Eskişehir'de bir okulda müdür yardımcısı olan tekvando antrenörü Dilek Karakuyulu, Millî Tekvandocu kızının başarısı için kızının antrenörlüğünü yapıyor.
Şehit Mustafa Türker İlkokulunun müdür yardımcısı olan 24 yıllık sınıf öğretmeni Karakuyulu, hem başarılı bir öğrenci hem de iyi bir sporcu olması için 20 yaşındaki kızı Gülsena Karakuyulu'nun en büyük destekçisi oldu.
Gülsena'nın ilkokulda öğretmeni olan ve halk oyunları ekibindeki kızına eğitmenlik de yapan Karakuyulu, teşvik etmesiyle tekvandoya başlayan kızının 10 yıldır da antrenörlüğünü sürdürüyor.
Dilek Karakuyulu, sınıf öğretmenliğinin yanı sıra halk oyunları, bocce ve tekvando antrenörlüğü yaptığını da söyledi.
Karakuyulu, konuşmasına şöyle devam etti:
"İyi bir anne, iyi bir öğretmen ve iyi bir antrenör olmak istiyorsunuz. Eve gittiğimizde annesiyim. Evde anne, okulda öğretmen ayrımını yapmak zor oldu. Antrenörlüğünü yapmaya başlayınca çok güzel başarılar elde ettik. Kızım da yetenekli olunca başarılar geldi. Türk bayrağını en yüksekte dalgalandırmayı çok istemiştim. Bu duyguyu kızım sayesinde yaşadım."
Karakuyulu, diğer öğrencilerini ve sporcularını kızı Gülsena'dan asla ayırmadığına işaret ederek "Tek çocuğum Gülsena olmadı. Öğrencilerime de 'çocuklarım' diyorum. Gülsena kızım olabilir ancak sınıfa girdiğimde öğrencim, antrenmanda ise sporcumdur." diye konuştu.
"Başarılı olmamın temeli annemdir"
Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü 2. sınıf öğrencisi 20 yaşındaki millî tekvandocu Gülsena Karakuyulu, 2014 yılından bu yana katıldığı müsabakalarda 8 Türkiye, 6 Avrupa şampiyonluğu, 4 dünya ikinciliği elde ettiğini söyledi.
7 yıldır millî takımda yer aldığını belirten Karakuyulu, "Tekvandoya hiç istemeyerek başladım. Annemin sayesinde tekvandoyu sevdim. O olmasa asla tekvando yapmazdım. Şu anda başarılı olmamın temeli annemdir." dedi.
Karakuyulu, sporcu olmaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
"Yaşıtlarıma göre daha fazla ülke gördüm ve üniversiteye daha rahat girebildim. Şu anda yaşadığım hayatın her şeyini anneme borçluyum. Küçükken evde 'anne', okulda 'öğretmenim', antrenmanda 'hocam' demek benim için oldukça karmaşık geliyordu ama zamanla alıştım. Antrenmanda 'anne' diye seslendiğimde uyarırdı. Çünkü diğer öğrencileri de onun çocuğu gibidir."