Mehmed Akif in az bilinen 13 özelliği
Bâzı şahsiyetler vardır, hem eserleriyle, hem de şahsî hayatlarıyla ölümsüzleşmişlerdir, istiklâl Marşı şâirimiz ve meşhur şiir klasiğimiz Safahat'ın şâiri Mehmed Akif bunlardandır. . Âkifin yakın dostu olan, güçlü şâir ve edip Mithat Cemal'in "Mehmed Akif" isimli eserini üçüncü defa okudum. Ama bu sefer kelimenin tam manâsıyla "okumaya" gayret ettim. Tarih, edebiyat, sanat, şiir ufkunda seviye elde etmek ve kültür bakımından derinlik kazanmak isteyenlere hararetle tavsiye ederim bu kitabı... Sadece şiiriyle değil; mekaleleriyle, İdareciliğiyle, mücadelesiyle, muallimliğıyle, hatipliğıyle, kültür admlığıyla,:
1) Çok iyi derecede Arapça bilirdi, ama sesinde Arapça yoktu; halis ve akıcı bir cengâver Türkçesiyle konuşurdu, .
2) Arap edebiyatına çalışırken Akif bakar ki şevâhid hep âyetler... Telmihler de öyle... Ve nihayet başka türlü olmayacağını anlayınca 6 ayda Kurân'ı ezberledi.
3) Mısırda bazen bütün Ramazan hatimle teravih kıldırırdı. Fakat bu teravih namazlarına her zaman cemaat bulamaz, oğlu Tahir'in önüne cemaat diye geçip imam olurdu. Hatimle kıldırılan bu teravih namazları uzayınca Akif "Bazen arkama dönüp bakıyordum, o da kaçmış!" derdi.
4) 18 yaşındaki Mithat Cemal, Âkifle yürürken bir şiirini okumuş. Uzun bir sessizlik olmuş. Şiiri tekrar okumasını İstemiş Akif Mithat Cemal tekrarlamış. Bu esnada Mithat Cemal sormuş; "Neden şiirlerinizi kitaplaştırmıyorsunuz?" Akifin cevabındaki nezâkete dikkat edin: "Ben şiirlerimi ne diye bastırırım? Siz bu yaşınızda benden güzel yazıyorsunuz!"
5) Caddelerden daima kaçar, evine ve işine tenhâ sokaklardan giderdi. Caddeden geçmeye mutlaka mecbursa, gözlerini meçhul bir noktaya diker, caddeyi kendi hesabına tenhâ bir sokak hâline getirirdi.
6) Kuvvet şımarıklığı en İğrendiği şeydi. Kendisine haksız yere ve ağız dolusu söven bahçıvanı önce dövmüş, sonra da bir taşın üstüne oturup ağlamıştı.
7) Mithat Cemal'in Âkifle İlgili şu tespiti enteresandır "Akif hayatımın 33 senesidir. Bu 33 senede o, bir tek defa bayağı olmadı. Onun iç yüzüne baktığım vakit gökyüzüne, denize bakar gibi ferahlardım. Sonra 63 senelik hayatını öğrendim; bu ne berrak 63 senedir, siyah ve pis tek bir dakikası yoktur.'"
Eserinin beğenilmesi onu çocuk gibi utandırırdı, başka yere bakardı...
9) Kütüphanesindeki kitapların tamamını okumuştu. Bir kitabı önce toptan, sonra tenkit ederek okur; dördüncü okuyuşta bâzı tespitler yapardı. Az eseri çok okurdu.
10) Bir işin "takriben" Akif e yalan kadar çirkindi. Kırmızıya pembe diyorsanız cürümdü. Ona dörtte gidecekken dördü çeyrek geçe gitmişseniz, geç kaldığınız bu 15 dakika kabahatti,
l1) Yine Mithat Cemal'in bir tespiti vardır: "Dalkavukluk etmeyen adam gördüm; fakat dalkavukluktan hoşlanmayan adam görmedim. Bunun bir müstesnası vardır: Akif.."
12) Akif için dört şey çamur kadar pisti; Cimrilik, ikbal şımarıklığı, kibir, maddî pislik.
13) Şöyle anlatırdı: "Bir İngilize sormuşlar; Bu kadar ananeci (gelenekçi) olduğunuz halde nasıl terakki" ettiniz? İngiliz cevap vermiş: Bizde en yeni anane 600 seneliktir, en eski teceddüt (yenilik) 6 saatlik" Akif de böyleydi, 14 asırlık ananeyle 14 saatlik teceddüdün beraber yürümesini isterdi.