289. Rüzgar, tozlan havaya kaldırdığı zaman, o tozlardan bir ses,
bir feryat duyarsan, o tozda benim bir zerrem vardır.
(c. II, 922)
• Aşk, öpmek, kucaklamak hevesine düşünce, ey can, kimde karar kalır, kirnde karar kalır?
• Padişah avlanmaya çıkınca, av yeri neşelenir, şereflenir, güler. Fakat padişahın kendisi bir güzelin avı olursa, ne dersin? Artık ne olur?
• Gönlüm, mahmur gözlerin mesti olunca, benim mahmurluğumu bin kadeh şarap bile gideremez.
• Ölüp toprak olduğum, toprağımın da zerre zerre dağılıp gittiği zaman, her zerrem yine o eşsiz sevgiliye aşıktır.. Onun 'aşkıyla titrer durur.
• Rüzgar, tozları havaya kaldırdığı zaman, tozlardan bir hayhuy sesi duyarsan bil ki, o tozda benim bir zerrem vardır; ağlayan, feryat eden odur.
• Ah, senin ay yüzlü sevgilinden utandığın gibi, ben de "ah"tan utanırım. Benim gönlüm "ah" etmekle rahatlar.
• Zamanede sabretmekten daha iyi bir şey yok. Fakat, sana sabretmek pek büyük bir suçtur! Utanılacak bir haldir!
Divan-ı Kebir'den