Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, Dokunabiliyorsan,
Nefes alabiliyorsan, Yürüyebiliyorsan, Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları söyleme bana
Elinde olanlardan bahset can! Üzülme!
Geceler hep kimsesiz mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek mi?
Yitirdiğin her ne ise; Bir bakarsın yağmurlu bir gecede,
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış.
Bil ki Güzellikler de var bu hayatta.
Gel git’lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin?
“Hüzün olgunlaştırır.”
“Kaybetmek sabrı öğretir.”
Şimdilerde bol bol dua ek.
Hasat yakındır can!
Kaderini sev!
Varsa kederini de sev!
Üzülme hastalıklarına,
Gör, hangi günahlarına kefaret olacak.
Terk edildin diye de üzülme,
Demek ki sevebilecek bir yüreğin var.
Geçmişi unut, hiç yaşanmamış gibi davran.
Buluttan nem kapma!
Döküver kirpiklerinden sonbaharı,
Bir gün ama bir gün mutlu tebessümlerle kol kola gireceksin.
Koklayacaksın yağmur sonrası toprakları,
Yükleyeceksin ruhunu kelebek kanadına.
Uçacaksın semalara sevdiklerinle can!
Kim demiş ebemkuşağı yedi renk?
Bakmakla görmek arasındaki farkı çözdüğünde,
Anlayacaksın ne demek istediğimi can!
Sana tanınan süre üzülmeye değecek kadar uzun değil.
Herkes gibi sende sonsuzluğa gün gelip kanat çırpacaksın,
Hayatın telaşından insan pek farkında olmuyor ama.
Kum saati alta doğru hızla akıp gidiyor.
Henüz aşılmamış çok yolların var.
Hiç mi güzellik yaşamadın?
Ufacık bir hatırımda mı yok yanında?
Hayatın ellerini bırakma! Küsme!
Hadi mavilerini giyin çık dışarı!
Denizle cilveleşen martılar gibi hayata kur yap!
Yitirdiğin güneş için sevda türküleri söylemeye devam et!
Ölümlüde olsa hayat, ölümsüz bakışlarla bak!
Kaçmakla kurtulamazsın ki;
Yalnızlıktan, hüzünlerden, hayattan
Ayakta kalman gerek, yaşaman gereken can!
Hayat senide içinde görmek istiyor.
Hadi yaklaş!
Unutma ki;
“Yapmadıklarının kazası yok!”
Ve yine unutma ki;
“Aydınlık,geceye hiçbir zaman yenik düşmedi” can!
Mevlâna Celâleddin-i Rûmî