Mevlana'dan Güzellikler

Çevrimdışı nirsen81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.463
  • 4.060
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.463
  • 4.060
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Şub 2011 21:22:33
Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan ne mutlu sana!..
Elinde olmayanları söyleme bana…
Elinde olanlardan bahset can!… Üzülme!..
Geceler hep kimsesiz mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış.
Bil ki güzellikler de var bu hayatta…
Gel Git’lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin?
Hüzün olgunlaştırır ,
Kaybetmek sabrı öğretir…

Hz. Mevlana

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.443
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.443
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 05 Şub 2011 21:24:28
Ne zaman vuslat Ey Yar!
Can bitap düştü,saçlarıma hazan düştü.
 Sevdama köz düştü.
Lime lime etti bu hasret beni.
İlmek ilmek cana dokudum da seni, gönül gözüme hayranlık düştü.
Özlem iklimlerinden dergahına sesleniştir bu, ahı feryada karışmış bir kıtmirin yanmasıdır.
Gel ne olur bir gün çıkıp gel alev almadan ruhum.
Canı dişinde,özü közünde bir ağlayıştır bu.
Kâlin Hâle serzenişi,
Mecnunun leylaya vurgunluğu.

Gel ateşe su(uuu)…


Hz. Mevlana...

Çevrimdışı nirsen81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.463
  • 4.060
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.463
  • 4.060
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Şub 2011 21:25:35
ETME

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
  
Mevlana Celaleddin Rumi

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 05 Şub 2011 21:51:57
. Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.

. Aşk altın değildir, saklanmaz. Aşıkın bütün sırları meydandadır.

. Yeşillerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir.

Çevrimdışı vguney

  • Uzman Üye
  • *****
  • 759
  • 1.459
  • 759
  • 1.459
# 05 Şub 2011 22:18:21
   MEVLANA'NIN MEZARININ SIRRI

    Eski Türklerde mezarların altına Farsça 'zir-i zemin' yani 'zeminin altı' denilen bir mezar odası yapılırmış.

Mevlana'nın naaşı da böyle 4 metrelik bir mezar odasına konmuş.

Ancak o tarihten bu yana mezar odasına kimse inmemiş.

Sadece bir kişi hariç.

Rivayete göre Sultan Dördüncü Murad, Mevlana'nın türbesini ziyarete geldiğinde, mezar odasının içinde ne olduğunu çok merak etmiş ve bu odaya girmek istemiş.

Ancak dönemin Mevlevi büyükleri, buna kesinlikle karşı çıkmış ve girmesini engellemişler.

Bunun üzerine Sultan, elindeki tespihi, ağzı açık odanın içine atmış.

Veya düşürmüş.

Bu tespihi almak üzere 7 yaşında bir kız çocuğu mezar odasına indirilmiş.

Bilinen tek şey, odanın iki tarafından aşağı doğru merdivenlerin indiğiymiş.

Kız çocuğu mezara inip çıktıktan sonra dili tutulmuş.

KÜÇÜK KIZ MEZAR ODASINDA NE GÖRMÜŞTÜ

İşte bu olaydan sonra 'mezar odasının sırrı' iyice merak edilmeye başlanmış.

Acaba kız çocuğu orada ne görmüştü de dili tutulmuştu?

Bir iddiaya göre, oda çok karanlık olduğu için çocuk çok korkmuş ve geçirdiği travmadan dolayı dili tutulmuştu.

Ancak bir başka iddia daha var ki, o 'mezar odasının sırrını' daha da koyulaştırıyordu.

Selçuklu Türkleri o tarihte mumyalama tekniğini biliyorlarmış. Fatih Sultan Mehmed dahil 7 padişahın naaşı mumyalanmış.

Mevlana'nın naaşı da mumyalandığı için muhtemelen öyle duruyordu.

Kız çocuğu orada yatan Mevlana'yı görünce bu hale gelmiş olabilirdi.

Bu olay dönemin önde gelen Mevlevilerini harekete geçiriyor ve 1640 yılında mezar odasının ağzı tuğlayla örülüp üzeri kurşunla kaplanıyor.

O tarihten sonra mezar odasının ağzındaki kurşun hiçbir zaman kaldırılmadı.

Mezar odası, sırlarıyla birlikte belki de ebediyete kadar sessizliğe gömüldü.

1930'LU YILLARDA MÜZE MÜDÜRÜNÜN ODASINDA

Ancak odanın hikáyesi burada bitmiyor.

Aradan 300 yıl geçtikten sonra, Mısır'daki piramit sırlarına benzeyen bir dizi olay daha yaşanacaktı.



    1930'lu yılların güzel bir gününde, Mevlana Müzesi'nin Müdürü Yusuf Akyurt odasında tek başına otururken, aklına sandukanın altındaki mezar odası gelir.

İçinden 'Acaba şu odaya bir girsem de içinde ne olduğunu görsem' diye geçirir.

Ancak tepki çekeceğini düşündüğü için kararsızdır.

O AN KAPI ÇALINDI YAŞLI ADAM GİRDİ

Tam o esnada kapı çalınır ve içeri, müzenin yaşlı odacısı girer.

Bu yaşlı adam aslında, Mevlevi dedesidir. Cumhuriyetin ilanından sonra tekke ve zaviyeler kapandığı için müzeye çevrilen türbede odacı olarak çalışmayı kabul etmiştir.

Yaşlı Mevlevi dedesi saygılı bir şekilde içeri girer ve Yusuf Akyurt'un tüylerini diken diken eden şu cümleyi söyler:

'Sakın oraya inmeyi düşünmeyin...'

Ancak bu şaşkınlık, müdürü kararından vazgeçirmez. Mezara inmek üzere kurşunla kaplı kapağın önüne gelir.

Halıyı kaldırır. Tam kapağı açmak üzereyken, bir adam haykırarak içeri girer:

'Müdür bey, yetiş evin yanıyor...'

Yusuf Akyurt gelinceye kadar evi kül olmuştur.

İşte tam o sırada eline bir telgraf tutuşturulur.

Müze müdürü başka bir yere tayin edilmiştir.

KONYA-ANKARA YOLUNDAKİ KAZA

Konya-Ankara yolu o gün çok ıssızdı.


Uzaktan gelen kamyonun farları, henüz tam karanlık hale gelmemiş ufukta cılız iki nokta gibi duruyordu.

Şoförün yanında kapıya dayanmış şekilde oturan çocuk kimbilir hangi hayallere dalmıştı.

Kamyon bir kavise girdiği sırada kapı aniden açılır ve çocuk alacakaranlığın içinde kaybolur.

Kamyon durup, içindeki iki adam kapıdan uçan çocuğa ulaştıklarında iş işten geçmiştir.

Çocuk öteki dünyaya göçmüştür.

Çocuğun başında duran ikinci adam, başı ellerinin arasında hüngür hüngür ağlamaktadır.

O adam, Konya'dan tayini çıkan Müze Müdürü Yusuf Akyurt'tur.

Kimine göre, mezar odasının sırrı, onu hálá takip etmektedir.

MEZARIN BAŞINDA SÖYLENEN SON SÖZLER

Yusuf Akyurt oğlunun cenazesini alıp Konya'ya döner. Cenaze töreninden sonra doğruca Mevlana Müzesi'ne gider ve sandukanın başında ellerini açıp haykırmaya başlar:

'Yetmedi mi? Affet artık...'

Çevrimdışı nirsen81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.463
  • 4.060
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.463
  • 4.060
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Şub 2011 12:17:04
Hz. Mevlânâ’nın Vasiyeti:

Size, gizlide ve açıkta Allah’tan korkmayı, az yemeyi, az uyumayı, az konuşmayı, isyan ve günahları terk etmeyi, oruç tutmayı, namaza devam etmeyi, sürekli olarak şehveti terk etmeyi, bütün yaratıklardan gelen cefaya tahammüllü olmayı, aptal ve cahillerle oturmamayı, güzel davranışlı ve olgun kişilerle birlikte bulunmayı vasiyet ediyorum. İnsanların en hayırlısı, insanlara yararı olandır. Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olanıdır.

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.443
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.443
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Şub 2011 00:00:21
MEVLA'nın her şeydeki sırrı SABIRdır.
Acıya sabredersin adı METANET olur
Açlığa sabredersin adı ORUÇ olur,
İnsanlara sabredersin adı HOŞGÖRÜ olur,
Dileğe sabredersin adı DUA olur,
Duygulara sabredersin adı GÖZYAŞI olur,
Özleme sabredersin adı HASRET olur,

Sevgiye sabredersin adı AŞK olur....

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 07 Şub 2011 12:44:16
Mecnun değilim dost;lakin çağırırsan çöllere gelirim.
Sana yalan halde gelmem, toplarım özümü yalın halde gelirim.
Kapıyı çaldığında "kim o?"dersen; ben olmam kapında sen olur gelirim.
Sen gel de yeter ki,yola yük olmam,yol olur gelirim
(Hz. Mevlana)

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.443
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.443
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Şub 2011 13:59:04
Eğer "dokuz" CanLı olsaydın biLe..
En fazla "sekiz" kez kaçabilirdin ölümden..
Bil ki, "yedi" düvele sultan olsan dahi..
Yerin "aLtı" mekan olacak sana..
En fazla "beş" metre kumaş götürebileceksin..
Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü..
Bu dünya "üç" günlük dünya..
Azrail'in yanında "iki" kat olup yalvarsanda nafile..
Elbet "bir" gün öleceksin..
İşte o gün herşey "sıfır"dan başlayacak!

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.443
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.443
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Şub 2011 22:30:49
Üzülme der Mevlana ..! istediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur. . . !

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.395
  • 6.337
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.395
  • 6.337
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Şub 2011 22:40:19
"Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil."


Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.395
  • 6.337
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.395
  • 6.337
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Şub 2011 22:44:18
"Tapımızda (yolumuzda) riyazat yok; burada hep lütuf var, bağış var. Hep sevgi, hep gönül alış, hep aşk, hep huzur var burada."


Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.580
  • 42.865
  • 5.580
  • 42.865
# 08 Şub 2011 00:33:35
Mevlana Oğluna Der ki;

“Bahaeddin! Eğer daima cennette olmak istersen,
herkesle dost ol, hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma!
Fazla bir şey isteme ve hiç kimseden de fazla olma!
Merhem ve mum gibi ol! İğne gibi olma!
Eğer hiç kimseden sana fenalık gelmesini istemezsen,
Fena söyleyici!
Fena öğretici!
Fena düşünceli olma!
Çünkü bir adamı dostlukla anarsan, daima sevinç içinde olursun..
İşte o sevinç Cennetin ta kendisidir.
Eğer bir kimseyi düşmanlıkla anarsan, daima üzüntü içinde olursun.
İşte bu gam da cehennemin ta kendisidir.
Dostlarını andığın vakit içinin bahçesi çiçeklenir,
gül ve fesleğenlerle dolar.
Düşmanları andığın vakit, için dikenler ve yılanlarla dolar,
canın sıkılır, içine pejmürdelik gelir..
Bütün peygamberler ve veliler, böyle yaptılar,
içlerindeki karakteri dışarı vurdular.
Halk onların bu güzel huyuna mağlup olup tutuldu,
hepsi gönül hoşluğu ile onların ümmeti ve müridi oldular.”

Mevlana oğluna der ki:
Bahaeddin!

Düşmanını sevmek, düşmanının da seni sevmesini istersen,
kırk gün onun hayrını ve iyiliğini söyle, o düşman senin dostun olur;
Çünkü gönülden dile yol olduğu gibi, dilden de gönüle yol vardır.

Çevrimdışı smncn2009

  • B Grubu
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 08 Şub 2011 01:19:45
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
"Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil."
Mesele budur !

Çevrimdışı asyalim

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 91
  • 382
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 91
  • 382
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 Şub 2011 03:12:51
**Ey İnsan Kaf dağı kadar Yüksekte olsanda, Kefene Sığacak Kadar Küçüksün. Unutma herşeyin bir hesabı var üzdüğün kadar üzülürsün.
(Hz. Mevlana)

**Cebi zengin fakat ruhu fakir olan insanın hali çok rezil ! Çünkü o; 'herşeyin fiyatını bilir, değerini değil.'
// Mevlana //

***Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giymeye, kemer takmaya alışmış kişi. Sonunda sana da dikişsiz elbiseyi giydirecekler.
 Hz. Mevlâna

***Farkındayım bende hayatımdaki sahte varlıkların. İstesem temizlemesinide bilirim. Ama bunca sahteliğin samimiyetime ihtiyacı var
// Mevlana //

***Hırsı bırak, kendini boş yere harcama! Şu toprak altında çırak da bir, usta da. . . ! (Hz. Mevlana)


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK