuyayım bir seyler öğreneyim,zamanımı anlamlı  geçireyim diye uğraşır dururdum.Kardeşim de benim tam tersimdi.Yani biraz da insanın elinde.
Öğrencilerime kitap okumayı  sevdirmeyi ve alışkanlık haline getirmelerini kazandırmaya uğraşıyorum...Sabır ve azim en büyük dostumuz.

Bir yazar kitap hakkında bizim pek sık kullandığımız "kitap okuma alışkanlığı" sözünün aslında doğru olmadığını, kelimenin tam yerine oturmadığını söylüyor. Doğrusunun kitap okuma alışkanlığı değil kitap okuma becerisi olduğunu söylüyor. Kitap okuma hadisesinin ciddi bir kazanım olduğunu bunun da aslında sıradan bir alışkanlık olayı olarak görülmemesi gerektiğini belirtiyor. Çünkü beceri farklı birşey herkes yapamaz. Nasıl herkes resim yapamıyor, herkes bir müzik aletini çalamıyor, bazı davranışlar bir beceri gerektiriyorsa kitap okuma da bir beceridir. Yani herkesin yapamayacağı birşey.

Bu beceriyi kazandırmada özellikle sınıf öğretmenleri ile anne ve babalara çok iş düşüyor.

 Aklıma MEB'in "haydi kızlar okumaya" sloganı geldi. Yine bir yazar bu sloganı şöyle değiştiriyor. "haydi okuma bilenler okumaya"

Toplum olarak yaşadığımız sosyal sıkıntıların başında bana göre bilinçli bir birey olamamız geliyor.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluşumuz.
Biz, bize verilenle yetinmeye alışmışız. İstemeyi, doğruyu aramayı bulmayı istemek bize uzun yol gibi geliyor.  
  

bana kalırsa kitap okumak güzel konuşmanın ve de yaşayabilmenin altın anahtarıdır 

kitap okumak yaşamaktır.kitap okumak aşktır.kitap okumak farklı olmaktır.kitap okumak farklı bakmaktır dünyaya.kitap okumak bir sevdadır bence...