Aşının içeriği sağlık bakanlığı tarafından sunduğum linkte mevcut, bunun dışında içeriğindeki tüm teferuatları vikipedia’da dahi birçok yerden edinmek hatta laboratuar koşullarında incelemek mümkün. Tıpta herhangi bir ilacın aşının içeriğini bilememek diye bir şey söz konusu olamaz, tüm dünyada milyarlarca doz aşı olacak, ama içinde ne olduğunu bilmeyeceğiz, üstelik hem bilemediğimizi iddia edip sonra içinde zehir olduğunu iddia edeceğiz,yahu hani ne idüğü belirsiz şeylerdi, grafen oksit olduğunu nasıl bulduk? Ispatı çok çok kolay bir durum üzerinden paranoya yaratılır ve aşıya dair güven bunalımı yaratılmak istenir.
Fakat sosyal medya hesaplarında videolarla adlarını öğrendikleri kimi insanların 3-5 dk lık videolarına aşşşırı düzeyde güven duyulur. Tek temel gerçeklikmiş gibi her yerde paylaşılır. Türkiye’nin ve dünyanın en önemli tıp kurumlarındaki açıklamalar veri kabul edilmez ,ama sosyal medyaya sıkışmış muhtemelen aşı karşıtı oldukları için tanınan 3 isme güvenilir, Bahsi geçen isimlerden biri mikrobiyolog, diğeri biyomedikal uzmanı , diğer Türk doktor,İlk iki yabancı doktorun bahsettiğim 3-5 dk lık videoları dışında bilgi edinmek çok güç.
Dr Meltem Özen konusunda bilgi toplamak cok daha kolay; kendisi aşı olmamış evet, fakat şu teferruat aşı olmamasından daha önemli; kendisi coronavirus ile ilgili kitap cıkarmış ve sosyal medya hesabında her yorumcusuna kitabını öneren bir doktor, kitabın ismi hiç şaşırtıcı değil; “KORONA AŞISI “..Bu kitabı satmanız için gereken şey aşı oldum demekten mi geçer,yoksa aşı olmadım demek mi?
İçinde grafen oksit varmış iddiasına cevaplar;
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] EK NOT: Mehmet Ceyhan Çocuk ENFEKSİYONLARI uzmanıdır .
Bunu dışında “Türkiye’de Tıp” denince akla gelen üniversitelerin enfeksiyon hastalıkları ana bilim dalları başkanlarının aşılar konusundaki çabalarını aşağıya bırakıyorum, bu üniversitelerin dünya çapında olduklarını gururla belirtmek de isterim , aşı karşıtlığının esamesi böylesi güzide üniversitelerden asla çıkmaz, buralarda sözü geçen tek şey vardır; Bilim
Hacettepe Üniversitesi: Prof Dr Serhat Ünal
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] Koç Üniversitesi: Prof Dr Önder Ergönül
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] Cerrahpaşa Üniversitesi : Prof Dr Fehmi Tabak
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] Aşı konusunda tereddutleri olduğunu söyleyen Dr. Malone’yi önce malın mucidi diye tanıtılır, sonra aşı olmayın dediği söylenir, sonrasında verdiğim linkte direkt Malone’nin kendi cümleleriyle hem mrna aşısını olduğunu hem de aşının mucidi olmadığını kabul eder, linki tekrarlıyorum;
“I didn't invent these vaccines,” he said in an interview with me. “I invented the vaccine platform and the concept. I did not invent these specific vaccines.”
“Malone admitted to getting the Moderna vaccine himself, but said he did so because he was suffering from long Covid, and the data at the time suggested it improved outcomes. He also said that he and his wife needed to travel, which made the vaccination necessary. “
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] Ve soruyoruz, bu aşının mucidi sayılan kişinin 2000 yılından sonra mrna bağlamında bir makalesi var mıdır? Zira mrna aşı teknolojisi 2005 sonrasında hız kazanmıştır, (adı geçen kişinin de bir biyolog olduğunu da ekleyelim ve mrna’nın mucidi sıfatını kendisi kendisine tanımlamış( 2021 yılında yapmış ne ilginç ki),sonra linkedn uyanıp bu sıfatı kaldırmış, kaldırınca da ısyan etmiş, ayrıca kendisi de covid sürecinde ilaç üretmeye çabalamış, fakat başaramamış)
(Şunu da eklemeden geçemem; bugünun bilim dünyasında mucit diye bir sıfat yoktur/olamaz. Bilgi öylesine devasa boyutlardaki, her türlü yeni buluş artık bir bilimsel topluluğun ürünüdür. Anlamak için son yıllardaki Nobel ödüllerine bakmanız yeterli, özellikle doğa bilimlerinde eskiden 1 ismi verilirken, artık bir ekibe veriliyor….Buradan şu sonucu cıkarmak elzem, bilim artık şahıslar üzerinden dönmüyor, kurumsal bir toplulukla ilerleyebilir bu sebeple x kişisi bunu dedi türü kanıtlamaları bırakmak en doğrusu)
Prof Ciner tam anlamıyla aşı savunucusudur, yine hocanın aşı bağlamında söyledikleri pas geçilir, kendi arzu ettikleri gerçek üzerinden çarpıtma yaparak, aşıdan 6 ay sonra herkesin aşısız olduğu iddia edilir. Ve kendi verdikleri linkte dahi ifade netken kırpılarak anlam bütünlüğünden uzaklaştırılır, hocanın söylediğini harfine bile dokunmadan kopyalıyorum;
“Kişi aşı hiç olmamış, ya iki doz aşı olmuş ama üzerinden 5-6 ay geçmiş koruyuculuğu bitmiş ya da iki doz aşı olmuş ama üzerinden 15 gün geçmeden hastalığa yakalanmışlar.”
(Tüm bunlar bir yana, canhıraş aşı olun diye yalvarıp, çok katı yaptırımlar isteyen bir doktorun çıkıp aşılılar 6 ay sonra aşısız olur demesini beklemek de tümüyle akla aykırı bir durum, ama işte aşı karşıtlığı için malzemenin nereden kimden ne şekilde geldiğinin hiçbir önemi yok, yeter ki malzeme bulunsun)
Ayrıca Ciner’in ne söylediğinden daha önemli ve daha basit bir yöntem var, 6 ayı geçmiş çift dozlu aşılıların antikor oranlarını test etmek çok çok kolay. Bir antikor testi ile anlaşılabilir.
Birçok doktor aşı olmadı denir ( oranı hala verilmez) , sonrasında ise ölen tüm sağlık personellerinin ( teknisyenden, hizmetlisine kadar) linki verilir, fakat bunların kaçı aşısız bilgi yok! Aşı öncesi ve aşı sonrası ölümler hakkında bir veri sunulmaz. İddiayı bu yolla ıspatlamış sayarlar.