hz muhammed, allahın gönderdiği son peygamber a.s. aline ve ashabına salatü selam olsun. hz muhammed, insanlara allahı tanıtan, kitabı ve sünetiyle örnek bir yaşam sunan, peygamberlerin en büyüğü ve ümmeti en çok olan, allahın kulu ve elçisidir. getirdiği kitap kuran mucizesidir. allah kuran isimli kitabıyla hükmedeceğini beyan etmiştir. ölümle yaşamın bitmeyeceğini, ahiret denilen bir yaşam (gerçek yaşam) başladığını bize bildirmiştir. muhammedin vefatından sonra halifeleri onun izinden gitmişler kuranın hükümleri ve rasulullahın sünnetinin dışında fetva vermekten korkmuşlardır. daha sonraları kendilerini evliya olarak tanıtanlar, kendilerince fetvalar vererek islamı fırkalara ayırmışlardır. mezheplere bölmüşlerdir. o yüzdendir ki müslümamlar arasında birlik ve beraberlik yoktur. müslümanlar kuran ve hadisler ışığında sanki hz muhammed aramızda yaşıyormuş gibi bir birleşmeye gider ise birliktelik sağlanacaktır. dikkat ediniz. hz muhammed '' benden sonra kim kurana ve benim sünnetime sımsıkı sarılırsa doğru yol üzerinde olur'' demiştir. bırakın evliyaları veya mezhep ımamlarını, en samimi arkadaşları olan hz ebu bekir, hz ömer, hz osman, hz ali vb. uyun diye bir tavsiyesi yoktur. (ashabım yıdızlar gibidir. demiştir fakat) onlardan hiç birisini de kendisine vekalet bırakmamıştır. allah herkese şuur versin.
Mezhep meselesi bir taraftan İslam'da bir ihtilaf unsuru gibi gösterilmeye çalışılırken, diğer taraftan bir takım demagojilerle saf zihinler bulandırılmak istenmektedir. Meselenin üzerine biraz eğildiğimiz zaman mezheplerin bir ihtiyaçtan doğduğu, hiç bir zaman ihtilaf unsuru olmadığı anlaşılacaktır.
Mesela Hz. Peygamber (a.s.m.) efendimiz namaz kılarken mübarek alınlarına taş batar ve alınları kanar. Hz. Aişe (r.a.) validemiz taşı Peygamber (a.s.m.) efendimizin alnından alarak yere atarlar. Peygamber (a.s.m.) efendimiz yeniden abdest alarak namazlarını kılarlar. Peygamber (a.s.m.) efendimiz yeniden abdest aldıklarına göre abdestleri bozulmuştur. Hanefi mezhebi imamı, İmam Azam Ebu Hanife hazretleri ile Şafii mezhebi imamı, İmam Şafii hazretleri abdesti bozan meseleleri ele alırken bu meseleyi değerlendirirler. İmam-ı Azam hazretleri, “Peygamber (a.s.m.) efendimizin alnına batan taş kan çıkardığı için Resulullah (a.s.m.) efendimiz abdest almıştır” hükmüne varırken; Şafii hazretleri abdestin bozulmasını Hz. Aişe (r.a.) validemizin Peygamber (a.s.m.) efendimizin alnına dokunmasına bağlamıştır. Böylece Hanefi mezhebinde az bir kan abdesti bozan sebeplerden biri olurken, Şafii mezhebinde kadının temasıyla abdestin bozulması kaide olarak benimsenmiştir. Görüldüğü gibi her iki hüküm de doğrudur ve haklı bir gerekçeye dayanmaktadır.
Peygamber (a.s.m.) efendimizle birlikte daha başka şeriatlara ihtiyaç kalmamış ve O'nun dini bütün asırlara kafi gelmiştir. Fakat teferruat meselelerde bir takım mezheplere ihtiyaç kalmıştır. Cenab-ı Allah tarafından vazifeli olarak gönderilen hak mezheplerin imamları bu vazifeyi hakkıyla yerine getirmişler ve insanoğlunun bütün ihtiyaçlarına cevap vermişlerdir. Peygamber (a.s.m.) efendimiz bir mucize olarak bu imamların geleceklerini ve büyük bir vazife yapacaklarını daha bunlar gelmeden haber vermiş ve bu mümtaz şahsiyetler de yapmış oldukları hizmetlerle Resulullah (a.s.m.) efendimizi fiilen tasdik etmişlerdir...
Bu mezheplerin imamları da birbirine daima saygılı olmuşlar, birbirlerini red ve inkar etmemişlerdir. Ayrıca bir mezhep tesis etmek niyetiyle ortaya iddialı bir şekilde çıkmamışlar, daha sonra bir araya toplanarak bir mezhep haline getirilen içtihatlarını zaman ve ihtiyaç anında ortaya koymuşlardır...